nun da teyzesinin oğlunun kayını olduğu dikkate alındığında şahısların taşınmazın aile konutu olarak tahsis edildiğini bilen yada bilebilecek durumda olan kişiler olduğu, davacının vekalet akdinin kötüye kullanılması iddiası ile vekili ve taşınmazın maliki aleyhine açacağı bir davada taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tescilini talep etmesi mümkün iken hiç bu yollara başvurmadan doğrudan şerhin yolsuz terkini nedeni ile Hazine aleyhine dava açmasının hakkın açıkça kötüye kullanılması niteliğinde olduğu ve yine davacı tarafından verilen satış vekaletnamesi uyarınca satış yapılması nedeni ile vekaletin kötüye kullanıldığı iddia edilmeden zarara uğradığı iddiası ile dava açılmasının dürüstlük kurallarına aykırı olduğu gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 26/11/2014 NUMARASI : 2010/90-2014/503 Dava, vekaletin kötüye kullanıldığı iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil ve tazminat istemine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununa 6572 sayılı Kanunun 27. maddesiyle eklenen geçici 14. madde gereğince Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 19.01.2015 tarihli ve 2015/8 sayılı Kararına göre ve davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 1. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Ancak, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60. maddesinde 6644 sayılı Kanunla yapılan değişiklik gereğince görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosyanın Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna sunulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, görev sorunu giderilmek üzere dosyanın Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 08.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda davacının dava dilekçesinde tanık deliline dayandığı, 07.04.2015 tarihli oturumda tanıklarını bildirmek üzere süre talep ettiği, mahkemece tanık dinletme talebinin reddedildiği, 21.04.2015 tarihli oturumda davacı vekilinin delillerin toplanması ve tanıkların dinlenmesi yönünde yeniden talepte bulunduğu; ancak mahkemece vekaletin kötüye kullanılması iddiasına yönelik hükme elverişli araştırma ve değerlendirme yapılmadan sonuca gidildiği görülmektedir. Hâl böyle olunca, yukardaki ilkeler uyarınca vekalet görevinin kötüye kullanılması bakımından araştırma yapılarak, öncelikle dava konusu edilen vekaletnamenin temini, iddia ve savunma doğrultusunda tarafların gösterdiği tüm delillerin toplanması, vekil ... tarafından davalı ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma HÜKÜM : CMK 223/2-a maddesi gereğince beraat Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Katılanın, akrabası olan sanığı ilçe merkezinde bulunan......
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacak (vekaletin kötüye kullanılmasından kaynaklanan) usulden reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle ileri sürülen temyiz sebeplerine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan bölge adliye mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nın 370/1 maddesi uyarınca ONANMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 12/09/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık, davacının kayın validesine verilen vekalet sözleşmesinden kaynaklı, vekaletin kötüye kullanılmasına ilişkin alacak davası ile ilgili olup, mahkemenin nitelendirmesi de bu yöndedir. 14.02.2011 gün ve 27846 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 09.02.2011 gün ve 6110 sayılı bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair Kanunun 8.maddesiyle Yargıtay Yasasının 14.maddesinde yapılan değişiklik uyarınca 01.03.2012 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanan iş bölümü kararının Yüksek 13.Hukuk Dairesi için Borçlar Kanunun ikinci kısmında yer alan sözleşmelerden (istisna akdi hariç akdin muhtelif nevilerinden) kaynaklanan davalar bakımından Sulh ve Asliye ayrımının yapılmadığı ve incelemenin bu nedenlerle Yüksek 13.Hukuk Dairesince yapılacağından uyuşmazlık konusu dosyanın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımı nedeniyle reddedilmesinin hukuksal dayanağının bulunmadığını, vekalet görevinin kötüye kullanılması nedenine dayalı hak talepleri, herhangi bir zamanaşımı veya hak düşürücü süreye tabi olmadığını, müvekkilinin davalıyı 28.04.2015 tarihinde azlettiğini beyan ederek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurularak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir. Dava, vekalet sözleşmesinden kaynaklanan, vekalet ilişkisinin kötüye kullandığı iddiası ile açılan maddi, manevi tazminat isteğine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince " ...davacıya ait taşınmazların vekil sıfatı ile davalı tarafından yapılan satışlardan kaynaklı tazminat talebinde satış işlemleri olan 2001 tarihinden itibaren yukarıda belirtilen 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu açıktır. Yine dava konusu edilen 597 ada 6 parsel sayılı taşınmazın 2005 tarihinden itibaren 3....
Çünkü, davadaki talep öncelikle vekaletnamenin sahteliği, olmadığı takdirde vekaletin kötüye kullanıldığı iddialarına dayalıdır. Davacının tazminat talebi de vekaletin kötüye kullanıldığı iddiasına dayalıdır. Bu iki iddia yönününden 818 sayılı BK'nın 125 (TBK'nın 147)'inci maddesindeki beş yıllık zamanaşımı süresi uygulanamaz. Buna dair Yargıtay emsal kararları, davacı vekilince istinaf dilekçesinde gösterilmiştir. Bu zamanaşımı, vekil ile müvekkil arasındaki sözleşmeye dayalı edimlerle ilgili talepler yönünden geçerlidir. Örneğin vekilin, satış bedelini müvekkiline verme borcu gibi edimlerde bu zamanaşımı süresi uygulanabilir. Somut olaydaki iddialar bakımından bu zamanaşımı süresi geçerli olmadığından, davacı vekilinin gerekçeye yönelik bu istinaf nedeni haklı bulunmuş, ilk derece mahkemesinin bu gerekçesinin düzeltilmesi gerekmiştir....
ye devredilmiş olması, vekaletin başlangıçta kötüye kullanıldığını ispatlamaya yeterli bir olgu olarak kabul edilemez. Davalılar arasında ticari ilişkinin bulunması, tarafların birbirlerini tanıyor olmaları da sonuca etkili bulunmamıştır. Taraf tanıklarının beyanları, vekaletin kötüye kullanıldığına dair somut bir bilgi içermemektedir. Davacının devir tarihinde herhangi bir ihtiyacının bulunmadığı ileri sürülmüş ise de bu durumda bu konuya ilişkin özel vekaletin neden verildiğinin de açıklanması ve ispatlanması gerekir. Hisse devir bedelinin düşük veya yüksek olması da bu davanın konusu değildir. Davada muvazaa nedenine de dayanılmamıştır. İddia, vekaletin kötüye kullanıldığı iddiasıdır....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/208 esas sayılı dosyası ile tazminat davası açtığını ve bu dosyada vekalet görevinin kötüye kullanılması nedeniyle tazminata hükmedildiğini, bu vekaletname ile yapılan satış işlemlerinden sonra vekilin, müvekkili adına yaptığı devir işleminden elde edilen gerçek geliri müvekkiline devretmediğini, vekilin vekillik görevini kötüye kullandığını belirterek, davalı Sabri Öney adına kayıtlı bulunan dava konusu iki taşınmazın gerçek satış bedellerinin tespit edilerek, Rize ili, Ardeşen ilçesi, Kavaklıdere mahallesi, 82 ada, 45 parseldeki taşınmazdaki müvekkilinin 1/6 payının ve Rize ili, Ardeşen ilçesi, Kavaklıdere mahallesi, 81 ada, 61 parseldeki 1/6 payının devri ile ilgili olarak da şimdilik 250.000- TL’nin satış tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....