Hükümsüzlük, def"i yoluyla her zaman ileri sürülebilir."; Aynı Kanun’un “Hak düşürücü süreler” başlıklı 571 inci maddesi ise; "Tenkis davası açma hakkı, mirasçıların saklı paylarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten başlayarak bir yıl ve her halde vasiyetnamelerde açılma tarihinin, diğer tasarruflarda mirasın açılması tarihinin üzerinden on yıl geçmekle düşer. Bir tasarrufun iptali bir öncekinin yürürlüğe girmesini sağlarsa, süreler iptal kararının kesinleşmesi tarihinde işlemeye başlar. Tenkis iddiası, def'i yoluyla her zaman ileri sürülebilir." hükmünü içermektedir. Yukarıda açıklanan maddelere göre; bir yıllık hak düşürücü süre, vasiyetnamenin iptali davalarında; mirasçının (davacının) tasarrufu (vasiyetnameyi), iptal sebebini ve kendisinin hak sahibi olduğunu öğrendiği tarihten itibaren, tenkis davalarında ise; saklı paylı mirasçının (davacının), bu payının zedelendiğini öğrendiği tarihten başlar....
Temyiz Sebepleri Bir kısım davalılar-birleştirilen davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; eksik araştırma ile karar verildiğini, bilirkişi raporuna karşı itirazlarının dikkate alınmadığını, tanık beyanlarına itibar edilmediğini, vasiyetnamenin iptaline karar verilmesi gerektiğini, murisin okuma yazma bilmesine rağmen parmak basmak suretiyle işlem yapmasının hayatın olağan akışına aykırılık teşkil ettiğini, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek temyiz isteminde bulunmuştur. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Asıl dava vasiyetnamenin tenfizi, birleştirilen dava vasiyetnamenin iptali olmazsa tenkis istemine ilişkindir. 2....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yabancı mahkeme kararının tanınması- vasiyetnamenin tenfizi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, murisi ... ...'nün 04.10.2011 tarihinde vefat ettiğini, muris tarafından 17.09.2011 tarihinde hazırlanan vasiyetnamenin Leverkusen Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 24.10.2011 tarih ve 11 IV256/11 sayılı kararı ile açılarak okunduğunu, vasiyetnamenin kesinlik kazandığını ileri sürerek, Leverkusen Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.10.2011 tarih ve 11 IV 256/11 Karar sayılı kararı ile açılan vasiyetnamenin tanıma ve tenfizi ile Aydın Merkez ......
Hükümsüzlük, def"i yoluyla her zaman ileri sürülebilir." hükmü düzenlenmiştir. Aynı Kanun’un “Hak düşürücü süreler” başlıklı 571 inci maddesi ise; "Tenkis davası açma hakkı, mirasçıların saklı paylarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten başlayarak bir yıl ve her halde vasiyetnamelerde açılma tarihinin, diğer tasarruflarda mirasın açılması tarihinin üzerinden on yıl geçmekle düşer. Bir tasarrufun iptali bir öncekinin yürürlüğe girmesini sağlarsa, süreler iptal kararının kesinleşmesi tarihinde işlemeye başlar. Tenkis iddiası, def'i yoluyla her zaman ileri sürülebilir." hükmünü içermektedir. Yukarıda açıklanan maddelere göre; bir yıllık hak düşürücü süre, vasiyetnamenin iptali davalarında; mirasçının (davacının) tasarrufu (vasiyetnameyi), iptal sebebini ve kendisinin hak sahibi olduğunu öğrendiği tarihten itibaren, tenkis davalarında ise; saklı paylı mirasçının (davacının), bu payının zedelendiğini öğrendiği tarihten başlar....
Asıl davada, 07.10.1993 tarihli vasiyetnamenin iptali, birleşen davada ise vasiyetnamenin tenfizi talep edilmektedir. Vasiyetnamenin iptali ile ilgili sebeplerin TMK'nun 557.maddesinde sayılı olarak düzenlenmiştir. Dava konusu 07.10.1993 tarihli vasiyetname yönünden ... Kurumu raporlarına göre iptalini gerektiren bir husus bulunmadığından ispatlanamayan asıl davanın reddine ilişkin kurulan hükümde bir isabetsizlik görülmediğinden, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün asıl dava yönünden ONANMASINA; Birleşen davada ise, vasiyetnamenin tenfizi (yerine getirilmesi) talep edilmektedir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Vasiyetnamenin Tenfizi-İptal-Tenkis Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; *kısmen bozulmasına, kısmen onanmasına dair Dairemizin *29.9.2009 gün ve *12934-16247 sayılı ilamiyle ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü; Temyiz ilamında yer alan açıklamalara göre Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 440. maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirisine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE, aynı Kanunun 442/3. maddesi gereğince; bu maddede gösterilen para cezasının miktarı 5252 sayılı Kanunun 4. maddesiyle artırıldığından ve aynı yasanın 7. maddesiyle, ceza, idari para cezasına dönüştürüldüğünden, 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 17. maddesinin 7. fıkrasıyla da idari para cezaları her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yıl uygulanan miktarın, o yıl için belirlenmiş olan yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanacağı öngörülmüş olmakla, hesaplanan...
Köyünde kain 765 ada 1 nolu parseli kendisine vasiyet ettiğini, söz konusu vasiyetnamenin sulh hukuk mahkemesi tarafından açıldığını ileri sürerek; vasiyete konu taşınmazın mirasbırakan adına olan tapu kaydının iptali ile adına tescili suretiyle vasiyetnamenin yerine getirilmesini talep etmiştir. Davalı ...; vasiyetnamenin muvazaalı olarak düzenlendiğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir. Davalılardan ..., ... ve ...; defi yoluyla vasiyetnamenin tenkisini talep etmişlerdir. Davalı ..., davaya cevap vermemiştir....
Hükümsüzlük, def"i yoluyla her zaman ileri sürülebilir."Aynı Kanun’un “Hak düşürücü süreler” başlıklı 571 inci maddesi ise; "Tenkis davası açma hakkı, mirasçıların saklı paylarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten başlayarak bir yıl ve her halde vasiyetnamelerde açılma tarihinin, diğer tasarruflarda mirasın açılması tarihinin üzerinden on yıl geçmekle düşer. Bir tasarrufun iptali bir öncekinin yürürlüğe girmesini sağlarsa, süreler iptal kararının kesinleşmesi tarihinde işlemeye başlar. Tenkis iddiası, def'i yoluyla her zaman ileri sürülebilir." hükmünü içermektedir. Yukarıda açıklanan maddelere göre; bir yıllık hak düşürücü süre, vasiyetnamenin iptali davalarında; mirasçının (davacının) tasarrufu (vasiyetnameyi), iptal sebebini ve kendisinin hak sahibi olduğunu öğrendiği tarihten itibaren, tenkis davalarında ise; saklı paylı mirasçının (davacının), bu payının zedelendiğini öğrendiği tarihten başlar....
a temlik edildiğini, bu satış işlemi ile murisin vasiyetnamedeki tasarruf iradesini ortadan kaldırdığını, yapılan satış işleminin gerçek satış işlemi değil bila bedel bağış işlemi olduğunu, satış işleminin şekil şartına uyularak gerçekleştirilmesi halinde ise vasiyetnamenin tenfizi ve uygulanmasının mümkün olmadığını, dolayısıyla vasiyetnamenin hükümsüzlüğünün tespitinin gerektiğini, açıklanan sağlararası kazandırmaların saklı pay kurallarını etkisiz kılmak amacıyla yapıldığını, dava konusu taşınmazların satış tarihi itibari ile rayiç değerinin 350-400 bin TL iken sözde satış adı altında 25 bin TL bedelle davalıya bila bedel satılmasının murisin gerçek amacının bağış olduğunu gösterdiğini ileri sürerek, ıskat sebepleri bulunmadığından ıskata dayalı vasiyetnamenin iptalini, mümkün olmaması halinde vasiyetten dönme sebebiyle hükümsüzlüğünün tespitini, mümkün olmaması halinde ise vasiyetname ile saklı payı zedelenen davacıların saklı paylarının tenkisi ile davalılardan tahsilini istemiştir...
Dava, vasiyetnamenin tenfizi ve muris adına bulunan tapu kaydının iptali ile veraset ilamındaki miras payları oranında yasal mirasçılar adına tapuya tescili talebine ilişkindir. Vasiyetnamenin tenfizinin istenebilmesi için dava konusu vasiyetnamenin açılmış olması gerekmektedir. Bu sebeple vasiyetnamenin tenfizi davasında öncelikle dava konusu vasiyetnamenin açılıp açılmadığı araştırılarak vasiyetnamenin açılmasına ilişkin kararın kesinleşme tarihi şerhini içerir onaylı sureti ilgili mahkemeden getirtilerek, dava dosyası içine konulmalıdır. Somut olayda; tenfizi istenen vasiyetnamenin açılmasına ilişkin davasının derdest olduğu anlaşılmaktadır. Vasiyetnamenin açılmasına ilişkin dava henüz derdest olduğunu göre, bu dava sonuçlanmadan vasiyetin yerine getirilmesi de istenemez....