Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ile vakıf senedinin tadil edildiğini belirterek vakıf senedinde yapılan değişikliğin tesciline karar verilmesini talep etmiştir....

    Dosya içerisindeki bilgi ve belgeler özellikle yukarıda değinilen vakıf senedi ile iptali istenen T.C.Merkez Bankası Mensupları Sosyal Güvenlik ve Yardım Sandığı Vakfı senedi hükümlerince çıkartıldığı ileri sürülen Sosyal Güvenlik Yardımları Yönetmeliğinin 23. maddesi içeriğinden; vakıf senedinin 3., 4., 5., 32. Geçici 3. ve 9. maddelerinde yer alan hususların yönetmelikle düzenleneceği belirtilmiş, ancak bu vakıf senedine uygun olarak çıkartıldığı iddia edilen Sosyal Güvenlik Yardımları Yönetmeliğinin 23. maddesinde değinildiği gibi vakıf ile üye arasında vakıf senedi ile yönetmeliğinin uygulamasından doğacak anlaşmazlıkların hakem yolu ile halledileceğine ve hakemlerin Banka Başkanı tarafından belirleneceğine dair açık bir hüküm bulunmamaktadır. Vakıf senedinde açıkça düzenlenmemiş bir konu yönetmelik ile düzenlenemez. Yönetmeliğin 23. maddesi doğrudan doğruya hak arama özgürlüğü ile ilgili bir düzenlemedir....

      Vakıf hukukunda aslolan, kurucu iradenin olduğu gibi muhafazası ve vakfeden tarafından kuruluş senedinde belirlenen vakfın amaç ve örgütlenme biçiminin zorunluluk bulunmadıkça vakıf organlarınca değiştirilip genişletilememesidir. Bu tanıma göre, önemli olan vakfın amacını gerçekleştirmesi ve dolayısıyla özgülenen mal ve hakların amacın gerçekleşmesi için yapılacak iş ve işlemlere harcanmasıdır. Vakıf senedinde, gelirlerinin beşte dördünün (%80'inin) vakıf amaç ve hizmet konularına tahsisi öngörülmüş iken, yapılan değişiklikle vakfın yıl içinde elde edilen brüt gelirlerinin üçte ikisinin vakıf amacı ve hizmet konularına tahsisi şeklindeki değişiklik ve bunun tescili sonucu vakfın amaçlarını gerçekleştirmek için öngörülen nakit miktarında azalmaya sebebiyet verilmesi ve böylece kurucu iradeye aykırı davranılması, Doğru görülmemiştir....

        teftiş raporunu esas alarak; vakıf yöneticilerinin mevzuata aykırı davrandıkları, emlak vergilerinin zamanında yatırılmadığı, vakfa ait gayrimenkulleri rayiçlerinin çok altında kiraya vermek suretiyle vakıf kaynaklarını verimli bir şekilde kullanmayıp basiretli bir idareci gibi hareket etmeyerek vakfı zarara uğrattıkları, vakıf tarafından yapılan bazı harcamaları kayıtlara intikal ettirmedikleri, daha önceki teftiş raporunda belirtilmesine ve bu konuda uyarılmalarına rağmen vakıf belgelerinin zamanında teftiş makamına iletilmediği ileri sürülerek 5737 sayılı Vakıflar Yasası’nın 10. maddesine aykırılıklar nedeniyle vakıf yöneticilerinin görevden alınmaları istenildiğine göre; mahkemece, ileri sürülen iddialarla ilgili .... ve Belediye gibi kurumlardan vakıfla ilgili bilgi ve belgelerin getirtilerek gerekli inceleme ve araştırma yapılıp harcamalar hususunda vakıf defterleri ile karşılaştırması yaptırılarak konusunda uzman üç kişilik bilirkişi heyetinden dava dilekçesindeki iddialarla...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, vakıf senedinde yapılan değişikliklerin tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vakıf vekili dava dilekçesinde, vakfın yetkili kurullarının 01.06.2004 günlü toplantısında vakıf senedinin bazı maddelerinin değiştirilmesinin kararlaştırıldığını ileri sürerek Kartal 1. Noterliğinde düzenlenen 30.06.2004 tarih 20036 yevmiye numaralı değişiklik senedinin tescilini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sırasında Vakıflar Genel Müdürlüğünün 30.07.2004 tarih ve 12188 sayılı yazısı ile vakıf senedinde bazı düzeltmelerin yapılmasının istenmesi üzerine, davacı vakıf tarafından istem doğrultusunda Kartal 1....

            E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, gelir fazlasına müstahak vakıf evladı olduğunun tespiti istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekili istinaf yoluna başvurmuştur. İlk derece mahkemesince davacıların Nasuh Bey Bin Ali Vakfı' nda gelir fazlasına müstehak vakıf evladı olduklarının tespitine, davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır. Bir kimsenin belli bir vakfın gallesine hak kazanabilmesi için öncelikle o vakfın kurucusu ile aralarında soy bağının kurulmuş olması (vakıf evladı olduğunun yöntemince saptanması) ; ayrıca vakıf senedinde evladın galleden (vakıf gelirinden) yararlanacağına ilişkin açık hüküm bulunması ve bunun için belli koşullar öngörülmüş ise bu koşullarında gerçekleşmiş bulunması gerekir. Davacıların galle fazlasına müstehak vakıf evladı olduğunun kanıtlanması gerekir....

            B) Davalı Cevabının Özeti: Davalı vekili, davacının vakıfta 15.06.1987 tarihinde sekreter olarak işe başladığını, 18.06.1993 tarihinde vakıf senedinin 7. maddesinde vakıf müdürü olarak atandığını, 01.08.2003 tarihinde vakıf yönetim kurulu kararı ile görevine son verildiğini, 12.03.2012 tarihinde vakıf müdürü olarak görevine başladığını, alacakların zamanaşımına uğradığını, vakıf müdürlüğünün yönetim kurulu organının üzerinde olduğunu, davacının işçi olmadığını, iş kanunlarına tabi olmadığını, bu nedenle tazminat alacak hakkının bulunmadığını, bağımsız hareket ettiğini, ayrıca feshin de haklı olduğunu, savunarak davanın reddini istemiştir....

              Vakıf Senedinin 3/a maddesinde "Çalışan Üye" deyiminin, Banka, Vakıf, Sandık ve İştiraklerinde ana sözleşme, Yönetmelik ve Hizmet Akdi ile çalışanları ifade ettiği, 5/a maddesinde banka, Vakıf ve Sandığa sürekli hizmet akti ile alınan tüm personelin işe başlarken vakfa üye oldukları, bunların vakfın "Çalışan Üyeleri" olduğu, Vakıf senedinin 41/2.maddesi uyarınca Vakıf üye veya yararlananı sıfatını kaybedenler ile vakıf senedindeki sosyal yardımlara hak kazanmadan ölenlerin yasal mirasçılarına o tarihe kadar kendilerinden veya murislerinden alınan aidat ve prim tutarı TTK.nin 468. maddesi gereğince geri verileceği şeklinde düzenlenmiştir. Vakıf senedinin tescili tarihi itibari ile yürürlükte bulunan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile yürürlükten kaldırılmıştır. Vakıf senedinde atıf yapılan Mülga TTK'nin 468.maddesinin yeni TTK'deki karşılık maddesi 522.maddedir....

                Ancak; Davacılar ... ile Müsvet Balcıoğlu vakıf evladı olduklarının tespitine karar verilmesini istedikleri halde, talep aşılarak galleye müstahak vakıf evladı olduklarının tespitine karar verilmiş olması doğru değil ise de, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamasını gerektirmediğinden gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 1. bendinin 2. satırında "davacılar"dan sonra gelen kısmın çıkartılarak, yerine "davacılardan ... ve Müsvet Balcıoğlu'nun Ankara'da kurulu 2012/4593-5491 olan Hoca İbadullah Kızı Bula Hatun Vakfı'nın vakıf evladı olduklarının, davacı ...'ın ise aynı vakfın galleye müstahak vakıf evladı olduğunun tespitine" ibaresinin yazılmak suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 14.05.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  Dava, vakıf evladı olduğunun tespiti istemine ilişkindir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 26 maddesine göre hâkim tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olup ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. Dosya içerisindeki belge ve bilgilere göre, dava dilekçesinde İpek Sokullu'un vakıf evladı olduğunun tespiti istenilmiştir. Duruşmada davacı ... kızı....'in galle fazlasına müstehak vakıf evladı olduğuna karar verilmesini talep etmiş ise de, bu konuda harcı yatırılmak sureti ile açılmış bir dava bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece taleple bağlı kalarak “vakıf evladı olduğunun tespitine” karar vermekle yetinmesi gerekirken galleye müstehak vakıf evladı olduğunun tespitine karar verilmesi doğru görülmemiştir....

                    UYAP Entegrasyonu