Mevkii, 55, 99 ve 131 sayılı parselleri davalıya vasiyet etmiş ise de, aldatma, zorlama ve baskı ile yaptırılması, murisin vasiyetname düzenlendiği tarihte hukuki ehliyetinin bulunmaması ve şekil şartlarına da uygun yapılmaması nedeniyle geçersiz olan vasiyetnamenin iptaline, bu mümkün olmadığı taktirde saklı payının ihlali oranında vasiyetnamenin tenkisine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı; vasiyetnamenin şekil şartlarına uygun yapıldığını, iptal edilmesinin de söz konusu olmadığını, saklı pay ihlalinin de bulunmadığını, murisin minnet duygusu ile bu vasiyetnameyi yaptığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur; Mahkemece yapılan yargılama sonunda tenkis davasının kabulüne 55, 99 ve 131 sayılı parsellerin davalıya vasiyetname ile bırakılma işleminin davacının sabit tenkis oranında iptali ile 32.663.90 TL. alacağın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir....
HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : İPOTEĞİN FEKKİ Yargıtaya Geliş Tarihi: 29.03.2021 -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava; sahtecilik-şekil eksikliği nedenine dayalı ipoteğin fekki istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 23.01.2020 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 28.01.2020 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2020 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 14. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 14. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 19/04/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Anılan karar Dairemizin 2015 /14723 Esas – 2016 / 12905 Karar sayılı ve 17/11/2016 tarihli kararı ile ; " ...Dava; davacıların murisi tarafından 16.07.1977 tarihinde Almanya Heindeheimde Noterliğince düzenlenmiş vasiyetnamenin, şekil kurallarına aykırı düzenlediği iddiasıyla açılmış, vasiyetnamenin şekle aykırılık nedeniyle iptali istemine ilişkindir. Temyize konu uyuşmazlık; iptali istenen miras sözleşmesinin geçerliliği bakımından Türk Hukukunun mu, Alman Hukukunun mu uygulanacağı, buna bağlı olarak da, davaya konu vasiyetnamenin geçerli olarak düzenlenip düzenlenmediği, iptalinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunun 7.maddesinde" Hukuki işlemler, yapıldıkları ülke hukukunun veya o hukuki işlemin esası hakkında yetkili olan maddi hukuk hükümlerinn öngördüğü şekle uygun olarak yapılabilir. 20.maddenin 1.fıkrasında "Miras ölenin milli hukukkuna tabidir....
Mahkemece; davacı tarafın vasiyetnamenin iptali ile taşınmazın davacılar adına tescili talebinin reddine, davacı tarafın tenkis talebinin kabulü ile davacı ... için 27.500,00 TL davacılar ..., ..., ... ve ... için 3.718,00'er TL olmak üzere toplam 42.373,00 TL'nin davalıdan alınarak tahsili ile davacı tarafa verilmesine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1-) Dava, vasiyetnamenin iptali ve tenkisi istemine ilişkindir. Bir davada maddi olguları ileri sürüp kanıtlamak taraflara, buna uygun olarak da uygulanacak yasa maddelerini bulmak, olayın hukuki nitelendirmesini yapmak ve uygulamak görevi hâkime aittir (HMK md. 33)....
Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/929 Esas sayılı dava dosyasında davaya konu vasiyetnamenin dava tarihi olan 27/03/2013 tarihi itibariyle derdest olduğu, davaya konu vasiyetnamenin henüz açılmadığı, yani derdest olduğu anlaşıldığı, davacının işbu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesi ile davanın süresinde açılmamış olması ve hukuki menfaat yokluğu sebebiyle reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. TMK.nun 595 maddesi gereğince; mirasbırakanın ölümünden sonra ele geçen vasiyetnamenin geçerli olup olmadığına bakılmaksızın hemen sulh hakimine teslimi zorunlu olup, vasiyetname teslimden başlayarak bir ay içinde açılır ve ilgililere okunur. Vasiyetname usulünce açılıp, okunma kararının kesinleşmesinden sonra vasiyetnamenin iptali için 1 yıllık hak düşürücü süre işlemeye başlar. Vasiyetnamenin iptali davasının incelenebilmesi için öncelikle dava konusu vasiyetnamenin açılıp açılmadığı konusunda araştırma yapılmalıdır....
Bu hali ile birisi bakımından şekil şartı tamam olmakla beraber diğeri yönünden şekil şartı eksik kalan vasiyetnameleri geçerli saymak mümkün değildir. Ne var ki, yapılan ölüme bağlı tasarrufu miras sözleşmesi ve sair kurumlar çerçevesinde yorumlamanın mümkün olduğu durumlarda ise murisin son arzularını ayakta tutmak ve tahvil suretiyle yapılan hukuki işlemin geçerli olduğundan söz edilebilir (örn.2. H.D. 02.03.1990 tarih ve 1989/9067- 1990/2434 sayılı kararında birlikte vasiyetnamenin geçersiz olduğunu ancak yapılan hukuki işlemin miras mukavelesi olarak geçerli olduğunu kabul etmiştir). Gerek doktrin de ve gerekse de Yargısal kararlar incelendiğinde genel olarak ortak vasiyetnamenin değil ama Medeni Kanundaki şekil şartlarından birine (resmi-el yazısı-sözlü vasiyet) uyularak yapılmamış olanların geçersiz olduğu sonucuna varılabilir ki bu da birlikte yapılan vasiyet olacaktır....
TMK'nun 557. maddesinde vasiyetnamenin iptali sebepleri sınırlı olarak sayılmıştır. Bunlar; 1- Ehliyetsizlik, 2- Vasiyetnamenin yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmış olması, 3- Tasarrufun içeriğinin bağlandığı koşullar veya yüklemelerin hukuka veya ahlaka aykırı olması, 4- Tasarrufun kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmış olması halleridir. 4721 s. TMK'nun 557. maddesinde sayılan sebeplerin bulunması halinde vasiyetnamenin iptali gerekir. Bu sebepler dışında kalan durumlara dayanılarak ölüme bağlı tasarrufun iptali istenilemez. Dava konusu vasiyetname, noterde resmi şekilde tanzim edilmiş olup bu nitelikteki vasiyetnamenin şekil şartları 4721 sayılı TMK'nun 532- 537. maddeleri arasında düzenlenmiş olup dosyada yer alan düzenlenme şeklinde vasiyetname incelendiğinde, vasiyetnamenin bu maddeler arasındaki şekil şartlarına uygun biçimde tanzim edildiği tespit edilmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesinde 2018/16 E. sayılı bir “tenkis” davası açtığını, huzurda görülen terditli davanın fer’i talebi de “tenkis” olduğundan aralarında derdestlik söz konusu olduğunu, dava şartı noksanlığı nedeni ile davanın reddi gerektiğini, el yazılı vasiyetnamenin ilk tenkis davasından sonra ortaya çıkmasının ikinci bir tenkis davası açılmasına neden olarak gösterilemeyeceğini beyanla; davacının vasiyetnamenin iptali talebinin esastan, kademeli tenkis talebinin ise HMK m. 114/ı ve 115’e göre dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, iptali istenen vasiyetnamenin murisin eli ürünü olduğunun Adli Tıp Raporu ile anlaşıldığı, el yazısı vasiyetnamenin TMK.nun 538.maddesinde ön görülen koşulları taşıdığı gerekçesi ile vasiyetnamenin iptali isteminin reddine, tenkis konusunda derdest dava bulunduğundan tenkis talebinin dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiştir....
(HGK. 18.07.2007 tarih 2007/1-553 Esas, 2007/556 Karar) Somut olayda, muris 1917 doğumlu olup, vasiyetnamenin düzenlendiği 02.03.2005 tarihinde 88 yaşındadır. ... ... Sağlık Ocağı Tabibliğinden verilme 02.03.2005 tarihili murisin akıl ve şuur melekelerinin yerinde olduğu ve her türlü hukuki ehliyeti olduğunu bildirir hekim raporu düzenlenmiştir. Yargılama sırasında dava konusu vasiyetnamenin düzenlenmesi sırasında tanık olarak imzaları bulunanlar dinlenmiştir. Bu durumda; hukuki ehliyet durumunun yetkili sağlık kurulundan alınan rapor ile kanıtlanması esastır. Mahkemece, davacıdan murisin vasiyetname tarihindeki sağlık durumunu gösterir hastane kayıt, reçete, rapor, sağlık karnesi vs. gibi delilleri re'sen sorulup istenerek, vasiyetnamenin tanziminde alınan hastane raporu da celp edildikten sonra, vasiyetnamenin tanzim tarihinde murisin hukuki ehliyete sahip olup olmadığı hususunda ... Kurumundan rapor alınarak sonucu uyarınca bir karar verilmelidir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; vasiyetnamenin TMK'nın 531 ve devamı maddelerinde yer alan şekil şartlarına uygun olarak düzenlendiği gibi TMK'nın 557.maddesinde vasiyetnamenin iptal sebeplerinin sınırlı olarak sayıldığını ve başka nedene dayanarak vasiyetnamenin iptalinin talep edilemeyeceğini, imza eksikliğine ilişkin iddianın aksinin vasiyetnamenin aslı incelendiğinde anlaşılacağını, tanıkların okuma yazma bildiklerini ve vasiyetnamenin vefattan hemen sonra açılmaması sebebinin vasiyetnamenin iptali sebebi olarak düzenlenmediğinden bahisle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; davanın reddine dair verilen karar Dairece 15/10/2020 tarihli 2019/370 Esas ve 2020/787 Karar sayılı ilamı ile "...Vasiyetnamenin iptali davasında; vasiyetçinin tüm mirasçılarının davada hasım gösterilmesinde kanuni zorunluluk vardır....