Yukarıda yapılan açıklamalar ve yasal düzenlemeler gereğince, SSK emeklisine ödenen aylığın Vakıf emeklisine ödenen aylıklardan fazla olması durumunda, davalı Vakıf yönünden yaşlılık aylığı miktarı konusunda ek yükümlülük doğacağından aradaki farkın Vakıf emeklisine ödenmesinin gerektiği, buna göre, Vakıf emeklisi ile emsal durumda bulunan SSK emeklisine ödenen yaşlılık aylığı miktarı ile Vakıf emeklisine ödenen yaşlılık aylığı miktarlarının karşılaştırmasının yapıldığı, emsal durumda SSK emeklisine bağlanan aylığın herhalde mülga 506 sayılı yasaya göre sigortalı olan, davacıyla aynı sigortalılık süresi ve prim ödeme gün sayısına sahip ve aynı gün emekli olan bir SSK sigortalısı olduğu, yapılan karşılaştırma sonucu, dava konusu dönemde, Vakıf emeklisi davacıya, Vakıf senedi hükümlerine uygun olarak ödenen aylıkların, emsali durumda olan SSK emeklisine ödenen aylığın altına düşmediği, dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa...
Yukarıda yapılan açıklamalar ve yasal düzenlemeler gereğince, SSK emeklisine ödenen aylığın Vakıf emeklisine ödenen aylıklardan fazla olması durumunda, davalı Vakıf yönünden yaşlılık aylığı miktarı konusunda ek yükümlülük doğacağından aradaki farkın Vakıf emeklisine ödenmesinin gerektiği, buna göre, Vakıf emeklisi ile emsal durumda bulunan SSK emeklisine ödenen yaşlılık aylığı miktarı ile Vakıf emeklisine ödenen yaşlılık aylığı miktarlarının karşılaştırmasının yapıldığı, emsal durumda SSK emeklisine bağlanan aylığın herhalde mülga 506 sayılı yasaya göre sigortalı olan, davacıyla aynı sigortalılık süresi ve prim ödeme gün sayısına sahip ve aynı gün emekli olan bir SSK sigortalısı olduğu, yapılan karşılaştırma sonucu, dava konusu dönemde, Vakıf emeklisi davacıya, Vakıf senedi hükümlerine uygun olarak ödenen aylıkların, emsali durumda olan SSK emeklisine ödenen aylığın altına düşmediği, dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa...
Yukarıda yapılan açıklamalar ve yasal düzenlemeler gereğince, SSK emeklisine ödenen aylığın Vakıf emeklisine ödenen aylıklardan fazla olması durumunda, davalı Vakıf yönünden yaşlılık aylığı miktarı konusunda ek yükümlülük doğacağından aradaki farkın Vakıf emeklisine ödenmesinin gerektiği, buna göre, Vakıf emeklisi ile emsal durumda bulunan SSK emeklisine ödenen yaşlılık aylığı miktarı ile Vakıf emeklisine ödenen yaşlılık aylığı miktarlarının karşılaştırmasının yapıldığı, emsal durumda SSK emeklisine bağlanan aylığın herhalde mülga 506 sayılı yasaya göre sigortalı olan, davacıyla aynı sigortalılık süresi ve prim ödeme gün sayısına sahip ve aynı gün emekli olan bir SSK sigortalısı olduğu, yapılan karşılaştırma sonucu, dava konusu dönemde, Vakıf emeklisi davacıya, Vakıf senedi hükümlerine uygun olarak ödenen aylıkların, emsali durumda olan SSK emeklisine ödenen aylığın altına düşmediği, dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa...
Yukarıda yapılan açıklamalar ve yasal düzenlemeler gereğince, SSK emeklisine ödenen aylığın Vakıf emeklisine ödenen aylıklardan fazla olması durumunda, davalı Vakıf yönünden yaşlılık aylığı miktarı konusunda ek yükümlülük doğacağından aradaki farkın Vakıf emeklisine ödenmesinin gerektiği, buna göre, Vakıf emeklisi ile emsal durumda bulunan SSK emeklisine ödenen yaşlılık aylığı miktarı ile Vakıf emeklisine ödenen yaşlılık aylığı miktarlarının karşılaştırmasının yapıldığı, emsal durumda SSK emeklisine bağlanan aylığın herhalde mülga 506 sayılı yasaya göre sigortalı olan, davacıyla aynı sigortalılık süresi ve prim ödeme gün sayısına sahip ve aynı gün emekli olan bir SSK sigortalısı olduğu, yapılan karşılaştırma sonucu, dava konusu dönemde, Vakıf emeklisi davacıya, Vakıf senedi hükümlerine uygun olarak ödenen aylıkların, emsali durumda olan SSK emeklisine ödenen aylığın altına düşmediği, dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa...
Dava, davalı Vakıf Senedinde 2005 yılında yapılan değişiklik sonucu davacının Vakıf üyesi olduğu ile davalı vakfa ödemesi gereken prim miktarının tespiti istemine ilişkindir. Vakıf hukukunda aslolan yürürlükte bulunan vakıf senedi ile buna göre yapılan düzenlemelerin tüm üyelerine doğru ve eşit biçimde uygulanmasıdır. Yürürlükte bulunan, değiştirilmedikçe vakfı ve vakıf üyelerini bağlayan mevcut vakıf senedi ile vakıf senedine istinaden düzenlenen yönetmelik hükümlerine göre somut uyuşmazlık çözümlenmelidir. Dava konusu vakfa ait yönetmelikte yapılan değişiklik ile davacı gibi daha önce vakfa üyelik hakkı tanınmayanlara üyelik hakkı tanınmış bunun içinde belirlenen süre içerisinde vakfa yazılı müracaat şartı getirilmiştir....
Diğer taraftan, 7044 Sayılı Yasada vakıf yoluyla vücuda gelen muhafazası gerekli tarihi veya mimari kıymeti haiz eski eserlere değinilmişken 5737 Sayılı Yasanın 30.maddesinde sadece “ Vakıf Yoluyla meydana gelen vakıf kültür varlıklarının” vakfına devrolunacağı vurgulanmıştır. Ne var ki; değinilen ilke ve yasal düzenlemeler gözetildiğinde mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hükme elverişli olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur....
Uyuşmalık taviz bedelinden kaynaklı alacak talebine ilişkindir. 5737 sayılı Vakıflar Kanunu 27.02.2008 tarihli Resmi Gazete de yayımlanmış ve aynı tarihte yürürlüğe girmiştir. Sözü edilen 5737 sayılı Vakıflar Kanununun 18.maddesi hükmüne göre; icareteyn ve mukataalı vakıf şerhi bulunan gerçek ve tüzel kişilerin mülkiyetinde veya tasarrufundaki taşınmazlar taviz bedeline tabiidir. Kanunun 3.maddesinde yapılan tanıma göre de; Mukataalı vakıf, zemini vakfa üzerindeki yapı ve ağaçlar tasarruf edene ait olan ve kirası yıllık olarak alınan vakıf taşınmazlarını, icareteynli vakıf ise, değerine yakın peşin ücret ve ayrıca yıllık kira alınmak suretiyle süresiz olarak kiralanan vakıf taşınmazlarını ifade eder....
Bilindiği üzere; vakıf mevzuatı gereğince mahlul kararları idari nitelikte olup aksi kanıtlanıncaya kadar geçerli kararlardır. Ancak, yine idari nitelikte bulunan vaziyet kararlarından ayrı olarak mahlul kararlarına yönelik itirazlar ile bu itirazlardan kaynaklanan uyuşmazlıkların çözüm yeri adli yargıdır. Öte yandan icareteynli bir taşınmazın asıl maliki mutasarrıfı değil, vakıf tüzel kişiliğidir. Mutasarrıf adına oluşturulan kayıt mülkiyete değil, tasarrufa delalet eder.Mahluliyet sonucu taşınmaz aslına yani vakfına rücu eder.Tescil kararı yenilik doğurucu değil açıklayıcı nitelik taşır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Vakıf Senedi Tescili İstemli Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı vekili dava dilekçesinde; ... senedinde yapılan değişikliklerin tecilini istemiş; mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir....
Vakıf evladı olduğunun tespiti istemli davalar, kişinin vakfedenin soyundan gelip gelmediğinin tespiti amacını taşır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30/05/2007 tarih ve 2007/18- 293 Esas, 2017/310 Karar sayılı kararında, "...Davacının vakıf evladı olduğuna ilişkin daha önce verilmiş ve Yargıtay denetiminden geçmiş ve kesinleşmiş kararların, kesin hüküm, kesin delil veya güçlü delil teşkil etmesinin mümkün olmadığı böyle bir durumda dahi güçlü delilin aksinin her zaman için kanıtlanabileceği" ifade edilmek suretiyle evladiyeye ilişkin her iddianın önceden verilmiş kararlardan bağımsız olarak kanıtlanması gerektiği vurgulanmıştır. Bir "vakıfın evladı" olmakla bir "vakfın gallesine müstehik vakıf evladı" olmak arasında fark bulunmaktadır....