WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak davaya konu vakfın, vakfiyeleri dosyaya getirtilen bu vakıflardan birisi veya başkaca bir vakıf olup olmadığı davacı tarafa açıklattırılarak galleye müstahak vakıf evladı olduklarının tespiti istenen vakıf kesin olarak belirlenip bu vakfa ait vakfiyeye göre davacılardan varsa kanbağı ile bağlı olduğu kişilere ait vakıftan galle alınmasına ilişkin kesinleşmiş mahkeme kararlarının ibrazı istenip, davacıların gidebildiği kadar üst murislerini gösterir nüfus kayıtlarının ilgili Nüfus Müdürlüğünden ve vakfa ait vakfiye ile vakıftan galle alan evlat listesi ve dayanakları evrakın Vakıflar Genel Müdürlüğünden getirtilip vakfiyede batın vs. diğer şartların bulunup bulunmadığı belirlendikten ve varsa davacıların bu şartları taşıyıp taşımadığı tespit edildikten sonra gerektiğinde uzman bir bilirkişiden de rapor alınıp; bütün bu delil ve belgeler birlikte değerlendirilip oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile davanın kabulü doğru görülmemiştir....

    Bu durumda davacıların veya murislerinin daha önce vakıftan galle fazlası almış olmaları kendilerinin de galle fazlası almasına yeterli olmayıp galle fazlasına müstahak vakıf evladı olduklarını kanıtlamaları gerekir. Bu konuda geçerli kanıtlar, davacıların vakfedenle kan bağını gösteren nüfus kayıtları, kendilerinin mahkeme kararı ile galle fazlasına müstahak vakıf evladı olduğunu gösteren vakıf evlatları ile irs ilişkisi içinde olduğunu belirleyen belgeler ve daha önce vakıftan galle fazlası alıyor ve bu husus bir defter ile belirlenmiş ise bu defterin dayanağını teşkil eden belgeler ve maddi olgulardır....

      İlgili Hukuk 5737 Sayılı Yasanın 30. maddesi ile “Vakıf yoluyla meydana gelip de, her ne suretle olursa olsun Hazine, Belediye, Özel İdarelerin veya köy tüzel kişiliğinin mülkiyetine geçmiş, vakıf kültür varlıkları mazbut vakfına devrolunur.”...

        Şöyle ki, Mahkemece vakıf yönetim kurulunun vakıf borçlarının ödenmesi hususunda kendi arasında işbölümü yapıp yapmadığı, dava konusu borçların ödenmesi bakımından kimlerin yetkili olduğu ve ödemelerin ne zaman ve kim tarafından yerine getirildiği, davacı vakfın ilgili dönemde bu borçları ödeme gücünün bulunup bulunmadığı, davalı ...'ın görev yaptığı dönemlere ilişkin vakıf genel kurulunca ibra edilip edilmediği ve dava konusu borcun ödenmemesi hususunda kendisine kusur izafe edilip edilemeyeceği hususları araştırılmamış olup, borcun kaynağına ilişkin araştırmalar ise yetersizdir....

          Öte yandan, Türk Hukuk Mevzuatında Medeni Kanun hükümlerine göre kurulmuş bulunan vakıflarda yabancı uyruklu gerçek ya da tüzel kişilerin vakıf üyesi ve dolayısıyla vakfın kurucular kurulu üyesi olmasını engelleyen bir düzenleme yoktur. Davada, davalı yabancı uyruklu dört tüzel kişinin 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun “Vakıflarda üyelik olmaz” buyurucu hükmünü içeren 101/3. maddesinin yürürlüğe girdiği tarihten sonra vakıf üyesi olduklarından, anılan Yasa maddesi karşısında bunların vakıf üyeliklerinin ve dolayısıyla kurucular kurulu üyesi sıfatlarının “yok hükmünde” olduğunun hükmen tespiti istenilmektedir. Dosyada toplanan bilgi ve belgelerden, davalıların (... ve yabancı uyruklu tüzel kişilerin) 26.10.2006 günlü Vakıf Kurucular Kurulu toplantısında vakıf senedinin 9. maddesinin (b) bendi uyarınca kurucular kurulu üyesi olarak alınmalarına karar verildiği ve bu kararın iptali konusunda açılmış bir dava ve yöntemince alınmış bir karar bulunmadığı anlaşılmaktadır....

            CEVAP Davalı cevap dilekçesinde, davanın görevsizlik nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, taşınmazın aslının vakıf olduğunu, vakıf şerhinin 17.09.1946 tarihinde terkin edildiğini, vakıf yoluyla meydana gelen kültür varlıklarının vakfına döneceğini, dava konusu taşınmazın vakıf yoluyla meydana geldiğini ve korunması gerekli kültür varlığı olduğunu, 22.09.1983 tarihinden sonra taviz bedeli ödensin ya da ödenmesin taşınmazın Hazine adına tescil imkanı bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. III....

              Dairesi, vakıf üniversitesi çalışanı akademisyenin iş sözleşmesinin feshinin iptali talebiyle açılan davada verilen görevsizlik kararının temyiz incelemesinde, davalı vakıf üniversitesinin kamu gücüne sahip ve kamu hizmeti gören kamu tüzel kişisi olduğunu, çalışanların kamu personeli sayılacağını belirterek “davalı vakıf üniversitesinin, kamu hizmeti görmek amacıyla, davacı öğretim üyesi ile aralarında yaptığı sözleşme, kamu hukukuna tabi idari hizmet sözleşmesi niteliğindedir.” hükmüne varmıştır(Danıştay 8.Dairesi’nin ilgili 2002/5557E. 2003/561K. sayılı ve 04.2.2003 tarihli kararı). 8....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Vakıfta Galle Fazlasına Müstehak Vakıf Evladı Tespiti İstemli Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı ... vekili dava dilekçesinde, davacının ...'da kurulu ...... .........'nın intifa ve gallesine müstehak evlat olduğunun ve babasının ölüm tarihi olan 14.02.2012 tarihinden geçerli olmak üzere tespitini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Dava, davacının ...... vakıf olan .........'...

                nun hükümlerine göre kurulan Vakıflar hakkındaki Tüzük'ün 7. maddesi "tesciline karar verilmesine hukuksal olanak bulunmayan, ancak, her nasılsa kurulmuş ve tescil edilmiş olan vakıflarla malları gayesinin gerçekleştirilmesine yetmeyen vakıfların dağılmalarına, Vakıflar Genel Müdürlüğünün başvurusu üzerine yetkili mahkemece karar verilebilir.Vakfeden itiraz etmedikçe veya vakıf senedinde aksine bir hüküm bulunmadıkça vakfedilmiş mallar, Vakıflar Genel Müdürlüğünün düşüncesi alınarak gayesine en yakın vakfa mahkemece tahsis olunur. Bu hususlarda yetkili mahkeme vakfın bulunduğu yerdeki Asliye mahkemesidir." hükmü yer almaktadır....

                  ün dava konusu vakıf ile soybağı kurulmasında babası ... hakkında verilen ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.06.1995 tarihli ve 1994/741 Esas, 1995/381 Karar sayılı kararının esas alındığı, iş bu ilamın dayanağının açıkça iptali için dava açılan Biga Asliye Hukuk Hâkimliğinin 11.05.1960 tarihli ve 124/121 E-K sayılı veraset ilamı olup olmadığı dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden anlaşılmadığı, ancak bağ kurulurken evlat kararı olan kişilerle davacıların kan bağı bulunduğu gerekçesine yer verildiği anlaşıldığından veraset ilamının iptali için açılan dava sonucu verilecek karar eldeki davayı etkileyip etkilemeyeceğinin davacının üst soyunda yer alan kişilere ait evlat kararları getirtilip bu konu üzerinde durulmalı, eğer üst soyda yer alan kişilerin vakıfla soy bağı kurulması doğrudan veya dolaylı olarak Biga Asliye Hukuk Hâkimliğinin 11.05.1960 tarihli ve 124/121 E-K sayılı veraset ilamına dayalı olduğunun anlaşılması halinde ... 5....

                    UYAP Entegrasyonu