Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bununla birlikte, vekaletsiz görme bir borç kaynağı olup, burada görenle sahibi arasında kanuni bir borç ilişkisi kurulmaktadır. Vekaletsiz görme, gerçek vekaletsiz görme ve gerçek olmayan vekaletsiz görme olarak ikiye ayrılmaktadır. Gerçek olmayan vekaletsiz görme, TBK'nın 530. maddesinde düzenlenmiş olup bu maddeye göre; bir kişinin, yetkisiz olarak ve kendi ya da üçüncü kişi menfaatine veya sahibinin yasaklamasına aykırı olarak bir görmesi suretiyle başkasının hukuk alanına müdahale etmesi halinde, elde etmiş olduğu menfaati, sahibine devretmesi gerekir. TBK'nın 526. maddesinde, bir kimsenin vekaleti olmaksızın sahibinin menfaatine ve varsayılan iradesine uygun olarak veya onun hukuka ve ahlaka aykırı yasaklaması olmadan gördüğü , gerçek vekaletsiz görme olarak açıklanmıştır. Gerçek vekaletsiz görmede görenin asıl amacı, sahibine yardım etmekte olup, bu niyetle bir başkasının hukuk alanına müdahale edilmiş olur....

Mahkemece, sebepsiz zenginleşme nedeniyle alacak istemine ilişkin davada BK 66. maddesi gereğince bir yıllık zamanaşımı süresinin uygulanacağı ve dava tarihine kadar bu sürenin geçtiği gerekçesi ile davanın HMK 142. maddesi hükmü gereğince reddi cihetine gidilmiştir. Hüküm, süresinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Taraflar arasında, adi ortaklık sözleşmesi bulunduğu anlaşılmaktadır.Davacılar, davalının hissesine düşen vergi borcunu ödemek suretiyle vekaletsiz olarak davalıyı borçtan kurtarmıştır. Öyle olunca burada sebepsiz zenginleşmedeki bir yıllık zamanaşımı değil, vekaletsiz görmedeki on yıllık zamanaşımının göz önünde tutulması gerekir....

    Mahkemece, davanın hak düşürücü nedeniyle reddine ilişkin kararı Dairece; ''davanın vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayandığı açıktır. Ne var ki Mahkemece bu yönde bir araştırma, inceleme ve soruşturma yapıldığı söylenemez. Hal böyle olunca, mahkemece vekaletsiz görme davalarında kabul edilen ilkeler uyarınca, iddia ve savunma doğrultusunda, tarafların tüm delillerinin toplanması, gerekli inceleme ve araştırma yapılması, ondan sonra toplanan ve toplanacak tüm delillerin vekaletsiz görme ilkeleri çerçevesinde değerlendirilmesi, miras bırakanın zararlandırılıp, zararlandırılmadığının, vekalet görevinin kötüye kullanılıp kullanılmadığının kuşkuya yer bırakmayacak şekilde açıklığa kavuşturulması, vekalet görevinin kötüye kullanıldığı kabul edildiğinde davalı ...'in ikinci el olduğu gözetilerek bu yönde de soruşturmanın eksiksiz tamamlanması ve hasıl olacak sonuç uyarınca karar verilmesi gerektiği'' gerekçesiyle bozulmuş....

      Belediye sınırları içerisinde kalan bekçili bariyerli hemzemin geçitte (Temmuz-Aralık 2013) dönemi arasındaki bekçilik hizmetlerinin sorumlu Belediye Başkanlığı tarafından yerine getirilmemesi üzerine ihale yöntemi alınarak Borçlar Kanunun vekaletsiz görme hükümlerine istinaden yerine getirildiğini, bekçilik hizmeti için harcanan KDV dahil toplam 34.338,65 TL alacağın, 19.03.2014 tarihli yazı ile davalıdan talep edilmesine rağmen ödenmediğini bu nedenle fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 34.338,65 TL'nin Borçlar Kanununun vekaletsiz görme ile ilgili maddelerine göre temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....

        Vekaletsiz görmeden doğan alacak davasında da yetki ile ilgili kamu düzenini ilgilendiren bir yetki kuralı bulanmamaktadır. Mahkemece değinilen bu yönler gözetilerek işin esasına girilip hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken yanlış gerekçe ile yazılı şekilde yetkisizlik nedeniyle davanın reddine kararı verilmesi, usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde davacı ve davalıya iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 18.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Vekaletsiz görmeden doğan alacak davasında da yetki ile ilgili kamu düzenini ilgilendiren bir yetki kuralı bulanmamaktadır. Mahkemece değinilen bu yönler gözetilerek işin esasına girilip hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken yanlış gerekçe ile yazılı şekilde yetkisizlik nedeniyle davanın reddine kararı verilmesi, usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 18.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Vekaletsiz görmeden doğan alacak davasında da yetki ile ilgili kamu düzenini ilgilendiren bir yetki kuralı bulanmamaktadır. Mahkemece değinilen bu yönler gözetilerek işin esasına girilip hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken yanlış gerekçe ile yazılı şekilde yetkisizlik nedeniyle davanın reddine kararı verilmesi, usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, peşin alınan 25,20 TL harcın istek halinde taraflara iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 18/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Mahkemece, zamanaşımı nedeniyle davanın reddine ilişkin verilen ilk karar, 15. Hukuk Dairesince "...Davacının ileri sürdüğü vakıalara göre taleplerinin dayanağı ve hukuki sebebinin vekâletsiz görme hükümleri olduğunun kabulü gerekir. 818 Sayılı BK’nın 126. maddesindeki dava türlerine girmediği ve vekâletsiz görmede yasalarımızda ayrı bir zamanaşımı süresi belirtilmediğinden vekâletsiz görmeden doğan alacak davaları aynı Yasa’nın 125. maddesi hükmünce 10 yıllık zamanaşımı süresine tabidir....

                arasında düzenlenen vekaletsiz görme hükümleri uyarınca davalı adına borç altına girdiğini, dava konusu işin müvekkili tarafından süresi içerisinde tamamlandığından bahisle Borçlar Kanunu'nun vekaletsiz görme hükümleri uyarınca müvekkili tarafından yapılan bedelinin bilirkişi marifetiyle tespitine, tespit edilen bedelin sözleşme bitiş tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                Bu durumda ortak yarar söz konusu olur ki; ortak yararın bulunduğu durumlarda göreninin menfaati sahibinin menfaatine göre daha üstün değilse işin başkasına aidiyeti unsuru var sayılır. Vekâletsiz görme nedeniyle taraflar arasında kurulan ilişki bir sözleşme ilişkisi olmamakla beraber gören ile sahibi arasında kanuni bir borç ilişkisi doğmaktadır. Vekâletsiz görme, yasal düzenleme uyarınca gerçek (caiz olan) vekaletsiz görme ve gerçek olmayan vekaletsiz görme olmak üzere ikili bir ayrıma tabiidir. TBK’nın 526. maddesine göre, bir kimsenin vekâleti olmaksızın sahibinin menfaatine ve varsayılan iradesine uygun olarak veya onun hukuka ve ahlaka aykırı yasaklaması olmadan gördüğü , gerçek vekâletsiz görmedir. Gerçek vekâletsiz görmede, gören sahibinin menfaatine ve yararına görme iradesi ile hareket etmektedir....

                UYAP Entegrasyonu