Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezinin 28.08.2012 tarihli cevabi yazısından ve 13.10.2009 tarihli vasiyetnameden murisin son yerleşim yerinin “Ilgın“ ilçesi olduğu anlaşıldığından, TMK'nın 22. maddesi uyarınca bakımevine konulma yerleşim yeri sayılamayacağından uyuşmazlığın, Ilgın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince Ilgın Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 21.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki vasiyetnamenin iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dava, düzenleme şeklindeki 18/08/1997 tarih ve .... yevmiye nolu vasiyetnameden rücu senedinin iptaline ilişkin olup, mahkemece davanın reddine karar verilmiş ve hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. 1- Dava konusu vasiyetnameye ilişkin olarak, dosyamız arasında bulunan ...Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2009/1470 Esas sayılı vasiyetnamenin açılmış sayılmasına dair ilamın kesinleşip kesinleşmediği hususunun tespit edilerek ve şayet karar kesinleşmiş ise kesinleşme şerhini içerir suretinin dosyaya konulması, kesinleşmemiş ise kesinleştirilmesinin yapılarak kesinleşme şerhini içerir suretinin dosya içerisine konulması, 2- ... 10....

      ve tescil isteminin reddine, tenkis isteminin kabulüne karar verilmiştir....

        Davalıya yapılan tasarrufun tenkisine sıra geldiği takdirde tasarrufun tümünün değeri ile davalıya yapılan fazla teberru arasında kurulan oranda (SABİT TENKİS ORANI) tasarrufa konu malın paylaşılmasının mümkün olup olamayacağı (MK.564) araştırılmalıdır. Bu araştırma sonunda tasarrufa konu mal sabit tenkis oranında bölünebilirse bu kısımların bağımsız bölüm halinde taraflar adına tesciline karar verilmelidir. Tasarrufa konu malın sabit tenkis oranında bölünmezliği ortaya çıktığı takdirde sözü geçen 564. maddedeki tercih hakkı gündeme gelecektir. Böyle bir durum ortaya çıkmadan davalının tercih hakkı doğmadan davalının tercihinin kullanması söz konusu olamaz. Daha önce bir tercihten söz edilmişse sonuç doğurmaz....

        Doğru sonuca varılabilmesi için, davacı yönünden sabit tenkis oranı tespit edilmeli, buna göre sabit tenkis oranında tasarrufa konu taşınmazların paylaşılmalarının mümkün olup olmadıkları araştırmalı, bu araştırma sonucunda tasarrufa konu taşınmazların ayrı ayrı sabit tenkis oranında bölünebiliyor olduklarının anlaşılması halinde bu kısımların bağımsız bölümler halinde taraflar adına tesciline karar verilmelidir. Tasarrufa konu taşınmazların sabit tenkis oranında bölünmezliği ortaya çıktığında, Medeni Kanun'un 506. maddesi gereğince davacıya seçimlik (tercih) hakkı kullandırılmak ve 11.11.1994 günlü, 4/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca süratle, dava konusu olup, sabit tenkis oranına göre bölünemeyen malların, tercih hakkının kullanıldığı gündeki fiyatlara göre değeri belirlenmeli ve bu değerin sabit tenkis oranıyla çarpımı ile bulunacak nakdin ödetilmesine karar verilmelidir....

          Saklı pay sahibi mirasçı, tenkis davası açabileceği gibi, tenkis isteme hakkı, henüz yerine getirilmemiş tasarrufların, yerine getirilmesini istemesi halinde defi yolu ile de kullanılabilecektir (TMK. md. 571/son). 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu(TMK)’nun, 560. ve devamı maddelerinde tenkis davalarını düzenlemiştir. Hangi tasarrufların tenkis edilebileceği, saklı paya el atma olup, olmadığının belirlenmesi yöntemi, tecavüz halinde hangi tasarrufların, hangi sıra ile tenkise tabi tutulacağı bu bölümde açıklanmıştır. Tenkis davaları, yenilik doğuran (inşai) nitelikte davalar olup, mirasın açıldığı güne kadar geriye doğru etkilidir. Bu dava ile, miras bırakanın yaptığı tasarrufların iptali değil, değiştirilmesi, tasarrufların, tasarruf edilebilir kısma çekilmesi amaçlanmıştır. Bu niteliğiyle tenkis davası bir eda davası olarak kabul edilemez....

          Öte yandan sadece tenkise tabi tasarrufa konu 8 parsel sayılı taşınmazın tercih tarihindeki değeri sabit tenkis oranına çarpılmak suretiyle tenkis edilecek miktarın belirlenmesi gerekirken, tenkis dışı olan 21 parsel sayılı tarlanın değerinin de bu toplama dahil edilip sabit tenkis oranının bu toplama uygulanması suretiyle sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur. Hal böyle olunca sadece tenkise tabi 8 parsel sayılı taşınmazın %34 yıpranma payının uygulanması neticesinde belirlenen değerine sabit tenkis oranının uygulanması suretiyle tenkis hesabının yapılması ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği gözardı edilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir." gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verilmiştir. ./.....

            hala da mümkün olduğunu, Sulh Hukuk Mahkemesi kararının kesinleştiğini, tenkis davasının miras paylaşma davasına döndüğünün de yanlış olduğunu, tarafların sulhe gittiği konumahfuz hisse karşılığında ne verileceği hususunda olduğunu, tenkis davasının neticesinin gerçekleştiğini, tenkis davalarında tenkis olan şeylerin mal ve para olarak paylaşılması mümkün olduğunu, davalı tarafın vasiyetnamenin tenfizi davası açmamış olması nedeniyle halen üçüncü şahsın murisin mirasçısı olduğunu, bu sebeple tenkis davasında karar verilemeyeceğini ileri sürdüklerini, ancak vasiyetnamenin tenfizi davası vasiyetnameye bir itirazın olmadığının ve kesinleştiğinin tespiti davasıdır, tenkis davası vasiyetnamenin tenfizine engel olduğunu, yargılanmanın iadesi talebinin reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TENKİS KANUN YOLU : TEMYİZ Taraflar arasında görülmekte olan tenkis davası sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi süresinde istenilmekle; duruşma için belli edilen gün ve saatte taraflardan gelen olmadığı görülerek evrak üzerinde inceleme yapılmasına karar verildi. İnceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Yargıtay bozma ilamında özetle; "uyuşmazlık ve hükmün tenkis istemine ilişkin olduğu, mahkemece tenkise yönelik hiçbir inceleme ve araştırma yapılmadığı, delillerin bu çerçevede değerlendirilmediği, tenkis davalarında uygulanacak kriterlere uyulması gereğine" değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, 18.010,44 TL tenkis bedelinin davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

              Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacılar vekili dilekçesinde; mirasbırakan Muharrem Eyiöz’ün 27.06.2003 tarihli vasiyetnamesi ile davacılar lehine belirli mal vasiyetinde bulunduğunu, mirasbırakanın ölümünden sonra ise 12.04.2005 tarihinde düzenlemiş olduğu vasiyetname ile davacılar lehine düzenlemiş bulunduğu 27.06.2003 tarihli vasiyetnameden rücu ettiğinin ortaya çıktığını, ancak mirasbırakanın 12.04.2005 tarihli vasiyetnameyi düzenlediği sırada fiil ehliyetinin yerinde bulunmadığını ileri sürerek; 12.04.2005 tarihli vasiyetnamenin iptalini ve 27.06.2003 tarihli vasiyetnamenin tenfizini talep etmiştir. Davalı ... Öz; eşi olan mirasbırakanın, diğer mirasçıları ile barışması üzerine davacılar lehine düzenlediği vasiyetnameden rücu ettiğini savunarak davanın reddini dilemiştir....

                UYAP Entegrasyonu