Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı T2 Bölge Müdürlüğü sunmuş olduğu cevap dilekçesinde, evladiye davalarının vakfedenin soyundan geldiğini iddia eden kişi tarafından açılacağını ve kişinin bu iddiasını ispat etmesi gerektiğini, davacının davasını ispat için vakıf senedi, nüfus kaydı, veraset ilamı gibi resmi evraklara dayanması gerektiğini özellikle davacının vakfın soyundan geldiğini vakfın soyundan geliyorsa vakfın senedi incelenerek galle dagıtma şartı mevcut olup olmadığı var ise hangi delillerden ne kadar ne şekilde dağıtılıcağının tespit edilmesinin gerektiğini, dava konusu vakıf ve bu gibi(kuruluşu cumhuriyet öncesine dayalı vakıflarda) vakıf gelirlerinin fazlalalık kısmı eğer vakıf senetlerinde buna dair hüküm mevcut ise idare eden tarafından vakfiye şartları doğrultusunda pay edilmesi gerektiğini vakıf gelirlerinden pay alma hakkı miras yolu ile veya üst batındaki vakıf evladının ölümüyle kendiliğinden doğan bir hak olmayıp, vakıf evlatlarının mahkeme kararı ile tespit ettirmesi gerektiğini vakfiyede galleye...

vakıf evladı veya ilgilisi olduğunu ve galle fazlası almaya hak kazandığını gösteren mahkeme kararıyla; vakıf evladı veya ilgilisi olduğu mülhak vakıf yöneticisine, vakfiyesinde galle fazlası ödenmesine ilişkin şart bulunan mazbut vakıflarda, ilgili Bölge Müdürlüğüne veya Genel Müdürlüğün internet sitesindeki online başvurular kısmında yer alan galle fazlası talep formunun doldurulması şekli ile Genel Müdürlükçe temsilen yönetilen mülhak vakıflarda ise ilgili Bölge Müdürlüğüne başvuru yaparlar....

    İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince verilen kararın usule ve yasaya aykırı olduğunu, Kayseri'de kurulu Şakirt Hacı Ali Efendi Vakfı mazbut bir vakıf olduğunu, davanın galleden istifade eden vakıf evlatlığının tespiti talebini içermekte olup bu durum miras hukukundan farklı ve özel bir durum olduğunu, bu nedenle vakıf hukuku ve vakfiye koşullarına göre araştırma yapılmasını gerektirdiğini ancak yerel mahkeme vakfiye koşullarına göre bir inceleme yaptırmadan, eksik incelemeye dayalı bilirkişi raporuna istinaden bir karar verdiğini, bu sebeple yerel mahkemenin kararının kaldırılması gerektiğini, davacıların müteveffa vakıf evladının kan bağı bulunan mirasçıları olması, kendilerinin de galleden istifade eden vakıf evladı olduğu anlamına gelmeyeceğini, ayrıca bilirkişi raporunda vakfiyenin batın tertipi yönünden yeterince incelenmediğinin anlaşıldığını, dolayısıyla batın şartı yönünden de bir inceleme yapılarak galleye müstehak vakıf...

    Kanunun 3.maddesinde yapılan tanıma göre de; Mukataalı vakıf, zemini vakfa üzerindeki yapı ve ağaçlar tasarruf edene ait olan ve kirası yıllık olarak alınan vakıf taşınmazlarını, icareteynli vakıf ise, değerine yakın peşin ücret ve ayrıca yıllık kira alınmak suretiyle süresiz olarak kiralanan vakıf taşınmazlarını ifade eder. Bu halde somut uyuşmazlığın çözümü için öncelikle tapu kaydına işlenen vakfın, mukataalı veya icareteynli vakıf olup olmadığının veya miri arazilerden mukataalı hayrata tahsis edilmeyenler ile aşar ve rüsumu vakfedilen taşınmazlardan bulunup bulunmadığının yöntemince araştırılması gerekir. Vakfiye kapsamındaki her taşınmazın coğrafi konumu ve hukuki durumu farklı olacağından bu taşınmazların kadim köy, kasaba ya da şehir içindeki mülk topraklar içinde olup olmadığı keşfen ve uzman bilirkişiler marifetiyle saptanmalıdır....

    Bölge adliye mahkemesi kararının davalı vekili tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 26.01.2022 tarihli kararı ile, vakıf müdürünün davayı takip yetkisinin bulunup bulunmadığının tesbiti açısından davacı vakfın 01.02.2017 tarihli yönetim kurulu toplantı tutanağı, vakıf müdürünün dava takip yetkisine sahip olduğuna dair vakıf yönetim kurulunun davaya onayına dair belge, 08.05.2017 tarihli yönetim kurulu kararı, vakıf senedi onaylı örneği, vakıf senedinde belirtilen yöneticilerden kimlerin vefat ettiğine dair belge ve davacı vakfın müdürünün dava takip yetkisinin olup olmadığına ilişkin her türlü belge asıllarının veya onaylı suretlerinin gönderilmesi geri çevirme ile istenilmiş olup, gönderilen belgelerin incelenmesinde; 08.05.2017 tarihli yönetim kurulu toplantı tutanağında vakıf yönetiminde olan rektör ......... ve ... isimli kişilerin de üye kabul edilip imzalarının yer aldığı, vakıf senedinde değişiklik yapılması vakıf senedinin 24. maddesine göre oybirliğini gerektirdiğinden ismi belirtilen...

      Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın; davalı banka yönünden husumet yokluğundan, davalı vakıf yönünden ise hak düşürücü sürenin geçmesi nedeniyle reddine karar verilmiştir. Anılan hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, davalı vakıf senedinde 2005 yılında yapılan değişiklik sonucu davacının vakıf üyesi olduğu ile davalı vakfa ödemesi gereken prim miktarının tespiti istemine ilişkindir. 1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2. Davacı vekilinin, davalı vakıf aleyhine açılan davanın hak düşürücü süreden reddine yönelik temyiz itirazlarına gelince; Vakıf hukukunda aslolan yürürlükte bulunan vakıf senedi ile buna göre yapılan düzenlemelerin tüm üyelerine doğru ve eşit biçimde uygulanmasıdır....

        Kanununun 18.maddesi hükmünce; miri arazilerden mukataalı hayrata tahsis edilmeyenler ile aşar ve rüsumu vakfedilen taşınmazlar dışındaki icareteyn ve mukataalı vakıf şerhi bulunan gerçek ve tüzel kişilerin mülkiyetinde veya tasarrufundaki taşınmazlar taviz bedeline tabidir. Yasanın 3.maddesinde yapılan tanıma göre de, Mukataalı vakıf: zemini vakfa üzerindeki yapı ve ağaçlar tasarruf edene ait olan ve kirası yıllık olarak alınan vakıf taşınmazlarını, icareteynli vakıf ise; değerine yakın peşin ücret ve ayrıca yıllık kira alınmak suretiyle süresiz olarak kiralanan vakıf taşınmazlarını ifade eder. Hal böyle olunca somut uyuşmazlığının çözümü için, kayda işlenen “Nevşehirli damat ... Paşa” nın mukataalı veya icareteynli vakıf olup olmadığının veya miri arazilerde mukataalı hayrata tahsis edilmeyen ile aşar ve rüsumu vakfedilen taşınmazlardan bulunup bulunmadığının yöntemince araştırılması gerekir....

          Kanununun 18.maddesi hükmünce; miri arazilerden mukataalı hayrata tahsis edilmeyenler ile aşar ve rüsumu vakfedilen taşınmazlar dışındaki icareteyn ve mukataalı vakıf şerhi bulunan gerçek ve tüzel kişilerin mülkiyetinde veya tasarrufundaki taşınmazlar taviz bedeline tabidir. Yasanın 3.maddesinde yapılan tanıma göre de, Mukataalı vakıf: zemini vakfa üzerindeki yapı ve ağaçlar tasarruf edene ait olan ve kirası yıllık olarak alınan vakıf taşınmazlarını, icareteynli vakıf ise; değerine yakın peşin ücret ve ayrıca yıllık kira alınmak suretiyle süresiz olarak kiralanan vakıf taşınmazlarını ifade eder. Hal böyle olunca somut uyuşmazlığının çözümü için, kayda işlenen “Nevşehirli damat ....” nın mukataalı veya icareteynli vakıf olup olmadığının veya miri arazilerde mukataalı hayrata tahsis edilmeyen ile aşar ve rüsumu vakfedilen taşınmazlardan bulunup bulunmadığının yöntemince araştırılması gerekir....

            İlgili Hukuk 5737 sayılı Yasa'nın 30. maddesi ile “Vakıf yoluyla meydana gelip de, her ne suretle olursa olsun Hazine, belediye, özel idarelerin veya köy tüzel kişiliğinin mülkiyetine geçmiş, vakıf kültür varlıkları mazbut vakfına devrolunur.”...

              İlgili Hukuk 5737 sayılı Yasa'nın 30. maddesi ile “Vakıf yoluyla meydana gelip de, her ne suretle olursa olsun Hazine, belediye, özel idarelerin veya köy tüzel kişiliğinin mülkiyetine geçmiş, vakıf kültür varlıkları mazbut vakfına devrolunur.”...

                UYAP Entegrasyonu