Asliye Hukuk Mahkemesinin 199/44 esas, 2000/1202 karar sayılı vasiyetnamenin iptaline ilişkin dava dosyasının asıllarının veya onanmış örneklerinin eklenerek gönderilmesi, 3- Davaya konu açılıp okunan vasiyetname asıllarının dosyaya eklenmesi, Dosyanın Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 433/son , Hukuk Muhakemeleri Yazı İşleri Yönetmeliğinin 25. maddesi gereğince dizi listesine bağlı olarak gönderilmesi için dosyanın mahal mahkemesine İADESİNE oybirliğiyle karar verildi. 22.10.2007...
ın 28.02.1975 tarihli noterde düzenlenen vasiyetname ile 16 parsel sayılı taşınmazını davalılara vasiyet ettiği, bilahare mirasbırakanın 17.12.1984 tarihli ölünceye kadar bakma akti ile taşınmazı davalı ... dışındaki davalılara temlik ettiği, onların da 23.05.2007 tarihli akitle taşınmazı dava dışı ...'ye devrettikleri, mirasbırakanın 04.03.1998 tarihinde ölümü üzerine geride, yargılama sırasında ölen eşi davalı ... ile çocukları davacılar ve diğer davalıları mirasçı olarak bıraktığı, anılan vasiyetnamenin ... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2010/397 Esas sayılı dosyasında verilen 11.10.2011 tarihli kararı ile açılıp okunduğu anlaşılmaktadır. Hemen belirtilmelidir ki; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 544. maddesi uyarınca vasiyetname mutlak tenkise tabi ise de, mirasbırakanın tenkise konu edilen taşınmazı 17.12.1984 tarihli akitle devrettiği görülmektedir....
TMK'nun 595.maddesi gereğince; mirasbırakanın ölümünden sonra ele geçen vasiyetnamenin geçerli olup olmadığına bakılmaksızın hemen sulh hakimine teslimi zorunlu olup, vasiyetname teslimden başlayarak bir ay içinde açılır ve ilgililere okunur. Vasiyetname usulünce açılıp, okunma kararının kesinleşmesinden sonra vasiyetnamenin iptali için 1 yıllık hak düşürücü süre işlemeye başlar. Vasiyetnamenin iptali davasında öncelikle dava konusu vasiyetnamenin açılıp açılmadığı araştırılarak vasiyetnamenin açılmasına ilişkin kararın kesinleşme tarihli şerhini içerir onaylı sureti getirtilerek, dosya içine konulması gerekir. Somut olayda; muris ...'a ait 09/03/2010 tarihli vasiyetnameye ilişkinlh Hukuk Mahkemesinin 2012/24 E.–2012/216 K.sayılı dosyası ile vasiyetnamenin açılmasına karar verilmiş ise de; hüküm, taraflara tebliğ edilmemiş olup bu hali ile henüz derdest dava hükmündedir....
Ne var ki; davacılar dava dilekçesi ile tapu iptal ve tescil olmazsa tenkis isteğinde bulundukları vasiyetname ile ilgili bir istekleri olmadığı halde mahkemece HMK'nın (Hukuk Muhakemeleri Kanununun) 26. maddesinde düzenlenen taleple bağlılık ilkesine aykırı şekilde talep aşılmak suretiyle vasiyetname ile ilgili istek bakımından davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir. Ancak değinilen bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün 2. bendinde yeralan “Vasiyetname ve” ibaresinin çıkartılmasına, davalı B.. C..'ün bu yöne ilişkin temyiz itirazının kabulü ile 6100 sayılı HMK'nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 19.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
TMK'nın 545. maddesi uyarınca miras sözleşmesinin geçerli olabilmesi için resmi vasiyetname şeklinde yapılması zorunludur. (Yargıtay İ. B. K. 11.02.1959 tarih 16/14 sayılı Kararı) Vasiyetnamenin açılması ise TMK'nın 596. Maddesinde düzenlenmiş olup vasiyetname açılırken sulh hakimince izlenmesi gereken usul belirtilmiştir. Miras sözleşmesinin ve bu kapsamda yer alan mirastan feragat sözleşmesinin "resmi vasiyetname şeklinde yapılması hususu yalnızca" geçerlilik şekline ilişkin olup, mirastan feragat sözleşmelerinin vasiyetnamelerdeki usul doğrultusunda açılıp okunacağına ilişkin kanunda bir hüküm bulunmadığı gibi noterde düzenlenmiş olan mirastan feragat sözleşmesinin miras bırakanın ölümü halinde sulh hakimine gönderilmesine dair de bir düzenleme söz konusu değildir. Bu açıklamalar doğrultusunda mahkemece talebin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulmasına karar verilmiştir....
TMK'nın 545. maddesi uyarınca miras sözleşmesinin geçerli olabilmesi için resmi vasiyetname şeklinde yapılması zorunludur. (Yargıtay İ. B. K. 11.02.1959 tarih 16/14 sayılı Kararı) Vasiyetnamenin açılması ise TMK'nın 596. Maddesinde düzenlenmiş olup vasiyetname açılırken sulh hakimince izlenmesi gereken usul belirtilmiştir. Miras sözleşmesinin ve bu kapsamda yer alan mirastan feragat sözleşmesinin "resmi vasiyetname şeklinde yapılması hususu yalnızca" geçerlilik şekline ilişkin olup, mirastan feragat sözleşmelerinin vasiyetnamelerdeki usul doğrultusunda açılıp okunacağına ilişkin kanunda bir hüküm bulunmadığı gibi noterde düzenlenmiş olan mirastan feragat sözleşmesinin mirasbırakanın ölümü halinde sulh hakimine gönderilmesine dair de bir düzenleme söz konusu değildir. Bu açıklamalar doğrultusunda mahkemece talebin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulmasına karar verilmiştir....
Vasiyetname açılmasına ilişkin olarak açılan davada ... Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı bölge adliye mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü; K A R A R Dava, vasiyetname açılması isteğine ilişkindir. ....Mahkemesince, müteveffanın ölmeden önceki son ikametgah adresinin.... olduğu olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. ... Mahkemesi ise ....Mahkemesi tarafından .... Müdürlüğüne müzekkere yazılarak müteveffa ...'...
ın tüm mal varlığını davalı kızına 02. 11. 2003 tarihinde el yazısı ile düzenlediği vasiyetname ile vasiyet ettiği, vasiyetnamenin Almanya'da Sulh Hukuk Mahkemesinde 20.1. 2006 tarihinde açıldığı, davacıların vasiyetnamenin yasal unsurları taşımadığını miras bırakanın iradesine uygun olarak düzenlenmediğini,saklı paylarının ihlal edildiğini ileri sürerek eldeki davayı açtıkları anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilamların Türkiyede icra olunabilmesi Türk mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır. Ne var ki, davaya konu vasiyetname Almanya'da açılmış, ancak Türkiye'de tenfiz edilmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Vasiyetname açılması istemine ilişkin olarak açılan davada İstanbul Anadolu 4. Sulh Hukuk, ... Sulh Hukuk ile Gölköy Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik- görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı bölge adliye mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, vasiyetname açılması istemine ilişkindir....
Davacı vekili dilekçesinde murisin eşi ile birlikte noterden bir vasiyetname düzenleyerek; taşınmazın birinin, önce ölmesi durumunda diğerine, ikisininde ölümü halinde davacıya kalacağı şeklinde tasarrufta bulunduklarını, bu vasiyetin düzenlenmesinden sonra, davalının sağ kalan muris ...’nin yaşlı ve alzaymır hastası olmasından faydalanarak noteri eve getirip, yeni bir vasiyetname düzenleterek, taşınmazın kendisine bırakılmasını sağladığını, vasiyetin geçersiz olduğunu beyan ederek vasiyetnamenin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, resmi vasiyetnamenin usulüne uygun olarak yapıldığı, vasiyetnamenin tek taraflı bir hukuki muamele olduğu için, vasiyetçinin istediği zaman dönebileceği, rapora göre de, murisin fiil ehliyetinin bulunduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Dava, hukuki ehliyetsizlik nedeniyle vasiyetnamenin iptali isteğine ilişkindir. (TMK 510- vd. md.)...