Vasiyet alacaklısı, vasiyetnameden kaynaklanan hakkı, (alacak muaccel olmadan) vasiyetname açılıp okunmadan kullanamaz. Vasiyetnamenin açılmasına ilişkin kayıt bulunmadığına göre, vasiyetname açılıp sonuçlanmadan vasiyetin yerine getirilmesi de istenemez. Öte yandan, vasiyetname açılmadığından, vasiyetnamenin öğrenme koşulu da gerçekleşmemiştir. Bu nedenle zamanaşımının başladığı düşünülemez. Hal böyle olunca, mahkemece; dava açma şartı henüz gerçekleşmediğinden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde zamanaşımı süresinin geçtiği gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
Noterliği tarafından düzenlenen 31.03.2010 tarih ve 12421 yevmiye numaralı vasiyetnameden rücu örneğinin, dosya içerisine alınmasından sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın MAHKEMESİNE İADESİNE, 08.09.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
Davada; muris ... tarafından düzenlenen 01.09.2009 tarihli vasiyetname ve 06.01.2010 tarihli vasiyetnameden rücu şeklinde düzenlenen vasiyetname ile 06.01.2010 ve 09.03.2010 tarihli vasiyetnamelerin açılıp okunduğunun tespiti talep edilmiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile vasiyetnamelerin açılıp okunduğunun tespitine karar verilmiş, hükmü mirasçılar temyiz etmiştir. Dava, MK.nun 596.maddesinde yer alan vasiyetnamenin açılması ve ilgililere okunması davasıdır. Maddede, vasiyetnamenin mirasbırakının yerleşim yeri sulh hakimi tarafından açılıp, ilgililere okunacağı, MK.nun 597.maddesinde de, mirasta hak sahibi olanların herbirine gideri terekeye ait olmak üzere, vasiyetnamenin kendilerine ilişkin kısımlarının onaylı bir örneğinin tebliğ edileceği açıklanmıştır. Vasiyetnamenin açılıp okunduğunun tesbit edilmesinin amacı, mirasçıları ve lehine kazandırma yapılan kişileri bilgilendirme ve yasal haklarını kullanmayı temine yönelik bir işlemdir....
a vasiyet ettiğini, anılan vasiyetnameden 28.12.2012 tarihinde okunması ile haberdar olduğunu, vasiyetname düzenlendiği tarihte mirasbırakanın ehliyetsiz olduğu gibi davalı tarafın baskısı altında iradesinin de sakatlandığını ileri sürerek, vasiyetnamenin iptalini, mümkün olmaması halinde saklı payı oranında tenkisini istemiş, 18.11.2018 tarihihli ıslah dilekçesi ile saklı pay alacağını 57.389,28 TL'ye yükseltmiştir. Davalı, mirasbırakanın vasiyetname tarihinde ehliyetli olduğunu, iradesinin sakatlanmadığını, mirasbırakanın başka taşınmazları da bulunduğunu, saklı payın ihlal edilmediğini belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, mirasbırakanın vasiyetname tanzim tarihinde ehliyetli olduğunun ... ... 4....
'ya bıraktığını; vasiyetnameden, ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 18.01.2011 tarihli kararı ile haberdar olunduğunu; iş bu vasiyetnamenin hukuk kurallarına aykırı olduğunu, zira oğlunun baskısı ve kandırması sonucu düzenlendiğini iddia ederek; vasiyetnamenin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Mahkemece; davacı tarafın, vasiyetnamenin korkutma ve zorlama altında yapıldığını ispatlayamadığından bahisle; davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Vasiyetnamenin iptali isteklerinde genelde ayn'a taalluk eden bir ihtilaf mevcut değildir. Bu nedenle de, belirlenmesi gereken yön dayanılan kişisel hakkın bulunup bulunmadığı ve vasiyetnamenin geçerli olup olmadığının tespitinden ibarettir. Bir başka ifadeyle, tek taraflı yapılan hukuki işlemin iptaline ilişkindir.HUMK.'nun 8.maddesi Sulh Hukuk Mahkemesinin müştereken göreceği davaları saymıştır....
Davalı, mirasbırakanın vasiyetname ile davacıya bıraktığı malın kendisine devredilerek vasiyetnameden döndüğünü, paylaştırma ve denkleştirme amacının üstün tutulduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, ıslahla vasiyetnamenin tenfizine dönüşen davada vasiyetnamenin açılıp okunmasına ilişkin karar henüz kesinleşmediği için hak düşürücü süre geçmediği gerekçesiyle 3 nolu bağımsız bölüm yönünden davanın usulden reddine, 23 nolu bağımsız bölüm yönünden ise davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde duruşmalı temyiz edilmiş olmakla; duruşma isteği değerden reddedilerek Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....
lik aylık geliri olduğunu, taşınmaz satmaya ihtiyacı bulunmadığını, bedeller arasında fahiş miktarda oransızlık bulunduğunu, davalının cevap dilekçesinde belirttiği 133 ada 11 parselin dava konusu olmayıp, davacıların babasından kalan miras hakkı olduğunu, murisin yapmış olduğu vasiyetnameden döndüğüne ilişkin beyanlara gerekçeli kararda değinilmediğini, murisin el yazısı ile yazdığı belgenin hukuken delil vasfına haiz olmadığını, belgede imza veya irade beyanı bulunmadığını, davalı Hidayet'in taşınmazların yerini dahi bilmediğini, daha önce açılan davanın usulden reddedildiğini, murisin sağlığında mal paylaşımı yaptığına ilişkin iddiaların tapu kayıtları ile belirlenebileceğini, davalıların taşınmaz alacak ekonomik güçlerinin bulunmadığını, bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın ortadan kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
nun söz konusu vasiyetnameyi bilerek kötüniyetli olarak bu devir işlemini gerçekleştirdiğini kabul etmenin mümkün olmadığı, diğer davalıların adlarına tescil işlemi yapıldıktan sonra vasiyetnamenin okunmasına ilişkin tebligatı aldıkları ve vasiyetnameden haberdar oldukları, kaldı ki davalılar adına bu tescil işlemi yapılmasa idi dahi davacıların vasiyetnamenin tenfizi için dava açmak ve mirasçıları da davalı olarak göstermek zorunda oldukları, vasiyetnamenin tenfizine ilişkin dava açmadan kendilerine vasiyet edilen bu taşınmazları adlarına tescil ettirmelerinin de hukuken mümkün olmadığı, tüm bu hususlar gözetildiğinde davalıların kötüniyetli olarak taşınmazın kendi adlarına tescilini gerçekleştirdikleri sübut bulmadığından ve kendilerine tebligat yapılmadan da vasiyetnameden haberdar olamayacakları anlaşıldığından işbu davanın bir anlamda vasiyetnamenin tenfizi davası gibi değerlendirilerek yasal hasım olmaları hasabiyle davalıların yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden...
Davalı vekili; murisin 13.04.2006 tarihli noterden düzenlenmiş vasiyetname ile 30.10.2001 tarih ve 35972 yevmiye nolu vasiyetnameyi iptal ettiğini, vasiyetnameden önce gerekli sağlık kurulu raporu alındığını, bu rapora göre murisin akıl ve ruh sağlığınin yerinde olduğunu ve vasiyetname ve her türlü işlem yapmaya elverişli olduğunun bildirildiğini, davaya konu vasiyetnamenin şekil açısından hukuken geçerli olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, "muris F. O....
Birleştirilen davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; hukuki incelemenin gerektiği gibi yapılmadığını, gerekçeli kararda isim ve tarih hatalarının bulunması, duruşmada dinlenen davacı tanıklarının beyanlarına yer verilmemesinin yargılamanın özensiz yapıldığını gösterdiğini, çelişkili tanık beyanlarına göre karar verilmesinin doğru olmadığını, davalının murise bakmadığını, murisin davalının otelinde yaşamadığını, murise yasal danışman atandığını, murise yasal danışman atanan dava dosyasına ibraz edilen sağlık raporunda murisin izhar hafızasının 2/4 oranında olduğu ve görme bozukluğu nedeniyle yazılı işlemleri yapamadığının tespit edildiğini, Adli Tıp Kurumunun murisin görme bozukluğu hususunu değerlendirmediğini, dosyaya ibraz edilen bilimsel mütalaanın dikkate alınmadığını, murisin vasiyetnameden kısa bir süre sonra davalı ile ölünceye kadar bakım sözleşmesi yapmasının vasiyetnameden döndüğünü gösterdiğini, vasiyetnamede çelişkiler bulunduğunu, vasiyetnamenin murisin gerçek iradesi...