"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı ... aleyhine 01.10.2004 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil, birleşen davada davacı Milli Savunma Bakanlığınca 18.06.2008 günlü dilekçe ile davalılar ... ve ... aleyhine elatmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; müdahalenin men'i talepleri yönünden verilen hüküm kesinleşmiş olduğundan yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, asıl davada ecrimisil talebinin reddine, birleşen davada ecrimisil talepleri yönünden kısmen kabulüne dair verilen 29.12.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ile davalı ......
Hemen belirtilmelidir ki; iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden, davanın taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu; böyle bir davada, 1086 sayılı HUMK'nın 413. ve 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 16. maddeleri uyarınca dava değerinin ve buna göre alınacak harcın, el atılan yerin değeri ile talep edilen ecrimisil toplamından ibaret olacağı kuşkusuzdur (4.3.1953 tarihli ve 10/2 sayılı İBK). Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davanın, hükmedilmesi istenen ecrimisil miktarı üzerinden harç ödenmek suretiyle açıldığı, el atmanın önlenmesi yönünden harç yatırılmadığı gibi, yargılama sırasında da bu yönden harç ikmali yapılmadığı, mahkemece 27.05.2011 tarihli ilk kararda elatmanın önlenmesi isteği yönünden bir karar verilmeyip sadece ecrimisil yönünden hüküm kurulduğu ve anılan kararın 3....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/42-2019/413 E/K sayılı kararının incelenmesinde; 1-İlk derece mahkemesince tazminat talebi yönünden esas hakkında hüküm kurulması gerekirken, infaz kabiliyeti olmayacak şekilde karar verilmesi, 2-İlk derece mahkemesinin ikinci kararında tazminat ve ecrimisil toplam bedeli üzerinden nispi vekalet ücreti ve nispi harcın hesaplandığı, kaldırma kararı sonrası yapılan üçüncü yargılamada tazminat bedeli yönünden karar verilmesine yer olmadığına ve ecrimisil talebinin kısmen kabulü ile kabul ve reddedilen ecrimisil miktarına göre vekalet ücretine hükmedildiği; ancak önceki ve sonraki kararlardaki ecrimisil bedeli farklı olduğu gibi, talep miktarının da değiştiği gözetildiğinde, tazminat talebi yönünden tarafların alacakları vekalet ücreti hakkında netlik bulunmadığı anlaşılmıştır....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/202 Esas sayılı dosyasında vermiş oldukları ıslah dilekçelerinin usul ve yasaya uygun olduğunu ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda ve ayrıca iş bu dava dosyasında alınan rapor ile arasındaki çelişki dikkate alındığında davanın kısmen kabul kararının usul ve yasaya uygun olmadığını, alınan bilirkişi raporunda tespit edilen ecrimisil bedelinin belirlenmesi açısından bilirkişiler tarafından yeterli inceleme ve emsal araştırması yapılmadığını yerel Mahkemece itirazlarının değerlendirilmediğini ve tek bir bilirkişi incelemesi ile karar verildiğini ileri sürerek istinaf incelemesi talebinde bulunulmuştur....
Davacı vekilinin temyiz talebinin incelenmesinde; Somut olayda; davacı, dava konusu 1690 ada 15 parsel numaralı, fundalık vasfındaki taşınmaza 23.10.2009 tarihinde satış ve birleştirme yoluyla tam malik olmuştur. Dava dilekçesinde, taraflar arasında daha önce görülmüş olan müdahalenin önlenmesi ve kal davasının dava tarihinden itibaren ecrimisil istenmiş, 22.12.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile ecrimisil talebi dava tarihinden geriye dönük beş yıl için talep edilmiştir. Mimar ve fen bilirkişi raporunda ecrimisil bedeli 23.10.2012 ila 25.12.2013 tarihleri için hesaplanmış ve mahkemece davacı vekilinin ıslah talebi reddedilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, davacının tapuda malik olduğu tarih dikkate alınarak ıslah talebi doğrultusunda ecrimisil hesaplanmadan, 23.10.2012 tarihinden itibaren ecrimisil hesaplanması doğru görülmemiştir. 2....
"…Yukarıda açıklanan ilkeler ve olgular çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde; taraflararasında görülen Akhisar Asliye 2.Hukuk Mahkemesinin 2009/309 Esas, 2010/8 Karar (bozma sonrası 2011/31 Esas, 2011/60 Karar ) sayılı ve 2010/383 Esas ve 2011/50 Karar sayılı, kesinleşmiş mahkeme kararlarının eldeki dava bakımından bağlayıcı olduğunun gözetilmediği, ecrimisil talep edilen dönemden önceki dönem için kesinleşmiş mahkeme ilamı ile belirlenen ecrimisil bedeli üzerinden Üretici Fiyat Endeksinin (ÜFE) tamamı yansıtılmak suretiyle belirlenecek ecrimisilin hüküm altına alınması gerekirken..." (YARGITAY 1. HUKUK DAİRESİ E. 2014/14980 K. 2015/908) "...Yine, Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamalarına göre; aynı yere dair olarak önceki dönem ecrimisil bedeline dair sonuçlanmış davalar bulunduğu takdirde; kural olarak önceki dönemin son dönemi için kabul edilen (ve kesinleşen) miktara ÜFE'nin tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktar, sonraki dönem ecrimisil bedelini oluşturur....
-KARAR- 1- Dava, bağımsız bölüme elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkin olup mahkemece, elatmanın önlenmesi talebi konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına ve ecrimisil talebinin kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atmanın önlenmesi ve ecrimisil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın el atma talebi yönünden kısmen kabulüne ve ecrimisil talebinin ise reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – Dava kamulaştırmasız el atmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkindir. Mahkemece el atmanın önlenmesi davasının kısmen kabulüne, ecrimisil talebinin reddine karar verilmiş, hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir....
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, ecrimisil davaları haksız fiil benzeri davalar olup, ecrimisil miktarının en çoğu tam kar mahrumiyeti en azı ise asgari kira bedelidir. HUMK'nun 275.maddesi "Mahkeme, çözümü özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir." hükmünü getirmiştir. Bilirkişi raporunu hazırlarken raporun dayanakları olan özel ve somut nedenleri belirtmek zorundadır. Ayrıca raporun denetime elverişli olması da gerekir....
Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 25.02.2004 günlü ve 2004/1-120-96 sayılı kararı). 25.05.1938 tarihli ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay'ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar. Hemen belirtelim ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve 6100 sayılı HMK'nın 266. vd. maddelerine uygun olmalıdır....