WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen, tarafları, tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Yargıtay 14.Hukuk Dairesinin 11.11.2011 gün ve 2011/13830-13469 sayılı, 13.Hukuk Dairesinin 21.10.2011 gün ve 2011/16495-15094 sayılı, 4.Hukuk Dairesinin 28.09.2011 gün ve 2011/8395-9707 sayılı, 1.Hukuk Dairesinin 08.07.2010 gün ve 2010/6748-8028 sayılı kararlarıyla meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu’nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava, muvazzaa ve vekaletin kötüye kullanılması nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil olmazsa tazminat istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi 1.Hukuk Dairesine aittir. S O N U Ç : 1.Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA, dosyanın bu Daireye gönderilmesine, 22.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Zira mal varlığında meydana gelen eksilme veya hasar için tazminat isteminde bulunacak kimsenin, mal varlığı eksilen (zarar gören) şahıs olacağı doğaldır. BK. md. 256/I ile kiracıya, kiralananı kullanırken tam bir özen gösterme ödevi yükletilmiştir. Buna karşın kiracı, kiralananı hor kullanıp hasar verirse, gerek sözleşme ve gerekse haksız eylem nedeniyle zarar giderim (tazminat) borcu altına girmiş olur. Sözleşmeden doğan sorumluluk ile sözleşme dışı sorumluluğun yarışması (telâhuku) durumunda, zarar gören tazminat davasını haksız eyleme dayandırabilir. Sonuç : Mahkemece yukarıdaki ilkeler dikkate alınmadan davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir....

      tarihinde diğer davalı ...’a satıldığı, davacının davalılar aleyhine açtığı tapu iptali ve tescil davası sonucu Kemalpaşa 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 28.03.2007 tarihli 2004/190 esas 2007/65 karar sayılı kararı ile vekaletin kötüye kullanılması gerekçesine dayanılarak dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verildiği, bu kararın Yargıtay incelemesi sonucu onanarak 03.03.2008 tarihinde kesinleştiği dosya kapsamından anlaşılmakta olup bu hususlar çekişmesizdir....

        Yavuz’a taşınmazların intikali için noterden 24.03.2008 tarihinde vekalet verildiğini, ancak vekaletin kötüye kullanılması üzerine 23.10.2014 tarihinde azledildiklerini, ne var ki bu süre içerisinde muristen kalan mal varlıklarının kendi üzerlerine geçirdiklerini veya sattıklarını, dava konusu taşınmazın ormanla bir ilgisinin bulunmadığını, bu paselle bitişik tüm parsellerin 2/B kapsamında değerlendirilerek 6292 Sayılı Kanun'dan yararlandırıldığını, tapuların hak sahiplerine verildiğini ileri sürerek, vekaletin kötüye kullanılmasından meydana gelen mağduriyetin giderilerek davacıların kullanıcı olarak tapuya kaydına, davalı taraf adına tescil edilen taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacılar adına tesciline, olmadığı takdirde usuli kazanılmış hak sahibi davacıların dava tarihine göre belirlenen uğradıkları zararın tazminine karar verilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, dava konusu parselin davalı ......

          davacı vekalet görevinin kötüye kullanıldığını iddia etmiş, davalı taşınmazı 1968 yılında haricen satın aldığını vekaletin de bu harici satışın resmiyete dönüştürülmesi için verildiğini savunmuştur.Ne var ki, mahkemece savunma üzerinde yeterince durulmamış, davalının bildirdiği tanıklar dinlenmemiştir. Her ne kadar haricen (tapu dışı) satış geçersiz ise de vekaletnamenin harici satış olgusunun resmiyete taşınması için verildiğinin saptanması halinde vekalet görevinin kötüye kullanıldığının kabulüne olanak yoktur.Diğer taraftan, davacı ile davalı kardeştir....

            Maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; Dava;vekaletin kötüye kullanıldığı iddiasına dayalı tazminat istemlidir. Davacı vekili; davalı T3'nın, davacı tarafından kendisine verilmiş vekaleti kötüye kullanarak davacıya ait taşınmazı öncesinde bir akrabasına satmış gibi gösterdiğini, akabinde taşınmazı kendi adına devrini sağladığını, sonrasında da Nail Yılmaz'a satarak tapuda devrettiğini, Nail Yılmaz'ın vekaletin kötüye kullanılması eylemine iştirak ederek diğer davalı ile birlikte eylem birliği içinde olduğunu, dava konusu taşınmazdaki bir kısım taşınır eşyaların da alınarak götürüldüğünü iddia ederek dava konusu taşınmazın Nail Yılmaz adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, taşınır eşya bedeline karşılık şimdilik 10.000,00 TL ile taşınmazın 3.kişiye devredilmiş olması halinde rayiç değerine karşılık 90.000,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            Mahkemece, vekaletin kötüye kullanılarak davacının zarara uğratıldığı gerekçesiyle tazminata hükmolunmuştur. Hüküm, süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya öncelikle Yargıtay 1. Hukuk Dairesi'ne gönderilmiş, 1. Hukuk Dairesi, mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, davanın harici satış sözleşmesine dayalı kişisel haktan kaynaklanan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olduğundan dosyayı 14. Hukuk Dairesi'ne göndermiştir. 14. Hukuk Dairesi ise davanın haricen satın alma iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olduğundan bahisle Dairemize göndermiştir. Mahkeme kararındaki nitelendirmeye ve hükmü temyiz edenin sıfatına göre görevli Dairenin (13.) Hukuk Dairesi olması icap eder. Ancak yukarıda değinilen Daireler görevsizlik kararı vermekle; görevli Hukuk Dairesinin belirlenmesi için dosyanın Hukuk Başkanlar Kurulu'na gönderilmek üzere Birinci Başkanlığa GÖNDERİLMESİNE, 21.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacak (vekaletin kötüye kullanılmasından kaynaklanan) davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan bölge adliye mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nın 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine...

                ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacak (vekaletin kötüye kullanılmasından kaynaklanan) davasının kısmen kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan bölge adliye mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nın 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, 13.832,70 TL bakiye temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine, dosyanın ilk derece...

                  verilen vekaletin kötüye kullanılması nedenine dayandırmış olup, bu sözleşmelerde edim ifa edilmeden pay devri mümkün olduğundan, vekaletin kötüye kullanılması hali söz konusu değildir.Davacının, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi yönünde talebi bulunmadığı, feshedilmemiş (ayakta) olan sözleşme nedeniyle verdiklerini geri isteyemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddi gerekirken, yazılı gerekçelerle reddi doğru olmamış ise de, sonucu itibariyle isabetli görülen kararın, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438/son maddesi hükmü uyarınca, gerekçesi değiştirilmek ve düzeltilmek suretiyle onanmasına karar verilmelidir....

                    UYAP Entegrasyonu