ile vasiyetname konusu taşınmazların adlarına tescilini talep etmişlerdir....
ın vasiyetname tanığı olan ...'in kayınpederi olduğu ancak, davalı ...'ın vasiyetname tanığı olan ...'in kayınvalidesi olmadığı, dolayısıyla vasiyetname tanığının vasiyetname düzenlenmesine katılması sebebiyle davalı ... yönünden hısıma yapılan kazandırmanın bulunmadığı gerekçesiyle, davalı ... yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğinden bahisle karar bozulmuştur. Bozma kararına karşı davacılar ve davalılar ... vd. vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalıların tüm davacıların sair karar düzeltme taleplerinin reddi gerekir. 2-Uyuşmazlık, resmi şekilde düzenlenen vasiyetnamede tanık olarak yer alan kişinin, murisin altsoy kan hısmının (torunu) eşi olması halinde, vasiyetnamenin iptalinin gerekip gerektirmediği noktasında toplanmaktadır....
Noterliğinin 16/06/1979 tarih ve 12579 yevmiye numarası ile davalı lehine düzenlenme şeklinde vasiyetname tanzim ettiğini, öfke ve kızgınlık anında yapılan bu vasiyetname nedeniyle davacının mirastan mahrum kaldığını, manevi ikrah ile yapılan vasiyetnamenin hukuken geçerli olmadığını, murisin iradesinin sakatlandığını belirterek vasiyetnamenin iptaline, olmadığı takdirde terdiden ölüme bağlı tasarrufun davacının mahfuz hissesi oranında tenkisine karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; murisin vasiyetnameyi 16/06/1979 tarihinde düzenlediğini, 06/03/2013 tarihinde ise öldüğünü, düzenlenme tarihi ile ölüm tarihi arasında yaklaşık 34 senelik bir süre olduğunu, gerçek iradesini yansıtmadan vasiyetnameyi düzenlemiş olsa idi bu süreçte dönme imkanının bulunduğunu, bu nedenle vasiyetnamenin murisin gerçek iradesine uygun düzenlediğini belirterek davanın reddini savunmuştur. III....
Yoksa iki vasiyetçinin düzenlediği vasiyetname tek başına ortak vasiyetname sayılamaz. Mahkemece gerekçede her bir vasiyetçinin ayrı bir belge ile vasiyetname düzenlettirmesi gerektiğinden bahisle vasiyetnamenin iptaline karar verilmiş ise de, bu gerekçe doğru değildir. Burada davaya konu vasiyetname yorumlanarak, vasiyetnamenin birbiri ile içiçe girip girmediği veya biri diğerine bağımlı vasiyetname olup olmadığı araştırılmalı, bu şekilde olduğu kanısına varılırsa o zaman ortak vasiyetnameden ötürü, vasiyetnamenin iptaline karar verilmesi gerekirken, mahkemece yanılgılı gerekçe ile vasiyetnamenin yorumu yapılmadan, vasiyetnamede iki vasiyetçi olduğundan ortak vasiyetname sayılarak davaya konu vasiyetnamenin iptaline karar verilmiş olması da hatalı bulunmuştur. Açıklanan bu nedenlerle davalılar vekili istinaf başvurusunun HMK 353- 1- a-4- 6 maddesi uyarınca kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılması gerekmiş aşağıdaki gibi hüküm tesis edilmiştir....
Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2003/403 Esas, 2004/174 Karar sayılı ilamı ile vasiyetnamenin açılmasına karar verildiği, vasiyetin bir kimsenin (gerçek kişi) bizzat yapacağı ölüme bağlı bir tasarruf olup, amacının bütün mamelekini veya muayyen bir malını gerçek veya tüzel bir şahsa mülkiyetinin devrinin yapılması olduğu, TMK'nun 538. maddesinde, "el yazılı vasiyetnamenin yapıldığı yıl, ay ve gün gösterilerek, başından sonuna kadar murisin el yazısı ile yazılmış ve imzalanmış olması zorunludur.", 2. maddesinde de "El yazılı vasiyetname, saklanmak üzere açık veya kapalı olarak notere, sulh hakimine veya yetkili memura bırakılabilir" hükmünü ihtiva ettiği, TMK'nun 538/2. maddesinde yer alan düzenleme emredici bir hüküm olmadığı, diğer bir deyişle, el yazılı vasiyetname tevdi olunmamışsa, bu hususun vasiyetnameyi hükümsüz kılmayacağı, el yazılı vasiyetname resmi merciye bırakılmamış olsa bile, yine geçerli olacağı, TMK'nun 595. maddesi hükmüne göre, bir kişinin ölümü halinde bir vasiyetnamesi ortaya...
ve ... , bağlantı nedeni ile bu dava ile birleştirilen davada, murisin ehil olup olmadığı konusunda rapor alınmadığını, baskı altında vasiyetname düzenlediğini, okur yazar olduğu halde vasiyetname düzenlenirken parmak bastığını, vasiyetnamenin açılması davası sırasında kendilerine vasiyetnamenin tebliğ edilmediğini ileri sürerek vasiyetnamenin iptaline, olmaz ise tenkise karar verilmesini talep etmiştir . Mahkemece, asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiş ,hüküm davalılardan ... , ... ve ......
Noterliğinin 04/10/2013 tarih ve 21562 yevmiye no.lu vasiyetname ile T6 vasiyet ettiğini, muris tüm malvarlığını tek mirasçısından mal kaçırmak gayesi ile saklı paylara da tecavüz ederek devir ve vasiyetname düzenlendiğini, murisin düzenlediği vasiyetname kanunun aradığı şekil şartlarını taşımadığını, hakların zarar görme ihtimaline binaen HMK gereği gerekli tedbirlerin alınmasını, telafisi imkansız zararların doğmaması için uyuşmazlık konusu taşınmaz üzerine teminatsız ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince, 25/02/2020 Tarihli ara karar ile ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmiş, Davalı T4 vekili 18/03/2020 tarihli dilekçe ile tedbire itiraz etmiş, itiraz üzerine 09/10/2020 tarihli ara karar ile itiraz reddine karar verilmiş; bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
Gallen Kantonu'nda 10 Ekim 1991 tarihinde yetkili makamlarca düzenlenmiş olan resmi vasiyetnamesine düzenlediğini, ilgili vasiyetnameye itiraz etmek gereği doğduğunu, vasiyetname, saklı pay sahibi ve mirasçı olan müvekkilin haklarına tecavüz ettiğini, düzenlenen vasiyetnamede müteveffanın vasiyetini kendisinin bakımı ile ilgilenen T3'a bıraktığını beyan ettiğini, oysaki işbu vasiyetname ile T1'ın saklı payı yok sayıldığını, müteveffanın, iradesini manevi cebir ve baskı altında açıklamış olabileceği ve kayıt edilen durumun fiili durumla çelişmesi nedeniyle vasiyetin iptali gerektiğini, vasiyetname ile müteveffanın sahibi bulunduğu İstanbul ili, Şişli ilçesinde bulunan kendi adına kayıtlı daireyi öldükten sonra davalı T3'a vasiyet ettiğini, vasiyetin iptalinin kabul edilmemesi halinde, vasiyetnameler kayıtsız şartsız tenkise tabii olduğundan tenkis taleplerinin kabulü gerektiğini, vasiyetname, saklı pay sahibi ve mirasçı müvekkilin miras payına tecavüz ettiğini bildirerek vasiyetnamenin iptalini...
Vasiyetnamenin açılması; vasiyetname ile ilgili işlemlerden biri olup, vasiyetnamede bulunan tasarrufların içeriğinin anlaşılabilmesi ancak vasiyetnamenin açılması ile mümkündür. TMK'nın 596. maddesinde vasiyetnamenin mirasbırakanın yerleşim yeri sulh hakimi tarafından açılıp ilgililere okunacağı, 597. maddesinde de, mirasta hak sahibi olanların her birine gideri terekeye ait olmak üzere vasiyetnamenin kendilerine ilişkin kısımlarının onaylı bir örneğinin tebliğ edileceği hükme bağlanmıştır. Bu bağlamda mirasbırakanın ölümünden sonra ele geçen vasiyetnamenin sulh hukuk mahkemesine teslimi zorunludur. Vasiyetname geçersiz bile olsa Sulh Hukuk Mahkemesine teslim edilmelidir. Vasiyetnameyi teslim alan sulh hukuk hakimi, teslim edilen vasiyetnameyi derhal incelemek, gerekli koruma tedbirlerini derhal almakla yükümlüdür....
Vasiyetname, geçerli olup olmadığına bakılmaksızın, tesliminden başlayarak bir ay içinde miras bırakanın yerleşim yeri Sulh Hakimi tarafından açılır. Vasiyetname açılırken bilinen mirasçılar ve diğer ilgililer açılması sırasında diledikleri takdirde hazır bulunmak üzere çağrılır ve okunur (TMK 596 md.). Vasiyetnamede vasiyeti yerine getirme görevlisi atanmış ise, Sulh Hakimi tarafından bu görev kendisine bildirilir (TMK. 550/3). Vasiyetnamenin açılışını müteakip mirasta hak sahibi her birine, vasiyetnamenin kendilerine ilişkin kısımlarının onaylı bir örneği tebliğ olunur (TMK 597 md.). Lehlerine karşılıksız kazandırma yapılan kimselerin ve mirasçıların adresleri belli değilse kendilerine vasiyet ilanen tebliğ edilir (TMK 597/2). Sulh Hakimi vasiyetnamenin kendisine teslimini müteakip gerekli koruma önlemlerini alır, olanak varsa ilgilileri dinleyerek yasal mirasçılara terekenin geçici olarak teslimine yahut resmen yöneltilmesine karar verir(TMK 595/3)....