Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sözü edilen 5737 Sayılı Vakıflar Kanununun 18.maddesi hükmünce; miri arazilerden mukataalı hayrata tahsis edilmeyenler ile aşar ve rüsumu vakfedilen taşınmazlar dışındaki icareteyn ve mukataalı vakıf şerhi bulunan gerçek ve tüzel kişilerin mülkiyetinde veya tasarrufundaki taşınmazlar taviz bedeline tabidir. Yasanın 3.maddesinde yapılan tanıma göre de, Mukataalı vakıf: zemini vakfa üzerindeki yapı ve ağaçlar tasarruf edene ait olan ve kirası yıllık olarak alınan vakıf taşınmazlarını, icareteynli vakıf ise; değerine yakın peşin ücret ve ayrıca yıllık kira alınmak suretiyle süresiz olarak kiralanan vakıf taşınmazlarını ifade eder. Hal böyle olunca somut uyuşmazlığının çözümü için, kayda işlenen «... Vakfının» mukataalı veya icareteynli vakıf olup olmadığının veya miri arazilerde mukataalı hayrata tahsis edilmeyen ile aşar ve rüsumu vakfedilen taşınmazlardan bulunup bulunmadığının yöntemince araştırılması gerekir....

    Yasanın 3.maddesinde yapılan tanıma göre de, Mukataalı vakıf: zemini vakfa üzerindeki yapı ve ağaçlar tasarruf edene ait olan ve kirası yıllık olarak alınan vakıf taşınmazlarını, icareteynli vakıf ise; değerine yakın peşin ücret ve ayrıca yıllık kira alınmak suretiyle süresiz olarak kiralanan vakıf taşınmazlarını ifade eder. Hal böyle olunca somut uyuşmazlığının çözümü için, kayda işlenen “Murabıt ... Ağa Vakfından mülhak” vakfının mukataalı veya icareteynli vakıf olup olmadığının veya miri arazilerde mukataalı hayrata tahsis edilmeyen ile aşar ve rüsumu vakfedilen taşınmazlardan bulunup bulunmadığının yöntemince araştırılması gerekir. Vakfiye kapsamındaki her taşınmazın coğrafi konumu ve hukuki durumu ayrı ayrı olacağından bu taşınmazların kadim köy, kasaba ya da şehir içindeki mülk topraklar içinde olup olmadığının dosya üzerinde yapılan bilirkişi incelemesiyle ortaya çıkartılması doğru olmaz....

      Hukuk Dairesince; uyuşmazlığın çözümü için vakıf ve aktüaryel uzmanlarının bulunduğu yeni bir bilirkişi kurulu oluşturularak, vakıf senedi, yönetmelik ve yönetim kurulunca belirlenen maaş katsayıları gibi hususlar dikkate alınarak alınacak rapora göre karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiş, mahkemece bozma ilamına uyularak bozma ilamı doğrultusunda alınan bilirkişi raporu sonucu davanın kısmen kabulü ile 57,03 TL'nin 21.12.2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Davanın kısmen kabulüne dair mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Vakıf hukukunda aslolan yürürlükte bulunan vakıf senedi ile buna göre yapılan düzenlemelerin tüm üyelerine doğru ve eşit biçimde uygulanmasıdır....

        Dava, 2003-2007 yıllarında Türk Telekom'da çalışırken vakıf üyesi olan davacının özelleştirme nedeni ile 15.11.2007 tarihinde başka kuruma nakil giden davacının vakıf üyesi olduğunun tespiti istemine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 101. maddesinde vakfın, gerçek veya tüzel kişilerin yeterli mal ve hakları belirli ve sürekli bir amaca özgülemeleriyle oluşan tüzel kişiliğe sahip mal topluluğu olduğu, 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun "Tanımlar" başlıklı 3. maddesinde Mülga 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi ile 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu hükümlerine göre kurulan vakıfların, malvarlığını ve vakıf şartlarını içeren belgeyi vakıf senedi olarak tanımlamıştır. Yürürlükte bulunan ve değiştirilmedikçe vakfı ve yararlananları bağlayan mevcut vakıf senedindeki hükümlere göre uyuşmazlığın çözülmesi gerekmektedir....

          Yasanın 3.maddesinde yapılan tanıma göre de, mukataalı vakıf: zemini vakfa üzerindeki yapı ve ağaçlar tasarruf edene ait olan ve kirası yıllık olarak alınan vakıf taşınmazlarını, icareteynli vakıf ise; değerine yakın peşin ücret ve ayrıca yıllık kira alınmak suretiyle süresiz olarak kiralanan vakıf taşınmazlarını ifade eder. Hal böyle olunca somut uyuşmazlığının çözümü için, kayda işlenen “... Vakfı”nın mukataalı veya icareteynli vakıf olup olmadığının veya miri arazilerde mukataalı hayrata tahsis edilmeyen ile aşar ve rüsumu vakfedilen taşınmazlardan bulunup bulunmadığının yöntemince araştırılması gerekir....

            den önceki batında sağ vakıf evladı olup olmadığı araştırılıp oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gereğiyle bozulmuş, Mahkeme bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne dair verilen kararın davalı vekilince temyizi üzerine bu defa Dairemizin 09.10.2018 tarihli ve 2017/14724-2018/17017 sayılı ilamı ile Mahkemece bozmaya uyulduğu halde gereği yerine getirilmediği gerekçesiyle bozulmuş, Mahkemece ikinci bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda ise, muris ... 'nin vakıf evladı olmadığı, kendisine herhangi bir galle ödemesi yapılmadığı, davacıların galleden istifade eden vakıf evladı olamayacağı, gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dava, galle fazlasına müstahak vakıf evladı olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Öncelikle, Mahkemece davacıların murisi ...'nin vakıf evladı olduğuna dair Mahkeme kabulünü benimseyen ve batın şartı araştırması öngören bozma ilamına uyulduğu halde, bu defa muris ...'...

              Sözü edilen 5737 sayılı Vakıflar Kanununun ....maddesi hükmünce; tapu kayıtlarında icareteyn ve mukataalı vakıf şerhi bulunan gerçek ve tüzel kişilerin mülkiyetinde veya tasarrufundaki taşınmazlar taviz bedeline tabidir. Yasanın ....maddesinde yapılan tanıma göre de, Mukataalı vakıf: zemini vakfa üzerindeki yapı ve ağaçlar tasarruf edene ait olan ve kirası yıllık olarak alınan vakıf taşınmazlarını, icareteynli vakıf ise; değerine yakın peşin ücret ve ayrıca yıllık kira alınmak suretiyle süresiz olarak kiralanan vakıf taşınmazlarını ifade eder. Hal böyle olunca somut uyuşmazlığının çözümü için, kayda işlenen vakfın mukataalı veya icareteynli vakıf olup olmadığının veya miri arazilerde mukataalı hayrata tahsis edilmeyen ile aşar ve rüsumu vakfedilen taşınmazlardan bulunup bulunmadığının yöntemince araştırılması gerekir....

                Bahsedilen masraflardan sonra geriye her ne gelir fazlası kalır ise evlatlar arasında erkeğe iki-kadına ise bir şeklinde bölüne" denildiği, yani vakıf gelirinin fazlası erkekler iki, kızlar bir alacak şekilde evladına taksim edileceğini şart kıldığı, dava konusu vakfiyede batın şartının öngörülmediğinin ( bir batından vakıf evladı sağ iken, sonraki batından olan vakıf evladının vakıf mallarından yararlanamayacağı) anlaşıldığı, Hacı Mehmet Efendi'nin diğer iki zeyl vakfiyelerinde de bu şartın değiştirilmediği, davacıların üstsoyu Gülser OĞuzkan'ın (Yargıç) 27/10/2008 tarihinde vefat ettiği, davacıların vakıf evladı Gülser Oğuzkan'ın altsoyu oldukları ve vakıf evladı ile soybağını, nüfus kayıt örneği ve mirasçılık belgesi ile ispat etmiş olduğu anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur." gerekçesiyle; "1- Davanın kabulü ile, Davacılar T1 T3 T2 davalı Kayseride kayıtlı Mülhak El-Hac T5 galle fazlasından faydalanan vakıf evladı olduklarının tespitine," şeklinde karar verilmiştir....

                İdaresine doğrudan doğruya vakıf olan taşınmaz kayıtlarına tapu idaresi tarafından hiçbir resim ve harç alınmaksızın vakıf şerhinin yazılmasını isteme yetkisini vermiştir. Kısaca, anılan bu hüküm uyarınca tapu idaresi vakıfların talebi üzerine kayıtlara vakıf şerhi yazmakla yükümlüdür. Bu yüzden mahkemenin davayı yazılı gerekçe ile kabul etmesi doğru olmamıştır. Burada öncelikle belirtilmelidir ki, şayet terkini istenen şerh gayrisahih bir vakfa ait ise kayıtlardaki vakıf şerhi ... İdaresinin ivaz hakkı bulunmadığından bedelsiz kaldırılacak ve fakat bu şerh sahih bir vakfa ait ise terkin ivaz karşılığı yapılacaktır. Çünkü vakıf taşınmazlardaki ... İdaresinin hakkı taviz bedeliyle sınırlıdır. Eski hukukumuzda kaynağını Arazi Kanununun 4. maddesinden alan ve vakıfları mülkiyet hakkının devredilip edilmemesine göre vakfın nitelik bakımdan ayıran iki türünden bahsetmek yerinde olacaktır. Bunlardan ilki, sahih vakıflardır....

                  Davalı cevap dilekçesinde özetle; Güpgübzade Esseyyid T10 Bin Mehmed Vakfı mülhakın bir vakıf olup, tüzel kişiliğe sahip olduğunu, mazbut ve Mülhak vakıflarda vakfedenin soyundan gelen evladın vakıf gelir fazlasından vakfiyedeki koşullara göre yararlanmak için açtığı davaya “galle fazlasına müstehikliğin tespiti” davası denildiğini, kural olarak bir vakfın galesinden pay alabilmek için evladı vakıftan olmak yeterli olmayıp galle fazlasının hangi niteliklere haiz vakıf evlatlarına verileceğini veya paylaştırılacağının vakfiyedeki şartlara göre tespitinin gerektiğini, Yargıtay kararlarına göre bu tür davalarda nüfus kaydı, veraset ilamı, şahsiyet kayıtları gibi belgelerle davacının kendisini vakfedenle irtibatlandırmasının zorunlu olduğunu, davanın galleden istifade eden vakıf evlatlığının tespiti talebini içerdiğini, bunun miras hukukundan farklı ve özel bir durum olduğunu, bu nedenle vakıf hukuku ve vakfiye koşullarına göre araştırma yapılmasını gerektiğini, davacıların müteveffa vakıf...

                  UYAP Entegrasyonu