Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

e; 178 ada 5 parseldeki 1 numaralı bağımsız bölümü ... ve ...’ye satış akdi ile devrettiğini, vasiyetnamenin 26.04.2017 tarihinde açılmasına karar verilip kesinleştiğini, muris tarafından yapılan işlemin vasiyetnameden dönme niteliğinde olmayıp onu pekiştiren bir işlem olduğunu, davalının bu satışa yönelik muvazaa davası açtığını ve müvekkillerinin o davayı kabul ettiklerini, ancak vasiyetnameden o zaman haberlerinin olmadığını, bu nedenle vasiyetnamenin infaz edilmesi gerektiğini belirterek vasiyetnamenin tenfizi ile tapu iptali ve tescil talep etmiştir. II....

    kararın tebliği ile haberdar olduğu bu tarihlerden öncesinde vasiyetnameden haberleri olduğu ve saklı paylarının zedelendiğini öğrendiklerine dair dosyada somut bir delilin bulunmadığı, T1'nun tenkis davasını 24/11/2016 tarihinde açtığı asli müdahillerin davasının ise 15/08/2017 tarihinde açmış olup 1 yıllık hak düşürücü sürenin T1 açısından (öğrenme 02/12/2015 dava tarihi 24/11/2016 olduğundan) dolmadığı bu davacı açısından tenkis araştırması yapılarak istinaf denetimine uygun tenkis raporu alındıktan ve taraf delilleri değerlendirildikten sonra işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken davacı T1 açısından tenkis istemi bakımından davanın hak düşürücü süre yönünden reddi isabetsiz bulunmuştur....

    vasiyetnameden dolayı müvekkillerinin saklı paylarının ihlal edildiğini, müvekkillerinin miras paylarına halel geldiğini öğrenmeleri üzerine 10/01/2022 tarihinde Sorgun 2....

    Sulh Hukuk Mahkemesince, davanın vasiyetnameden kaynaklı tapu iptal ve tescil davası olduğu gerekçesiyle görevszilik yönünde hüküm kurulmuştur. Somut olayda davacı, mirasbırakan tarafından, 10.04.1990 tarih, 4452 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde vasiyetname ile kendisine vasiyet edilen taşınmazın adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir. Dava, vasiyetnemenin açılması (okunmasına) ilişkin olmayıp, vasiyetnamenin tenfizi yani yerine getirilmesine ilişkindir. Her nekadar dava hasımsız olarak açılmış ise de, vasiyetnamenin tenfizine ilşkin davalar, yükümlülüğünü yerine getirmeyen vasiyet yükümlüsüne karşı açılması gereken davalar olup, çekişmesiz yargı işi değildir. 6100 sayılı HMK’nın yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra, 04.04.2013 tarihinde açılan bu davada, tapu tescil talebinde bulunulduğuna göre, uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesince görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....

      Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davanın vasiyetnameden kaynaklı tapu iptal ve tescil davası olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Türk Medeni Kanununun 600. Maddesinin 3. fıkrasında ”Vasiyet alacaklısı, yükümlülüğünü yerine getirmeyen vasiyet yükümlüsüne karşı, vasiyet edilen malın teslimini veya hakkın devrini, vasiyet konusu bir davranış ise bunun yerine getirilmemesinden doğan zararın giderilmesini dava edebilir.” hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda davacı, mirasbırakan tarafından düzenleme şeklinde vasiyetname ile kendisine vasiyet edilen taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir. Dava, vasiyetnamenin açılmasına (okunmasına) ilişkin olmayıp, vasiyetnamenin tenfizi yani yerine getirilmesine ilişkindir....

        Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2004/161 Esas sayılı dosyasında vasiyetnamenin tenfizi talebi ile dava açtığını , müvekkillerinin de bu şekilde yapılan vasiyetnameden haberdar olduklarını, iptali talep edilen vasiyetnamenin Amerika Birleşik Devletleri ......

          a vasiyet ettiğini, mirasbırakanın 24/11/2008 tarih ve 2482 yevmiye numaralı vasiyetnameden dönme işlemi ile daha önce tanzim edilen 05/11/2007 tarih ve 2250 yevmiye nolu vasiyetname ile 124 da 14 ve 123 ada 32 parsel sayılı taşınmazını ...'a vasiyet ettiğini belirterek bu kere vasiyetinden döndüğünü, yine murisin 24/11/2008 gün ve 2483 nolu vasiyetnameden rücu işlemi ile de 03/12/2007 tarih ve 2432 yevmiye nolu vasiyetname ile 127 ada 16 parsel sayılı taşınmazını kızı ...'...

            , vasiyet edildiği tarihte henüz tek bir parsel halinde bulunduğu göz önüne alınarak, iş bu taşınmazın murisin ölüm tarihindeki değerinin doğru olarak tespiti ile tenkis konusunda uzman bilirkişiden rapor alınarak, davacılar bakımından saklı paya tecavüz olup olmadığının belirlenmesi gerektiği" gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. 3....

              nın 04.05.2007 tarih ve 5650 Sayılı Kanunla değişik 505. maddesi uyarınca davacıların saklı paylı mirasçılardan olmadıkları sonucuna varılarak, davacıların tenkis taleplerinin reddine karar verilmiş; sözkonusu karar davacılar tarafından temyiz edilmiştir. 1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacıların sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-) Uyuşmazlık , ehliyetsizlik ve cebir şiddet korkuya dayalı vasiyetname tanzimi iddiasına dayalı iptal ve tenkis davası niteliğindedir . Dava tarihinde yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK'nun 275.maddesine göre; ''Mahkeme, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişi dinlenemez.''...

                Yine TMK'nın 571. maddesi uyarınca tenkis davası açma hakkı, mirasçıların saklı paylarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde vasiyetnamelerde açılma tarihinin, diğer tasarruflarda mirasın açılması tarihinin üzerinden on yıl geçmekle düşer. Somut olayda; vasiyetnamenin, Tarsus 2. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 16/12/2016 tarih ve 2016/825 E. ve 2016/960 K. sayılı dosyasında 16/12/2016 tarihli duruşmada açılıp okunduğu, bu duruşmada hazır bulunan davacılara tebliğ edildiği, davacıların bu vasiyetnameye karşı beyanlarının alındığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, davacıların, vasiyetnameden 16/12/2016 tarihinde haberdar olduğu ve dava açma hakkının da vasiyetname içeriğini öğrendiği bu tarihte doğduğunun kabulü gerekir. (Aynı yönde Yargıtay 3....

                UYAP Entegrasyonu