Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, toplanan deliller, bilirkişi raporu ve mevcut dosya kapsamına göre özetle; akademisyen heyetinden alınan raporda, ağrı şikayetlerinin hekim hatası değil komplikasyon olduğu, hasta için daha uygun olduğu değerlendirilen hareketli protez yerine yapılan sabit protezin davacının talebi ile olduğu, davalının yaptığı tedavinin doğru olup olmadığı hususunda dosyada mevcut belgelere göre karar verilemeyeceği, ağız yapısının değişmesi nedeniyle de yeniden inceleme yapılamadığının bildirildiği, hekime kusur olarak atfedilen salt onam formunun imzalatılmamış olması nedeniyle davalının sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle maddi ve manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir....

İSTİNAF TALEBİ : Davacı vekili 06/07/2020 tarihli istinaf dilekçesinde; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, olay meydana geldiğinde makinenin fotoğraflarının çekildiğini, fotoğrafta yüzüğün bulunduğunun anlaşıldığını, davalı taraf zararı tazmin edeceğini bildirdiği ve cihazın davalıya gönderildiğini, ancak davalı tarafından makine söküldüğü için yüzüğün üzerinde bulunmadığını, bu nedenle bilirkişi incelemesi yapılamadığını, davalının kötü niyetli olduğunun anlaşıldığını, tanıkları dinlenmeden ve keşif yapılmadan eksik incelemeyle karar verilmesinin hatalı olduğunu, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: 6100 sayılı HMK'nun 355/1 maddesi uyarınca, istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Dava, satış sözleşmesinden kaynaklanan ve satılan ürünün ayıplı olduğu iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat davasıdır....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dosya içeriğine göre davalılar vekilinin temyiz talebi, hakaret iddiasına dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Başkanlar Kurulu Kararı ve Yargıtay Yasasının 14. maddesine göre temyiz inceleme görevi Yüksek Yargıtay 4.Hukuk Dairesine aittir. Bu nedenlerle dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE 10.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Hukuk Dairesi'nin 2015/8307 Esas 2016/3978 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere "...dava, rekabet yasağının ihlali nedeniyle, taraflar arasında akdedilen sözleşmeden kaynaklı cezai şart alacağına ve manevi tazminat istemine ilişkin olup mahkemece yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak, her ne kadar davacı tarafça sözleşmenin sona ermesinden sonra davalının haksız rekabet ettiği iddiasına dayalı olarak cezai şart talep edilmişse de; davalı ile aralarındaki gayrimenkul danışmanlığı sözleşmesinin 4/d maddesi gereğince sözleşmenin devamı sırasındaki davalının iyiniyet, dürüstlük ve özen borcuna aykırılık iddiasına dayalı olarak da cezai şart talebinde bulunulmuştur. 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 1. maddesi hükmü uyarınca İş Kanunu'na göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya İş Kanunu'na dayalı her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözümünde İş Mahkemesi görevlidir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 18/04/2014 gününde verilen dilekçe ile evlilik birliği devam ederken, üçüncü kişi ile birlikte olma iddiasına dayalı manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine, davanın karara esas alınan Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararından önce açılması nedeniyle taraflar lehine veya aleyhine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair verilen 20/09/2019 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, evlilik birliği devam ederken üçüncü kişiyle birlikte olma iddiasına dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir....

        hesaplanan 152,25- TL'nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye giderin davalı üzerinde bırakılmasına, g)Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince; kabul edilip hüküm altına alınan maddi tazminat tutarı üzerinden 3.323,00- TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, h)Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince; kabul edilip hüküm altına alınan manevi tazminat tutarı üzerinden 2.040,00- TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ı)Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince; reddedilen maddi tazminat tutarı üzerinden 2.040,00- TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, i)Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince; reddedilen manevi tazminat tutarı üzerinden 2.040,00- TL vekalet ücretinin...

        olarak çöktüğünü, bu nedenlerle 5.000,00 TL maddi, 495.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 500.000,00 TL tazminatın 08/06/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....

        Ne var ki; manevi tazminata hükmedilebilmesi için yalnız eylem ile ortaya çıkan sonuç arasında illiyet bağı bulunması yeterli olmayıp, bunun yanında diğer şartların da bulunması gerekmektedir. Buna göre gerek maddi gerekse manevi tazminata hükmedilebilmesi için ortada hukuka aykırı bir eylem ve bir zarar, bu zarar ile eylem arasında illiyet bağı ve kusur bulunmalıdır. O halde, mahkemece; gerek maddi gerekse manevi tazminat talepleri yönünden davalı doktorun eylemi ile davacının rahatsızlığı arasında illiyet bağı kurulamayacağı, maddi tazminat talebinin reddine karar verildiğine göre yine aynı gerekçe ile manevi tazminat talebinin de reddine karar verilmesi gerektiği göz önüne alınarak davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmesi, usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....

          T3 vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhindeki dava, sözleşmeye aykırılık iddiasına dayandırıldığını, tıbbi işlem öncesinde davacının muvafakati alındığını, hastaya poliklinik muayenesi esnasında operasyon ve sonraki sürecin nasıl olacağının ayrıntıları ile anlatıldığını ve yapılacaklar konusunda mutabık kalındığını, hastanın poliklinikte tedavi göremeyeceğini ve kesinlikle uyutulup bütün işlemlerinin aynı anda yapılması gerektiğini söylediğini, davacının muayene sürecinde üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini, talep edilen tazminat miktarlarının çok fahiş olduğunu, davanın Anadolu Sigorta A.Ş. ihbarına karar verilmesini, haksız ve dayanaksız olan maddi ve manevi tazminat davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda ; hastaya uygulanan tedavide hekimin kusurlu uygulama hatası saptanmadığı gerekçesiyle davacının davasının reddine karar verilmiştir. Mahkemece verilen kararı,davacı istinaf etmiştir....

          H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, Davacının davalılara karşı ... tarihinde meydana gelen kaza sebebiyle açtığı maddi tazminat davasının ve davalılardan ... ile ...a karşı açtığı manevi tazminat davasının ayrı ayrı feragat sebebi ile reddine, Maddi tazminat talebi yönünden alınması gerekli 35,90.-TL harcın, peşin olarak alınan 273,24.-TL harcın mahsubuna, Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına, Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalanının karar kesinleştiğinde talebi halinde davacıya İADE EDİLMESİNE, Davalı tarafın yargılama gideri vekalet ücreti talebi olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, Manevi tazminat talebi yönünden alınması gereken 35,90 TL harcın daha önce maddi tazminat için mahsup edilen kısımdan bakiye kalan 237,34.-TL harçtan mahsubu ile bakiye 201,44....

            UYAP Entegrasyonu