Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda, TMK'nun 336/3 maddesi gereğince velayet ana babadan birinin ölümü halinde sağ kalan tarafa aittir hükmü gereğince, babası ölen ... ve Zekeriya'nın anne ve babasının boşandıktan sonra yeniden evlendiği ve boşanma ile velayet kendisine bırakılan babanın daha sonra öldüğü anlaşıldığından velayet hükümlerinin tartışılması gerekecektir. Velayetin değiştirilmesi ve kaldırılmasına ilişkin davalar Aile Mahkemesinin görevine girmektedir.Velayetin kaldırılmasına karar verilmesi halinde vasi tayini hususu gündeme geleceğinden Aile Mahkemesi görevlidir.(TMK.348.m) Bu durumda uyuşmazlığın Tarsus 1. Aile Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle;6100 sayılı HMK.'nın 21 ve 22. (1086 sayılı HUMK.’nın 25 ve 26.) maddeleri gereğince Tarsus 1. Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 13.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Velayet hukukuna ilişkin olarak açılan davada ... 2. Sulh Hukuk ve ... 1. Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, kısıtlanarak anne ve babasının velayeti altında bırakılan (TMK 419/3. maddesi) ergin çocuk ile ilgili vekil tutmaya yetki ve izin verilmesi talebine ilişkindir. Sulh Hukuk Mahkemesi'nce, ...'ın karar içeriği ile kısıtlanarak velayet altına alındığı, bu durumda TMK'nın 419/3. maddesi uyarınca velayet hükümlerinin uygulanması gerektiği ve Aile Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Aile Mahkemesi ise, davanın kısıtlı hakkında vekil tutmaya yetki ve izin istemine ilişkin olup Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Dosya kapsamından, ... 2....

      Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/2098-471 esas ve karar sayılı kararı ile kısıtlanarak annesinin velayeti altında bırakıldığı anlaşılmaktadır. ... Sulh Hukuk Mahkemesi 21/07/2014 gün ve 2013/2098-471 sayılı kararı ile velayet hükümleri uygulanacağından dosyanın ... Aile Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir. ... Aile Mahkemesi tarafından ise 25/07/2014 gün ve 2014/584-548 sayılı kararı ile “Uyuşmazlığın vesayet hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiği görevli mahkemenin ... Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ... Sulh Hukuk Mahkemesi de 02/02/2015 gün ve 2013/2098-471 sayılı kararı ile “TMK’nın 419/3. maddesi uyarınca velayet altında bırakılmasına karar verilen ergin kısıtlı ve bunların malları hakkındaki uyuşmazlıklarda velayet hükümleri uygulanacağından ......

        Vesayet makamı; kısıtlının, annesinin velayeti altına konulduğunu, bu durumda velayet hükümlerinin uygulanacağını, isteğin velayet hükümleri çerçevesinde aile mahkemesince değerlendirilmesi gerektiğini belirterek görevsizlik kararı vermiş, kararı davacı temyiz etmiştir. Ergin çocuğun kısıtlanması halinde, Türk Medeni Kanununun 419/3. maddesi uyarınca, velayet altına konulmuş bulunması, kısıtlı hakkında velayet hükümlerinin geçerli olacağı anlamına gelmez. Ana ve/veya babanın ergin olmayan çocukları üzerindeki doğumla başlayan kanunen sahip oldukları velayet hakkı ile, kısıtlama nedeniyle, kanunda yer alan hüküm ( TMK. 419/3) gereği kendi velayetlerine bırakılan ergin çocukları üzerindeki hak ve yetkileri farklıdır. İkinci halde, kısıtlanan ergin çocuğa atanan veli, vasi gibidir ve vesayete ilişkin hükümlere tabidir. Başka bir ifade ile veli, vesayet makamının denetimi altındadır. Bu nedenle, olayda görev yönünden vesayete ilişkin hükümler uygulanacaktır....

          Bu dava ise anne tarafından boşanma tarihinden sekiz gün sonra 21.09.2015 tarihinde açılmış, anne velayet kendisinde olan babanın velayet görevlerini yerine getirmediğinden bahisle ortak çocuğun velayetinin kendisine verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda da... 'nin velayeti babadan alınarak anneye verilmiştir. Toplanan delillere göre, boşanma kararının verilmesi ile eldeki davanın açıldığı tarih arasında geçen süre içerisinde velayetin değiştirilmesini gerektiren bir durum, olay, hal ve şartlarda değişiklik veya davalı babanın velayet görevini yerine getirmediği ve kötüye kullandığı hususları ispatlanamamıştır. Bu nedenlerle ortak çocuk ...'nin velayetinin anneye verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı geretirmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayet Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Çocuğun anne ve babası 28.12.2009 tarihinde kesinleşen kararla boşanmış, ... velayeti babaya bırakılmış, baba 03.10.2015 tarihinde vefat etmiştir. Çocuğun annesi olan davacının, velayetin kendisine verilmesini istemi ile "hasımsız" olarak açtığı dava mahkemece reddedilmiştir. Evlilik birliği devam ederken eşlerden birinin ölümü halinde velayet sağ kalan eşe geçer. Boşanma kararıyla velayet kendisine verilen tarafın ölümü halinde velayet sağ kalan ebeveyne kendiliğinden geçmez. Velayet sahibi baba öldüğüne göre çocuk yasal temsilden yoksun haldedir....

              Sulh Hukuk ve Çorum Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, vasi tayinine ilişkindir. Sulh Hukuk Mahkemesince, davacı annenin yaşı küçük olan çocuklarına vasi olarak atanmasını istemişse de, velayet varken vasilik kararı verilemeyeceği, öncelikle velayet konusunda karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle Aile Mahkemesine görevsizlik kararı verilmiştir. Aile Mahkemesi ise, mahkemeye açılan velayete ilişkin bir davanın olmadığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Evlilik dışı ilişkiden doğan ve af yasası uyarınca babalarının nüfusuna kayıtlı olan küçükler ... ve ...’nın babaları İsmail’in öldüğü, her iki çocuğun velayetinin de Türk Medeni Kanununun 337. maddesi uyarınca anneye ait olduğu hususu sabittir....

                Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından kadın lehine hükmedilen nafaka, tazminatlar ve velayet yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davacı-davalı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda ortak çocukların velayeti davalı-davacı anneye bırakılmış, davacı-davalı erkek velayet düzenlemesi yönünden kararı istinaf etmiş, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi üzerine davacı-davalı erkek hükmü velayet düzenlemesi yönünden temyiz etmiştir....

                  Somut olayda çocuğun velayeti, velayet hakkı verilen annenin vefatı nedeniyle askıda olup babanın sulh hukuk mahkemesinde devam eden vasi atanması dosyasında "velayeti istiyorum" şeklindeki beyanı velayetin kendisine verilmesi yönünde usulüne uygun olarak dava açıldığını göstermez. Ancak TMK 335. maddesi uyarınca aslolan velayet olduğundan mahkemece babaya bu konuda dava açmak üzere süre verilmesi, dava açılması halinde bekletici mesele yapılması ve sonucuna göre baba tarafından açılacak velayet davasının kabulü halinde davanın reddine, reddedilmesi halinde ise vasi atanmasına karar verilmesi gerekir. Bu durumda uyuşmazlığın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK.’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince Tarsus 2.Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 18.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    Velayet hakkını kullanmak için çocuğu yanına almayıp onu ayrı bırakması velayet görevini ihmal etmiş olduğu anlamına gelir.Bu durum velayetin değiştirilmesini gerektirecek bir haldir (TMK. md. 183,349,351). Kaldı ki yine 23.2.2015 tarihli duruşmada dinlenilen küçük Melis Nur velayetinin annesine verilmesini istemiş, velayet konusunda görüşü alınan uzman da hem aynı duruşmada hem de 15.7.2014 tarihli raporu ile velayetin anneye verilmesinin çocuğun yararına olacağını belirtmiştir.Velayetin anneye verilmesi halinde müşterek çocuğun psikolojik ve bedeni gelişimi yönünden muhtemel bir tehlikenin varlığı da ileri sürülmediğine göre, velayetin değiştirilmesi isteğinin kabulü ile velayetin davacı anneye verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile ret hükmü kurulması doğru olmamıştır....

                      UYAP Entegrasyonu