İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; mirasbırakanın vasi tayini davasında taşınmazın satıldığını bizzat beyan ettiği, anılan davada davacının mirasbırakanın yapacağı tasarruflardan ve vasiyetnameden haberdar olduğunun anlaşıldığı, aynı davada mirasbırakanın davacının kendisinin rızası olmadan tasarrufta bulunduğunu belirttiği, bu nedenle mirasbırakanın minnet duygusuyla dahi taşınmazı değerinden düşük miktarla devredebileceği, mal kaçırma kastıyla devir yaptığının davacı tarafça kanıtlanamadığı, davalı tanığının beyanına göre mirasbırakana kendisiyle birlikte yaşayan davalı torunları'nın ve anneleri Mari'nin baktığı, mirasbırakanın mal varlığını bölüştürmekte hakkaniyetli davrandığı, anılan nedenlerle tenkis talebinin de yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....
Miras bırakan, ölümüne kadar her zaman vasiyetnameden dönebilir. Vasiyetnamenin yazılı, resmi ve sözlü vasiyetname gibi türleri bulunmaktadır. Somut olayda, bir resmi vasiyetname söz konusudur. Bazı durumların gerçekleşmesi vasiyetnamenin yürürlüğe girmesine mani olur....
ın söz konusu vasiyetnameden sonra, dava konusu temlikleri gerçekleştirdiği gözetildiğinde murisin kızı ... devrettiği vasiyetnameye konu taşınmazlar bakımından vasiyetnamenin hükümsüz hale geldiğinin açık olduğu, vasiyetname kendiliğinden ortadan kalktığından hukuk zemininde herhangi bir sonuç doğurmayacağından tenkisinin de söz konusu olamayacağı,bu nedenlerle davacıların bu davayı açmakta hukuki yararları bulunmadığından ilk derece mahkemesinin yargılaması ve delilleri takdiri ve kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan bahisle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiş,bu karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava;vasiyetnamenin iptali,olmaz ise tenkis istemine ilişkindir....
Somut olayda, davacı tarafın kademeli talebi olan tenkis talebi yönünden mahkemece yapılan soruşturma ve toplanan delillerden 14/12/2020 tarihli tenkis hesap bilirkişisi raporu ile itirazlar üzerine aldırılan 04/02/2021 tarihli ek rapor uyarınca davacının saklı payı ihlal edilmediğinden mahkemece anılan raporlara itibar edilmek sureti ile davanın tenkis yönünden de reddine karar verilmesinde hukuka aykırı bir yön bulunmadığından davacı vekilinin istinaf talebinin HMK'nın 353/1- b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle; 1- Bolu 2....
nun 512/son maddesi gereğince mirasbırakanın açık bir yanılması bulunmadığından ve düzenlenmesinden ölüm tarihine kadar miras bırakanın vasiyetnameden dönmediği de anlaşılmakla vasiyetname tam olarak iptal edilemez.Şu durum karşısında TMK.'nun 512/son maddesi gereğince, mirasçılıktan çıkarmaya yönelik ölüme bağlı tasarrufun davacı mirasçının saklı payı dışında (tasarruf nisabı oranında) yerine getirilmesi gerektiği gözetilmeden mahkemece davanın reddedilmesi bozma nedenidir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 04/07/2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Noterliğinin 05.11.2008 tarih, 25393 yevmiye numaralı vasiyetnameden dönme belgesi ile murisin daha önceki vasiyetlerinden döndüğünü; vasiyetnamenin okunmasına ilişkin olarak İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/739 E. sayılı dosyası ile görülmekte olan davada mahkemece taraflarına vasiyetnameden dönmenin iptali davası açmak üzere süre verildiğini; vasiyetnameden dönme belgesinin düzenlendiği tarihte murisin fiil ehliyetinin yerinde olmadığını ve davalıların murisin yasal mirasçılarının kendileri olmalarından dolayı murisin tüm malvarlığını ele geçirme arzusuyla ağır hasta olan murise vasiyetnameden dönme belgesi tanzim ettirdiklerini belirterek, murisin .... Noterliğinin 05.11.2008 tarih, 25393 yevmiye numaralı vasiyetnameden dönme belgesinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
Öyle ise, murisin sağlığında kat'i bağış olarak gerçekleştirdiği işlemle (sözleşmeyle) henüz ifa aşamasına gelmeyen vasiyetnameden rücu ettiğinin kabulü gerekeceği kuşkusuzdur (TMK.544/2. maddesi). Vasiyetçi her ne kadar vasiyetnameden, vasiyetname ile bağdaşmayan bir hukuki tasarrufla rucu edebilirse de, o tasarrufun hukuki sonuç doğurabilmesi, (daha açık bir anlatımla vasiyetnameyi ortadan kaldırabilmesi) için sonradan yaptığı hukuki tasarrufun geçerli olması gerekir. TMK.nun 544/1. maddesinde, 2. fıkrasında , "Belirli mal bırakma vasiyeti de, vasiyetnamede aksi belirtilmedikçe, miras bırakanın sonradan o mal üzerinde bu vasiyetle bağdaşmayan başka bir tasarrufta bulunmasıyla ortadan kalkar". Somut olayda, muris tarafından davacılardan Gülcan'a yapılan vasiyetnameden sonra aynı taşınmazın tapusunun bağış yolu ile davalılara temlik edildiği görüldüğünden anılan vasiyetnameden murisin rücu ettiğinin kabulü gerekmektedir....
itibaren tenkis talep edilen tarihe kadar hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu, adli tıp kurumu raporu ile işlem tarihinde murisin fiil ehliyetine haiz olduğunun tespit edildiği görülmüştür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Vasiyetnameden Dönmenin İptali Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık ve hüküm vasiyetnameden dönmenin iptali istemine ilişkin olup, Yargıtay Başkanlar Kurulu’nun 26.01.2009 tarih ve 1 sayılı kararının 2. maddesi gereğince inceleme görevi Yargıtay 3. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Dosyanın görevli Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 23.07.2010 (Cuma)...
Davalı vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle, davacıların vasiyetnamenin iptali ve tenkis davasının tümüyle reddedilmiş olmasına rağmen taraflarına maktu vekalet ücretine hükmedildiğini, oysaki tenkis davalarının nisbi harca tabi davalar olduğunu ve davanın reddi halinde hükmedilmesi gereken vekalet ücretinin nisbi olduğunu, tenkis davasına konu taşınmazın bilirkişi incelemesi ile tespit edilen dava tarihindeki değeri olan 276.923,00.TL üzerinden nisbi vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınmasına hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin yerinde olmadığını belirterek, kararın yalnızca hükmün 7. maddesinde belirtilen T5 haricindeki davacıların vekalet ücreti yönünden kaldırılarak düzeltilmesine, buna göre tenkis davasına konu taşınmazın bilirkişi incelemesi ile tespit edilen dava tarihindeki değeri olan 276.923,00.TL üzerinden hesaplanacak nisbi vekalet ücretinin T5 haricindeki (T5 maktu vekalet ücreti ile sorumludur) davacılardan...