Dava, dava dışı hekimin mesleki kurallara aykırı hareket ettiği, eyleminin tıp kurallarına uygun olmadığı, hekimin kusurlu olduğu, bu kusur nedeniyle de gebeliğin sonlandırılamadığı iddiasına dayalı tazminat davasıdır. Öncelikle belirtmek gerekir ki Yargıtay 11.HD'nin kararlarında da belirtildiği üzere: "2827 sayılı Kanun'un 2. maddesi gereğince” gebeliğin sona erdirilmesi ve sterilizasyon, Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır.” şeklinde olup, Rahim tahliyesi ve sterilazasyon hizmetlerinin yürütülmesi ve denetlenmesine ilişkin tüzüğe ekli listede down sendromu da yer almaktadır....
down sendromunu teşhis etmesinin tıbben mümkün olmadığını, hastanenin ve hekimin sorumluluğunun doğabilmesi için, gerçekleştirilen teşhis ve tedavi yöntemlerinde tıbbi standartın uygulanmamış olması gerektiğini, tıbbi standardın uygulandığı yerde, hekimin müdahalesi tıp biliminin gereklerine de uygun ise hekimin kusur veya sorumluluğundan söz edilemeyeceğini, davacıların tazminat taleplerinin dayanaksız ve fahiş olduğunu, dava konusu olayda davalı hekimin herhangi bir kusuru bulunmadığı gibi iddia edilen zarar ve gerçekleştirilen tedavi arasında illiyet bağı da bulunmadığını, ilgili mevzuat ve tıbbi standarda uygun olarak gerçekleştirilen teşhis ve tedavi işlemlerinin, hukuka aykırı eylem niteliği de taşımadığını belirterek, davanın öncelikle zaman aşımı nedeniyle, olmadığı takdirde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi -K A R A R- Asıl davada temyiz eden davacı ...’ın talebi kişilik haklarına saldırı iddiasına dayalı manevi tazminat istemine ilişkin olup, karşı davada ise taraflar arasındaki uyuşmazlık araç kiralama sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Temyiz edenlerin sıfatı ve uyuşmazlığın bu niteliğine göre temyiz inceleme görevi, 2797 sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca Yüksek Yargıtay 6.Hukuk Dairesine aittir. Bu nedenlerle dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE 12/12/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Sunulan bu maluliyet raporuna dayalı olarak mahkememizce aktüer incelemesi yapılmış, davacılar vekilince zarar ve maluliyet tespitine yönelik başkaca inceleme talebi ileri sürülmemiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; "...Dava, vekalet ilişkisinden kaynaklı hekim hatası(malpraktis) iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat davasıdır. 6098 sayılı TBK.'nun 502/2. maddesi (mülga 818 sayılı BK'nun 386. maddesi) hükmü gereğince, diğer iş görme sözleşmeleri hakkındaki yasal düzenlemelere tabi olmayan işlerde, vekalet hükümleri geçerlidir. 6098 sayılı TBK 147/5 maddesinde ve mülga 818 sayılı Borçlar Kanununun 126/4 maddesinde vekalet sözleşmesinden kaynaklanan davaların 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu belirtilmiştir. 6098 sayılı TBK'nun 72/1. maddesinde "...Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır..." hükmü mevcuttur....
Davacı anne babanın bu zararının karşılanması talebi bu anlamda hukukidir ve haklıdır. Bu nedenle davacı anne ve babanın tazminat talebi mahkememizce yerinde görülmüştür. Davacı anne ve baba, kendileri için sadece manevi tazminat talep etmiş ve her biri için 20.000,00TL ödenmesine karar verilmesini istemiştir. İstenen miktar, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile zararın niteliğine uygun olup, bu kısım mahkememizce tamamen kabul edilmiştir. Davacı anne ve baba, kendileri için maddi tazminat talep etmemiş olup, sadece çocuk... adına maddi tazminat talep edilmiştir. Oysa, sigortalı hekimin kusurlu davranışı ile küçük Neziha'nın engelli olması arasında bir bağ, illiyet bulunmamaktadır. Bu özür nedeniyle çocuk, kazanma gücünden yoksun kalmış ve bakıcıya muhtaç durumda ise de, bu zarar çocuğun varolma hakkını ortadan kaldırmak için haklı neden olmayacak, neden doğmama engel olunmadı gibi bir iddianın haklılığını sağlamayacaktır. Yargıtay 11....
talebinin hukuki bir dayanağı bulunmadığını, davada müvekkilinin hiçbir kusuru bulunmadığını, talep edilen manevi tazminat talebinin fahiş olduğunu, tüm bu nedenlerle haksız davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir....
Karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 13/2. maddesi gereğince hükmedilen vekalet ücreti kabul ya da reddedilen tutarı geçemez. Somut olayda, davalılar arasında muvazaanın varlığı kabul edilmiş olmakla birlikte dava muvazaa iddiasına dayalı alacak (eda) davası niteliğinde olduğundan ve alacak talebi yönünden 400,00 TL hüküm altına alındığından, davacı lehine hükmedilecek olan vekalet ücreti bu tutarı geçemez. Kabul şekline göre davacı lehine 400,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken 1.980,00 TL vekalet ücretinin hüküm altına alınması da isabetli olmamıştır. SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgililere iadesine, 02.12.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
DAVA : Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 09/06/2023 KARAR TARİHİ : 10/10/2023 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 11/10/2023 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVACININ TALEBİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; müvekkilinin şikayetleri üzerine davalı ......
Maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; Dava, hasta ile hekim arasındaki vekalet ilişkisinden kaynaklı, tedavi hizmetinin hatalı uygulandığı iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemlidir. Davacı vekili; davacının rızası ve talebi bulunmamasına rağmen davalı hekim tarafından burun ucu kaldırtılmak suretiyle estetik uygulandığını, bunun neticesinde burun ile üst dudak birleşim bölgesinden fazla doku alındığını ve üst dudak bölgesinde kalkıklık oluştuğunu, davacının yapılan operasyon ve sonuçlarıyla ilgili yeterli şekilde aydınlatılmadığını ve bilgilendirilmediğini iddia ederek şimdilik 500,00 TL maddi ve 200.000,00 TL'de manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir....