İlk derece mahkemesince davacının vakıf evlatlarından T1 ın Nesime Hanım İbneti Mahmut Oğlu Hasan Ağa Vakfının galle fazlasına müstehak vakıf evladı olduğu sabit olduğundan davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır. Bir kimsenin belli bir vakfın gallesine hak kazanabilmesi için öncelikle o vakfın kurucusu ile aralarında soy bağının kurulmuş olması (vakıf evladı olduğunun yöntemince saptanması) ; ayrıca vakıf senedinde evladın galleden (vakıf gelirinden) yararlanacağına ilişkin açık hüküm bulunması ve bunun için belli koşullar öngörülmüş ise bu koşullarında gerçekleşmiş bulunması gerekir. Davacıların galle fazlasına müstehak vakıf evladı olduğunun kanıtlanması gerekir....
Tevliyete ehil vakıf evladı olduğunun tespitine karar verilebilmesi için öncelikle vakfeden ile soybağının ispatlanması sonra da vakfiyede öngörülen şartların gerçekleşmesi gerekir. Tevliyete ehil vakıf evladı olduğunun tespiti mahkemeye, 5737 sayılı Vakıflar Kanunu’nun 6. maddesi gereğince atama (tevcih) ise davalı idareye ait bir görevdir. Vakfiyeler, vakıf davalarında birinci derecede delil olup (..., ...; ... Hukukunda ve Osmanlı Tatbikatında Vakıf Müessesesi, 1996, Sh. 428), kadimden beri uygulandığı bilinmedikçe vakıf davalarında yazılı delil olarak kullanılamazlar. (Mecelle md.1739) Vakfiyelerin uygulanma şartı, bunların ifade ettikleri maddelerin sabit ve meşhur olmasıdır. Dava konusu vakfa ait vakfiye yerine kaim 27 ... 1341 H. tarihli ilamda, "...'...
Dava, vakıf senedinde yapılan değişikliklerin tescili istemine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 101. maddesine göre vakıf, gerçek veya tüzel kişilerin yeterli mal ve hakları belirli ve sürekli bir amaca özgülemeleriyle oluşan tüzel kişiliğe sahip mal topluluğu olduğu, aynı Kanun'un 102. maddesi gereği vakıf kurma iradesinin, resmî senetle veya ölüme bağlı tasarrufla açıklanacağı, vakfın yerleşim yeri mahkemesi nezdinde tutulan sicile tescil ile tüzel kişilik kazanacağı düzenlenmiştir. 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun "Tanımlar" başlıklı 3. maddesinde Mülga 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi ile 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu hükümlerine göre kurulan vakıfların, malvarlığını ve vakıf şartlarını içeren belgeyi vakıf senedi olarak tanımlamıştır. Yürürlükte bulunan ve değiştirilmedikçe vakfı ve üyelerini bağlayan mevcut vakıf senedindeki hükümlere göre uyuşmazlığın çözülmesi gerekmektedir....
na ait vakıf senedinin 16.maddesi aynen; "Kurulması için arsa bağışında bulunduğum Üniversite veya Yüksekokul Vakfın gelirinden her sene %20 nispetinde istifade edecektir." düzenlemesi yanında, 17. madde de ise; "Vakıf Yönetim Kurulunun münasip göreceği mahalle inşa edilecek Kur'an Kursu için %2 nispetinde yardım yapılacağı"; ve 18. maddesine göre ise; "Vakıf yönetimi yıl içinde elde ettiği brüt gelirlerin %20'sini idame masrafları ile ihtiyatlara ve vakıf mal varlığını arttıracak yatırımlara kalan %80'inin ise vakıf amaçlarına ayrılması ve harcanması zorunludur" hükümlerinin mevcut olduğu, dava konusu uyuşmazlık bu üç maddenin birlikte değerlendirilerek çözüme kavuşturulması gerekmektedir. Vakıf hukukunda esas olan vakfın varlığını sürdürmesi ve amacını gerçekleştirmek için yeterli malvarlığının bulunmasıdır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Vakıf senedi değişikliğinin tescili istemine ilişkin davada ... Asliye Hukuk ve ... Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, vakıf senedinin Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre tescili istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince; 6100 Sayılı HMK'nın 382. maddesine göre vakıf senedi tescilinin çekişmesiz yargı işlerinden sayıldığı, aynı yasanın 383. maddesi gereğince bu tür işlere bakmakla sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, ...'...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, galle fazlasına müstehak vakıf evladı olduğunun tespiti istemine ilişkindir....
TMK 102. madde hükmü “...vakıf, yerleşim yeri mahkemesi nezdinde tutulan sicile tescil ile tüzel kişilik kazanır”, 104. madde hükmü “Tesciline karar verilen vakıf, vakfın yerleşim yeri mahkemesi nezdinde tutulan sicile tescil edilir...” şeklindedir. 28629 sayılı, 26/04/2013 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Türk Medenî Kanunu Hükümlerine göre Kurulan Vakıfların Tescil ve İlânı Hakkında Tüzük m. 3/f-4'te ise “Vakfın tescili konusundaki başvurular vakfedenin yerleşim yeri asliye hukuk mahkemesine yapılır.” hükmüne yer verilmiştir. Vakıf hukukundan kaynaklanan uyuşmazlıkların niteliği ve mevzuat gereği, Vakıflar Genel Müdürlüğünün her zaman ilgili sıfatına sahip olarak uyuşmazlık çıkartabileceği de gözetildiğinde, yine vakıf davalarının çekişmesiz yargı işlerinden olduğundan söz edilemeyecektir. Buna göre, vakıf senedi değişikliğinin tescili istemine ilişkin davanın Ankara Batı 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülerek sonuçlandırılması gerekir....
Mahkemece, dava konusu taşınmazların tesciline dair getirtilip incelenen tapulama mahkemesinin dosyası içerisindeki tapulama tespit tutanaklarında ve mahkeme ilamında herhangi bir vakıf şerhinin bulunmadığı, kadastronun vakıf şerhi olmadan kesinleştiği, mahkeme kararı olmadan tek taraflı Idari işlem ile sonradan tapu kayıtlarına vakıf şerhi konulmasının Türk Medeni Kanununun 1027. maddesine aykırı olduğu nedeniyle davanın kabulüne 347, 365, 262 ve 374 sayılı parseller üzerindeki Kaya Hatun Vakfı ve Nene Hatun Vakfı şerhinin terkinine karar verilmiştir. Hükmü, davalı ... İdaresi vekili temyiz etmiştir. Dava, vakıf şerhinin terkini isteğine ilişkindir....
KARAR Davacı, davalı Vakıf dışındaki davalıların murisi ......'ten gayri menkul satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığı taşınmazın, satış tarihinden önceki bir tarihte davalı Vakıfa bağışlandığından,vakıf adına tescil edildiğini ileri sürerek, vakıf adına tescil edilen tapu kaydının iptali ile adına tesciline, bunun mümkün olmaması halinde taşınmazın raiç değerinin ve kira tazminatının tahsiline karar verilmesini istemiş, bilahare Vakıf dışındaki davalılar hakkındaki davasından feragat etmiştir. Davalı Vakıf, husumetin tarafına yöneltilmeyeceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini dilemiştir. Mahkemece, davalılar ...,... ve ... Geniş hakkındaki davadan feragat edildiğinden davanın reddine, Davalı Vakfa yönelik ecrimisil davasının reddine, taşınmazı raiç bedeline yönelik davasının kabulü ile 75.103,50 Tl'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmiş;hüküm, davalı Vakıf tarafından temyiz edilmiştir....
Vakfeden tarafından kuruluş senedinde belirlenen vakfın amaç ve örgütlenme biçimi, zorunluluk bulunmadıkça kural olarak vakıf organlarınca değiştirilip genişletilemez. Bununla birlikte vakfın amacı, geçen zaman içinde tamamen değişik bir anlam ve nitelik kazanmış olursa veya haklı sebepler varsa, Türk Medeni Kanununun 112. ve 113. maddeleri uyarınca vakfın yönetim organı veya denetim makamının istemi üzerine diğerinin yazılı görüşünü aldıktan sonra vakfın amacı, yönetimi ve malları konusunda mahkemece vakıf senedinde değişiklik yapılabilir. Davacı vakfa ait vakıf senedinin 22. maddesinde; vakıf senedinin değiştirilmesi için yönetim kurulunun teklifi, kurucular kurulunun kabulü ve genel kurulun onayı gerektiği, 12; maddesinde de yönetim kurulunca teklif edilecek vakıf senedi değişikliklerini kabul veya reddetmenin kurucular kurulunun görevleri arasında bulunduğu hükme bağlanmıştır. Somut olayda; mahkemece yapılan yargılama sonunda, .......