Ecrimisil tahakkuk ve tahsil usulünü düzenleyen anılan Yönetmelik, 2577 sayılı yasanın 7 ve 11. maddeleri dışında farklı dava açma süreleri öngörmemektedir. Esasen yönetmelikle dava açma süresinin düzenlenemeyeceği de açıktır. Dolayısıyla, ecrimisil ihbarnamesine karşı düzeltme yoluna başvurunun zorunlu bulunmaması, ecrimisil ihbarnamesinin kesin ve uygulanabilir nitelikte idari işlem olduğu dikkate alınarak, dava açma süresinin 2577 sayılı yasanın 7 ve 11. maddelerine göre hesaplanması zorunlu bulunmaktadır....
Bilindiği üzere, 25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay'ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar. Her ne kadar davacı vekili 5 yıllık ecrimisil hesabına göre talebini somutlaştırmış ise de; davanın 10 yıllık ecrimisil istemi ile açıldığı, davalının süresinde zamanaşımı definde bulunduğu, verilen ıslah dilekçesinin içeriğine göre davacının talebinin ilk beş yıllık ecrimisil isteminden vazgeçme niteliğinde olduğunun kabulü gereklidir....
Mahkemece, iddianın kanıtlanıldığı gerekçesiyle ecrimisil isteğinin kabulüne, işlemiş yasal faiz isteğinin reddine karar verilmiştir. Çekişmeli taşınmazın davacılar ile davalı Meleğin mirasbırakanı adına tapuda kahvehane cinsi ile kayıtlı olduğu ve davalılar tarafından kahvehane olarak işletildiği sabittir. Bilindiği üzere ecrimisil kötüniyetli zilyetin malike ödemekle yükümlü olduğu bir nevi haksız işgal tazminatıdır. Doğal ve hukuki semere getiren yerler bakımından intifadan men koşulunun aranmasına da gerek yoktur. Davacıların kullanımına engel olunduğu açıktır. Bu durumda; ecrimisil isteğinin kabul edilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davalıların temyiz itirazları yerinde görülmediğinden Reddine Davacının temyiz itirazlarına gelince; Davacılar beş yıllık ecrimisil ile birlikte tahakkuk eden faizi de istemişler, mahkemece faiz isteğinin reddine karar verilmiştir. Ecrimisile tahakkuk tarihleri itibariyle faize hükmedileceği kuşkusuzdur....
(YHGK'nun 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı). 25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay'ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar. Öte yandan, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık, değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve HMK'nın 266 vd. maddelerine uygun olmalıdır....
(Hukuk Genel Kurulunun 25.02.2004 tarihli ve E:2004/1-120, K:2004/96 sayılı ilamı). Hemen belirtelim ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hâkimin denetimine açık olmalı ve değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere uygun şekilde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 266 vd. maddelerine uygun olarak açıklanması gereklidir. Eğer, özellikle arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira paraları araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilerek resen emsal araştırılmalı, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir....
(YHGK'nun 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı) 25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay'ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar. Hemen belirtelim ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık, değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve HMK'nın 266 vd. maddelerine uygun olarak açıklanması gereklidir....
Mahkemece, söz konusu idare mahkemesi kararlarının kesinleşmesi beklenilmeden, yürütmenin durdurulması isteminin reddine karar verilen ilk dönem ecrimisil miktarı ile yine iptal isteminin reddine karar verilen ikinci dönem ecrimisil miktarının toplamı olan 378.309,21 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Ancak, hüküm tarihinden sonra, yargılaması devam eden idare mahkemesi dosyalarında, ilk dönem ecrimisil ihbarnamesinin 258.902,93 TL kısmının iptaline, 27.132 TL kısmına yönelik davanın reddine, yine ikinci dönem ecrimisil ihbarnamesinin iptaline yönelik davanın reddine karar verildiği ve söz konusu kararların kesinleştiği anlaşılmaktadır. Bu durumda Mahkemece, kesinleşen idare mahkemesi kararları esas alınarak, ecrimisil dönemleri ve miktarları ile davacının bu dönemlere ilişkin talebi gözetilerek bir karar verilmesi gerektiğinden hükmün bozulması gerekmiştir. 2- Bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir....
Yukarıda yer verilen Hazine Taşınmazlarının İdaresi Hakkında Yönetmelikte yer alan düzenlemeler dikkate alındığında; ecrimisil tahakkuk sürecinin; işgalin tespiti ve ecrimisil bedelinin idare tarafından takdir edilmesi sonucunda belirlenmiş form ile kesin ve yürütülebilir ve davacı tarafından 30 günlük itiraz etme hakkının tanındığı ecrimisil ihbarnamesi adı altındaki işlem ile yürütülmesi öngörülerek sıkı şekil koşullarına bağlandığı görülmektedir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 09.07.2004 gününde verilen dilekçe ile men'i müdahale, kal ve ecrimisil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; men'i müdahale ve kal isteminin kabulüne, ecrimisil isteminin reddine dair verilen 22.05.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ... davalının davacı Bakanlığa tahsisli hazineye ait tapulu yere vaki müdahalesinin men'i, üzerindeki muhdesatın kal'i ve ecrimisil istemiyle dava açmış, davalı davanın reddini savunmuş, yerel mahkemece men'i müdahale ve kal talebinin kabulüne, ecrimisil isteminin reddine karar verilmiştir. Hükmü taraf vekilleri temyiz etmiştir....
Mahkemece, davalı ... 385 parsel sayılı taşınmaza müdahalesinin men'ine, ecrimisil yönünden davanın kısmen kabulü ile 7.912,00 TL ecrimisil bedelinin dava tarihinden itibaren davalı ...'dan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davalılar ... ve ... yönünden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil taleblerine ilişkindir. Hemen belirtilmelidir ki; iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden, davanın taşınmaz malın aynına yönelik olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu; böyle bir davada, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 120/1. (1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 413.) ve 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 16. maddeleri uyarınca dava değerinin ve buna göre alınacak harcın, elatılan yer (kısım) ile talep edilen ecrimisil toplamından ibaret olacağı kuşkusuzdur (4.3.1953 tarihli ve 10/2 sayılı İBK)....