Davacı Vakıflar Genel Müdürlüğü, vakfın mütevelli heyeti üyeleri olan davalıların vakıf senedinde belirtilen amaca aykırı bağış yapılması yönünde kararlar alarak vakfı zarara uğrattıklarını belirterek, amaca aykırı ve vakıf senedinde düzenlenmemesine rağmen bağışlar nedeniyle uğranılan zararın ödetilmesini istemiştir. Dosyada bulunan ve karara dayanak yapılan bilirkişi raporunda; vakıf tarafından yapılan bağışın kanuni dayanağı ve vakıf senedinde düzenlenmesi gerekip gerekmediği hususlarında tespitler yapıldığı ancak vakıf senedindeki düzenlemelere aykırı olup olmadığı hususunda tespit yapılmadığı görülmüştür....
Aynı Kanun'un ek. 5. maddesine göre “Vakıflarca kurulacak yükseköğretim kurumlarının, vakıf yönetim organı dışında en az yedi kişiden oluşan bir mütevelli heyeti bulunur. Mütevelli heyet üyeleri, vakıf yönetim organı tarafından dört yıl için seçilir, süresi biten üyeler yeniden seçilebilir. Mütevelli heyet üyelerinin yaş sınırlaması hariç Devlet memuru olma niteliklerine sahip bulunmaları ve en az üçte ikisinin lisans düzeyinde yükseköğrenim görmüş olması gerekir. Mütevelli heyet üyeleri kendi aralarından bir başkan seçer. Mütevelli heyet vakıf yükseköğretim kurumunun tüzel kişiliğini temsil eder. Vakıf yükseköğretim kurumlarının yöneticileri Yükseköğretim Kurulunun olumlu görüşü alınarak mütevelli heyet tarafından atanır. Mütevelli heyet; vakıf yükseköğretim kurumu yöneticilerine uygun gördüğü ölçüde yetkilerini devredebilir....
Yukarıda yapılan açıklamalar ve yasal düzenlemeler gereğince, SSK emeklisine ödenen aylığın Vakıf emeklisine ödenen aylıklardan fazla olması durumunda, davalı Vakıf yönünden yaşlılık aylığı miktarı konusunda ek yükümlülük doğacağından aradaki farkın Vakıf emeklisine ödenmesinin gerektiği, buna göre mahkemece Vakıf emeklisi ile emsal durumda bulunan SSK emeklisine ödenen yaşlılık aylığı miktarı ile Vakıf emeklisine ödenen yaşlılık aylığı miktarlarının karşılaştırmasının yapıldığı,hüküm kurmaya elverişli ve denetime açık bilirkişi raporunda Vakıf emeklisi davacıya, Vakıf senedi hükümlerine uygun olarak ödenen aylıkların, emsali durumda olan SSK emeklisine ödenen aylığın altına düşmediği ve davacının herhangi bir alacağı bulunmadığının belirlendiği, dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, istinaf başvurusunun esastan reddine karar...
. - DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 28/02/2019 KARAR TARİHİ : 06/01/2020 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH :08/01/2020 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili olan ......
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 10/07/2018 NUMARASI : 2018/87 ESAS - 2018/360 KARAR DAVA KONUSU : Vakıf (Vakıf Senedi Tescili İstemli) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vakıf temsilcisi dava dilekçesinde özetle, T1 Vakfı, 3294 sayılı T1 Kanunu hükümlerine istinaden, Vakıf Senedinin TC Ardahan Asliye Hukuk Mahkemesinin 22/07/1986 tarih, 1986/141 Esas 1986/122 Karar sayılı tescil kararına istinaden kurulduğunu ve faaliyetine başladığını, 01/12/2005 tarih ve 5263 sayılı T1 Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki Kanunun 19....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada;"...Dava; Vakıf Senedi Tadilinin Tescili İstemli davadır. Türk Medeni Kanununun 112- 113 ve Vakıflar Yönetmeliğinin 14. maddeleri gereğince Mahkememizce T4 Samsun 1. Noterliğinin 15/05/2019 tarih ve 14186 yevmiye numaralı "Düzenlenme Şeklinde Vakıf Senedi Tadili" senedinin tescilinde sakınca olup olmadığı konusunda görüş alındığı görülmüştür. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 101. maddesine göre vakıf, gerçek veya tüzel kişilerin yeterli mal ve hakları belirli ve sürekli bir amaca özgülemeleriyle oluşan tüzel kişiliğe sahip mal topluluğudur....
Diğer taraftan, 7044 Sayılı Yasada vakıf yoluyla vücuda gelen muhafazası gerekli tarihi veya mimari kıymeti haiz eski eserlere değinilmişken 5737 Sayılı Yasanın 30.maddesinde sadece “Vakıf Yoluyla meydana gelen vakıf kültür varlıklarının” vakfına devrolunacağı vurgulanmıştır..." (Yargıtay 1.HD., 31.05.2017, 2016/13173E. - 2017/3063K.)...
Aynı Kanun'un ek. 5. maddesine göre “Vakıflarca kurulacak yükseköğretim kurumlarının, vakıf yönetim organı dışında en az yedi kişiden oluşan bir mütevelli heyeti bulunur. Mütevelli heyet üyeleri, vakıf yönetim organı tarafından dört yıl için seçilir, süresi biten üyeler yeniden seçilebilir. Mütevelli heyet üyelerinin yaş sınırlaması hariç Devlet memuru olma niteliklerine sahip bulunmaları ve en az üçte ikisinin lisans düzeyinde yükseköğrenim görmüş olması gerekir. Mütevelli heyet üyeleri kendi aralarından bir başkan seçer. Mütevelli heyet vakıf yükseköğretim kurumunun tüzel kişiliğini temsil eder. Vakıf yükseköğretim kurumlarının yöneticileri Yükseköğretim Kurulunun olumlu görüşü alınarak mütevelli heyet tarafından atanır. Mütevelli heyet; vakıf yükseköğretim kurumu yöneticilerine uygun gördüğü ölçüde yetkilerini devredebilir....
Aynı Kanun'un ek. 5. maddesine göre “Vakıflarca kurulacak yükseköğretim kurumlarının, vakıf yönetim organı dışında en az yedi kişiden oluşan bir mütevelli heyeti bulunur. Mütevelli heyet üyeleri, vakıf yönetim organı tarafından dört yıl için seçilir, süresi biten üyeler yeniden seçilebilir. Mütevelli heyet üyelerinin yaş sınırlaması hariç Devlet memuru olma niteliklerine sahip bulunmaları ve en az üçte ikisinin lisans düzeyinde yükseköğrenim görmüş olması gerekir. Mütevelli heyet üyeleri kendi aralarından bir başkan seçer. Mütevelli heyet vakıf yükseköğretim kurumunun tüzel kişiliğini temsil eder. Vakıf yükseköğretim kurumlarının yöneticileri Yükseköğretim Kurulunun olumlu görüşü alınarak mütevelli heyet tarafından atanır. Mütevelli heyet; vakıf yükseköğretim kurumu yöneticilerine uygun gördüğü ölçüde yetkilerini devredebilir....
Alacağın miktarının belirlenebilmesinin, tahkikat aşamasında yapılacak delillerin incelenmesi, bilirkişi incelemesi veya keşif gibi sair işlemlerin yapılmasına bağlı olduğu durumlarda da belirsiz alacak davası açılabileceği kabul edilmelidir. Ne var ki, bir davada bilirkişi incelemesine gidilmesi belirsiz alacak davasının açılabilmesi için yeterli değildir. Bir davada bilirkişiye başvurulmasına rağmen davacı dava açarken alacak miktarını belirleyebiliyorsa, belirsiz alacak davası açılamaz, (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 02/11/2016 gün, 2015/22-1078 esas ve 2016/1010 karar sayılı ilamı) 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile birlikte belirsiz alacak davası ile kısmi davaya ilişkin yeni düzenlemedeki sınırın tam olarak tespit edilemediği, birinin diğeri yerine kullanıldığı sıkça görülmektedir. Oysa bu iki davanın amacı ve niteliği ayrıdır. Alacak, belirli veya belirlenebilir ise, belirsiz alacak davası açılamaz; ancak şartları varsa kısmi dava açılması mümkündür....