Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Birleşen davada davacılar vekili, asıl davadaki bahsedilen olay nedeniyle davacıların bağımsız bölüm maliki olmalarından dolayı 6.000,00 TL vekaletsiz görme nedeniyle alacak ile, 6.000,00 TL eksik ve ayıplı imalat bedeli olmak üzere toplam 12.000,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Asıl ve birleşen davada davalı vekili, vekaletsiz görme ve eksik-ayıplı imalat bedellerinin birlikte istenemeyeceğini, süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığını, müvekkilinden bağımsız bölüm satın alanlar için mahkemenin görevli olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; asıl davada bir kısım davacılar ..., ... ve ... hakkındaki davanın tefrik edildiği, birleşen ... 25....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Davacı vekili, kooperatif üyesi olan davalının, B blok 41 numaralı taşınmazın tapu kaydını devraldıktan sonra aidat borcunu ödemediğini, davalıya ait taşınmazın ince işlerinin, ortak alanlardaki imalatın kooperatif tarafından yapıldığını ileri sürerek, davacının kooperatif üyeliğinden doğan 44.325,00 TL'nin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 09.10.2012 tarihli celsede davayı ıslah ettiğini belirterek vekaletsiz görme hükümlerinin dikkate alınmasını istemiştir....

      Davacının eski eşi olan ... da, sözleşmeye konu bedelin davacı tarafından verildiğini belirttiğine göre, olayda davacı ve ... arasındaki hukuki ilişkinin vekaletsiz görme olduğu değerlendirilmiştir. O halde mahkemece, dava konusu olaya vekaletsiz görme hükümleri (BK. 410-415.md/ TBK. 526-531.md) uygulanmak suretiyle, hasıl olacak sonuca göre hüküm tesisi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik incelemeyle karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        - K A R A R - Davacı vekili; müvekkili kooperatif tarafından vekaletsiz görme hükümleri çerçevesinde yapılan harcamalara ilişkin davalı tarafa takip başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, itirazın haksız ve mesnetsiz olduğunu ileri sürerek, itirazın iptalini ve alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili; davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacının ortak kullanım alanlarında yaptığı harcamaları bunlardan faydalanan bağımsız bölüm sahibi davalıdan istemekte haklı olduğu, davacı tarafça yapılan giderlerin İZSU'ya yatırılması gereken bedel düşüldükten sonr 6.595,71 TL olduğu, alacak likit olmadığından tazminat talep edilemeyeceği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir....

          Her ne kadar mahkemece, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş ise de, olayın oluş şekli ve taraflar arasındaki ilişki gözönüne alındığında, taraflar arasında vekaletsiz görme ilişkisinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Vekaletsiz görme, TBK'nın 526. maddesi ve devamında düzenlenmiş olup, başkasının hesabına gören, o işi sahibinin menfaatine ve varsayılan iradesine uygun olarak görmekle yükümlü kılınmıştır. Aynı Kanunun 529. maddesinde ise “İş sahibi, işin kendi menfaatine yapılması halinde, görenin durumun gereğine göre zorunlu ve yararlı bulunan bütün masraflarını faiziyle ödemek, gördüğü dolayısıyla üstlendiği edimleri ifa etmek ve hakimin takdir edeceği zararı gidermekle yükümlüdür.” denilmiştir. İş görenin vekaletsiz görmeden kaynaklanan alacak hakları işi görülenin haksız iktisabı sayılmaz. Bu alacak hakları TBK'nın 147. maddesinde (BK 126.Mad.) sayılanlardan da değildir....

          Vekaletsiz görme hükümleri TBK’nın 526- 531.maddeleri arasında yer almaktadır. Vekaletsiz görme, "bir kimsenin hukuken yetkili veya yükümlü olmaksızın bir başkası veya kendi yararına bir başkasının işini görmesinden doğan hukuki ilişki" olarak tanımlanabilir. Vekaletsiz görme nedeniyle taraflar arasında kurulan ilişki sözleşme ilişkisi değildir. Bununla birlikte, vekaletsiz görme de bir borç kaynağı olup, burada görenle sahibi arasında kanuni bir borç ilişkisi kurulmaktadır. TBK’nın 526. maddesine göre, bir kimsenin vekâleti olmaksızın sahibinin menfaatine ve varsayılan iradesine uygun olarak veya onun hukuka ve ahlaka aykırı yasaklaması olmadan gördüğü , gerçek vekâletsiz görmedir. Gerçek vekâletsiz görmede görenin asıl amacı, sahibine yardım etmektir; bu niyetle bir başkasının hukuk alanına müdahale eder. Öte yandan vekilin, yaptığı masrafların ve verdiği avansların da faiziyle birlikte müvekkilce ödenmesi gerekmektedir(TBK m.510/1)....

          Bu durumda ortak yarar söz konusu olur ki; ortak yararın bulunduğu durumlarda göreninin menfaati sahibinin menfaatine göre daha üstün değilse işin başkasına aidiyeti unsuru var sayılır. Vekâletsiz görme nedeniyle taraflar arasında kurulan ilişki bir sözleşme ilişkisi olmamakla beraber gören ile sahibi arasında kanuni bir borç ilişkisi doğmaktadır....

          Dava, vekaletsiz görme hükümlerine göre alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. Uyuşmazlık, davacı yüklenicinin alacağını sözleşmenin tarafı olan apartman yönetimi yerine bağımsız bölüm sahibi olan davalıdan payı oranında isteyip isteyemeyeceği, kat maliki davalının da davalı sıfatının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Kanun yararına bozulması talep edilen kararda, dava konusu olay vekaletsiz görme hükümleri kapsamında değerlendirilmiş ve davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Söz konusu kararda somut olay kapsamında uygulanacak yasa maddelerinin hakim tarafından belirlenip, olaya uygulandığı anlaşılmış olmakla, yürürlükteki yasalara açık aykırılık bulunmadığı görülmektedir. Hal böyle olunca mahkemece, işin esasına girilerek sonucuna uygun bir karar verilmesinde kanun yararına bozma yoluna başvurulabilecek nitelikte olan ve açıkça yürürlükteki yasalara aykırı bulunan bir karar verilmemiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Özel Daireler arasında meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu'nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava, vekaletsiz görme nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi Yargıtay13.Hukuk Dairesi’ne aittir. SONUÇ: 13.Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA, dosyanın bu daireye gönderilmesine, 31.10.2013 gününde oybirliği ile karar verildi....

              Şti. ile dava dışı ... şirketi arasında distrübitörlük sözleşmesi olduğunu, davalının bu sözleşmeden dolayı Alman şirkete borcunun bulunduğunu, davacı şirketin ... şirketinin yeni Türkiye distribütörü olmak istediğini, ... şirketinin bu sözleşmenin yapılması için davalı şirketin borcunun ödenmesi gerektiğini söylemesi nedeniyle davalının borcunun vekaletsiz görme hükümlerine göre ödendiğini, ... şirketinden alacağın temlik alındığını, aynı dava konusu hakkında 2012/62 E. sayılı dosya ile dava ile birleştirme talep ettiklerini, zira ... şirketinin verdiği yetki belgesi ve alacak temlik belgesine göre 2012/62 E. sayılı dosyada ... Bilişim... Ltd. Şti. aleyhine dava açıldığını, asıl alacağın doğduğu şirketin belirlenebilir olmaması nedeniyle ... Dış Tic. Ltd.Şti. aleyhine bu davanın açıldığını ileri sürerek, 42.755,52 Euro alacağın faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir....

                UYAP Entegrasyonu