Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

TMK'nın 336/3 Fıkrasına göre velayet ana ve babadan birinin ölümü halinde sağ kalana, boşanmada ise çocuk kendisine bırakılan tarafa aittir. Eldeki bu davada, davacı dede tarafından velayet altında bulunmayan küçüğün TMK'nın 404/1 maddesi uyarınca kısıtlanması istemiyle açılmıştır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 336/3. fıkrasında; velâyetin, ana ve babadan birinin ölümü hâlinde sağ kalana, boşanmada ise çocuğun kendisine bırakılan tarafa ait olacağı; 404/1. fıkrasında ise; velâyet altında bulunmayan her küçüğün vesayet altına alınacağı düzenlenmiştir. Boşanma sonucunda velayet kendisine verilmiş olan tarafın (annenin) ölümü nedeniyle, velayet kendiliğinden diğer tarafa (babaya) geçmez. Velayet hakkındaki hükümler kamu düzenine ilişkin olup, aslolan ergin olmayan çocuğun velayet altında bulunmasıdır....

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Karatay İlçe Nüfus Müdürlüğü'nün dava dilekçesinde özetle: küçük T2 babasının kısıtlı olduğu, bu nedenle küçüğe vasi olarak atanmasını talep ve dava etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ Konya 1. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 17/04/2023 tarih ve 2023//495- 826 E. K. Sayılı ilamı ile; Küçüğün annesinin sağ ve reşit olduğu ve küçüğün annesinin velayeti altında bulunduğu anlaşıldığından kısıtlamaya ilişkin talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı idare istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin verdiği kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, evliliğin boşanma ile son bulması ve boşanma sonrası velayetin babaya verildiği, mahkeme kararı olmaksızın velayet değişikliği yapılamayacağından yeniden vasi atanması gerektiğinden verilen kararın bozulmasını yeniden karar verilmesini talep etmiştir....

yoktan var ettiği şirkete girmesinin engellendiğini, şirketin kâr payının dağıtılmadığını, aylık 12.000 € maaş ve iştirak nafakalarının müvekkiline ödenmediğini, müvekkili ve çocuğunun çevresine muhtaç bırakıldığını, tarafların müşterek çocuğunun her geçen gün büyüdüğünü, kendisi ile birlikte ihtiyaçları ve masraflarının arttığını, davacının iaşe bedeli ve okul ödemelerinin ayrı ayrı belirlenmesi ve ödemelerin doğrudan ilgili kurum ve kuruluşlara yapılması talebinin iştirak nafakasının mahiyeti gereği reddi gerektiğini, müşterek çocuğun velayetinin anneye bırakılmakla çocuğun hayatına yön verecek nihai kararların davalının velayet hakkı kapsamında yer aldığını, davacının iştirak nafakasını doğrudan ilgili kurum ve kuruluşlara ödemesinin taraflar arasında yeni uyuşmazlıklara ve velayet hakkının kısıtlanmasına sebebiyet vereceğini, iştirak nafakasının alacaklısının velayeti kendisine bırakılan ebeveyn olduğunu, davacının bu yükümlülüğünü neredeyse 10 senedir hiçbir zaman tam, süresinde ve...

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı kadın tarafından velayet, nafaka ve tazminatların miktarı yönünden; davalı erkek tarafından ise kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası, velayet, tazminatlar ve ziynet alacağı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının tüm, davacı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2- Mahkemece boşanma kararıyla birlikte, tarafların ortak çocukları olan Nisan'ın velayeti anneye 03.09.2001 doğumlu ...’un velayeti davalı babaya verilmiştir. Velayet tercihi konusunda ...'un davacı babayı tercih ettiği görülmüştür. Velayet düzenlemesinde asıl olan çocuğun üstün yararıdır....

    Türk Medeni Kanununun 335. maddesi uyarınca ergin olmayan çocuk, ana ve babasının velayeti altındadır. Yasal sebep olmadıkça velayet ana ve babadan alınamaz. Hakim vasi atanmasına gerek görmedikçe, kısıtlanan ergin çocuklar da ana ve babanın velayeti altında kalırlar. Aynı yasanın 419. maddesi gereğince de gerek duyulduğunda henüz ergin olmayanların da kısıtlanmasına karar verilebilir; ancak, kısıtlama kararı ergin olduktan sonra sonuç doğurur. Kısıtlanan ergin çocuklar kural olarak vesayet altına alınmayıp velâyet altında bırakılır. Kısıtlanıp velayet altında bırakılmasına karar verilen çocuklar ve bunların malları hakkındaki uyuşmazlıklarda "velayet" hükümleri uygulanır. Bu hükümleri uygulayacak görevli mahkeme ise 4787 sayılı Kanunun 4. maddesi gereğince Aile Mahkemesidir....

      Türk Medeni Kanununun 335. maddesi uyarınca ergin olmayan çocuk, ana ve babasının velayeti altındadır. Yasal sebep olmadıkça velayet ana ve babadan alınamaz. Hakim vasi atanmasına gerek görmedikçe, kısıtlanan ergin çocuklar da ana ve babanın velayeti altında kalırlar. Aynı yasanın 419. maddesi gereğince de gerek duyulduğunda henüz ergin olmayanların da kısıtlanmasına karar verilebilir; ancak, kısıtlama kararı ergin olduktan sonra sonuç doğurur. Kısıtlanan ergin çocuklar kural olarak vesayet altına alınmayıp velâyet altında bırakılır. Kısıtlanıp velayet altında bırakılmasına karar verilen çocuklar ve bunların malları hakkındaki uyuşmazlıklarda "velayet" hükümleri uygulanır. Bu hükümleri uygulayacak görevli mahkeme ise 4787 sayılı Kanunun 4. maddesi gereğince Aile Mahkemesidir....

        Temyiz isteğinin reddine dair 08.08.2011 tarihli ek kararın ve diğer tarafın temyiz dilekçesinin temyiz eden davalıya, velayet altında ise kanuni temsilcisine usulüne uygun olarak tebliğinden ve belli sürenin geçmesi beklendikten sonra gönderilmek üzere dosyanın mahalli mahkemesine İADESİNE oybirliğiyle karar verildi.21.11.2012 (Çrş.)...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalılardan ... tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece; küçük ... davalı annede bulunan velayet hakkı kaldırılarak ... velayeti anneannesi ...'e verilmiş, hüküm davalı anne tarafından velayetin davacıya verilemeyeceği ve davacının vasi olarak atanması gerektiği gerekçesiyle temyiz edilmiştir. Türk Medeni Kanununun 404. maddesinde velayet altında bulunmayan küçüklerin vesayet altına alınacağı düzenlenmiştir. Sözü edilen yasal düzenlemeye göre velayet hakkı münhasıran anne ve babaya tanınan bir hak olup evlat edinme hariç ana baba dışında hiç kimseye tevdi olunamaz....

            Dosyanın yeniden yapılan incelemesinde; Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir. Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir. Çocuğun yararı ise; çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır. Velayet kamu düzenine ilişkin olup, re’sen araştırma ilkesi geçerlidir....

              velayet hak ve yetkisini taktiren 75 ... süreyle kullanmaktan yasaklanmasına ve TCK.nın 53/5-son cümlesi uyarınca hükmün kesinleşmesiyle icraya konan yasaklama ile ilgili sürenin, hükmolunan adli para cezasının tamamen infazından itibaren işlemeye başlamasına,” ilişkin paragrafın çıkarılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 24.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu