Ziraat Bankası A.Ş olduğunu, bu nedenle sigortalı varislerinin doğrudan doğruya başvuru hakkı bulunmadığını, hayat sigortası meblağ sigortası olup, meblağ sigortalarında, sigortacının ödeyeceği tazminat miktarının, zarar miktarına bakılmaksızın poliçede gösterilen tutardan ibaret olduğunu, kredi sözleşmesine dayalı olarak ödenen tutarların yahut kalan kredi borcunun davalı şirketten tahsil edilebilmesinin hukuken de mümkün bulunmadığını, Grup Hayat Sözleşmesi Kapsamında düzenlenen ve davacılar murisinin imzasını havi sigorta sertifikasında sigorta dönemi öncesinden gelen kanser hastalığının teminat kapsamı dışında olduğu, sağlık beyanı dikkate alınarak sigorta kapsamına alındığı, eksik veya yanlış beyan halinde bu durumun kasten beyan yükümlülüğüne aykırılık olacağı ve riziko gerçekleşmiş olsa dahi sigorta bedelinin ödenmeyeceği de sigorta/poliçe şartı olarak kayıtlandırıldığı ve taraflarca kabul edildiğini, sigorta bedeline yönelik istemin sözleşme şartları uyarınca sigorta teminat kapsamında...
Davacılar kredi borçlusu murisin kredi borcunun garanti altına alınması için davalı sigorta şirketi tarafından iki adet hayat sigortası poliçesi düzenlendiğini, davalı bankanın davalı sigorta şirketine müracaat ederek kredi borcunu tahsil etmediğini, davalı bankanın rehin alacaklısı/ dain-i mürtehin olması nedeniyle hayat sigortası teminat tutarını davalı sigorta şirketinden tahsil etmesi gerektiğini ve bu nedenle kendilerinin borçlu olmadıklarının tespitini, sigorta bedelinin bakiye kısmının ise kendilerine ödenmesini istemişlerdir. İddianın ileri sürülüş biçimi itibariyle böyle bir davanın görülebilmesi için alacaklı olan banka ile sigorta poliçesini düzenleyen sigorta şirketine birlikte husumet yöneltilmesi gerekmektedir. Davanın dayanağı hayat sigorta sözleşmesi olup tarımsal kredi sözleşmesi değildir. Hayat sigorta sözleşmelerinin niteliği gereği, sigortalı tarafın mesleği ne olursa olsun (tacir, esnaf, işçi, memur vs.) sigortalı gerçek kişi ve tüketicidir....
Tüketici Mahkemesinin 2018/732 Esas, 2021/257 Karar Sayılı 15/03/2021 tarihli kararı aleyhine davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuş ve talebin süresinde olduğu anlaşılmakla; yapılan istinaf incelemesi sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların murisi ile davalı banka arasında kredi sözleşmesi imzalandığını, muris Aysel Çelik'in 16/12/2008 tarihinde vefat ettiğini, davalı bankanın, ihtarname ile krediyi kat ederek davacılardan kredi bedelinin kalan bakiye ödenmelerinin yapılmasını istediğini, kredinin Garanti Bankası Yüzüncüyıl Şubesinden kullanılırken muris Aysel Çelik'e Kredi Vefat Sigortası (Uzun süreli yıllık hayat) yapıldığını, hayat sigortalarının kullandırılan krediye uygun olarak yapılması ve düzenlenmesi gerektiğini, davalı bankanın kredi kullandıran ve bu krediyi sigorta ettiren olarak gerekli tedbir ve sorumlulukları alıp kredi müşterisini bilgilendirmek zorunda olduğunu, hayat sigortalarının banka tarafından yenilenip...
Rizikonun gerçekleşmesi halinde, bankanın poliçe teminatı kapsamında kalan bakiye kredi alacağını, öncelikle sigorta şirketinden tahsil etmesi gerekir. Sigorta şirketi, lehtar konumunda olduğundan bankaya karşı tüketicinin sağlık sorunları olduğunu, örneğin, kalp hastası veya kanser hastalığını gizlediğini de ileri süremez. Çünkü, sigorta poliçesini düzenleyen, sigorta şirketinin kendisi veya yetkili acentesidir. Bankanın elinde hayat sigortası poliçesi gibi kolayca alacağını tahsil etme imkanı varken, sigortacının ödeme talebini geri çevirdiği veya cayma hakkını kullandığı şeklindeki bir gerekçeyle bile poliçe limiti kapsamında kalan alacağı için icra takibi başlatması veya dava açması TMK 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralana aykırılık oluşturur. Bu nedenle tüketici işlemi niteliğindeki banka kredileri nedeniyle, hayat sigortası yapılmış olması durumunda, bankanın poliçe limitleri dahilinde kalan kredi alacağını öncelikle sigorta şirketinden tahsil etmesi zorunludur....
Davacıların murisi T1 ile davalı banka arasında 08/03/2016 tarihli genel kredi sözleşmesi imzalanarak murise tarım kredisi kullandırıldığı, kredi sözleşmesi kapsamında 09/03/2016- 08/03/2017 dönemlerini kapsayan 39187612 poliçe numaralı ve 09/03/2017- 28/08/2017 dönemlerini kapsayan 47983979 poliçe numaralı Yıllık Hayat Sigorta Poliçelerinin davalı banka tarafından düzenlendiği, murisin 15/07/2017 tarihinde vefat ettiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Murisin vefat tarihi olan 15/09/2017 dönemini kapsayan bir hayat sigortası poliçesi mevcut değildir. Davacıların murisi T1 01/04/1946 doğumlu olup 01/04/2016 tarihinde 70 yaşını doldurmuştur. Dosyada sureti bulunan kredi hayat sigortası katılım sertifikasında davalılar arasında akdedilen Grup hayat sigortası sözleşme hükümlerine atıf bulunmaktadır. Davalılar arasında akdedilen TARIMSAL KREDİ MÜŞTERİLERİ GRUP HAYAT SİGORTA SÖZLEŞMESİ (SÖZLEŞME NO:HG/86) isimli sözleşmenin 4.1....
Kredi kullanan tüketici adına yapılan hayat sigortası poliçesi mevcutken, bankanın tüketicinin ölümü nedeniyle, tüketicinin mirasçılarından ödenmeyen bakiye kredi alacağının tahsili için dava açması veya icra takibi başlatması, sigorta hukukunun temel ilkelerine ve sigorta yapılmasının amacına aykırılık oluşturacağı gibi sigorta yapılmasına duyulan güven ve itimadı da zedeler. Bu nedenle banka alacağını öncelikle sigorta poliçesinden tahsil etmelidir. Medeni Kanun'un 2. maddesinde, "Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.” hükmü düzenlenmiştir. Eldeki davada, kredi borcunun hayat sigortası poliçesi kapsamında ödenip ödenmeyeceği noktasında çekişme mevcuttur....
Davacı banka ile davalıların murisi Dürdane Abit arasında bireysel kredi sözleşmesi imzalandığı, ayrıca banka ile Anadolu Hayat Emeklilik A.Ş. ve Hayat A.Ş. arasında dava konusu kredi nedeni ile kredi hayat sigortası sözleşmesi düzenlendiği, hayat sigortası poliçe süresinde murisin vefat ettiği anlaşılmıştır. Sigorta poliçesi ve ekleri incelendiğinde, davacı bankanın poliçede dain-i mürtehin, sigorta ettiren ve lehdar dain-i mürtehin, sigorta ettiren ve lehdar sıfatlarına yer aldığı ve Bankanın dain-i mürtehin ve dönülmez şekilde lehtar tayin edildiği, bu sıfat gereği bankanın sigorta şirketinden öncelikli olarak tazminatı alma hakkını elde ettiği tespit edilmiştir....
ün müvekkilinin müşterisi olduğunu, müteveffa tarafından 60.000-TL tutarlı işyeri kredi kullanıldığını ve kredi tutarının hesabına aktarıldığını, müteveffanın kredi kullandırım aşamasında herhangi bir hayat sigortası poliçesi bulunmadığını, kredi dosyası içerisinde hayat sigortası yapılması yönünde herhangi bir talimat olmadığı gibi, muris müvekkili bankadan hayat sigortası yaptırmak istemediğini kredi sözleşmesini akdederken bildirdiğini, davacılar tarafından müvekkilinin hayat sigortası yapma ve yenileme yükümlüğü bulunduğu ifade edilmişse de, talimat bulunmayan ihtiyari hayat sigortası için bu durumun söz konusu olamayacağını, hayat sigortasının isteğe bağlı bir sigorta olduğunu, müteveffanın böyle bir talimatı ve isteği olmadığından hayat sigortası yapılmadığını, bu nedenle müvekkilinin müteveffanın iradesine ve talimatına aykırı bir işlemi bulunmadığını, davacıların vefat eden müşterinin yasal mirasçıları olmaları nedeniyle kredi borcundan sorumlu oldukları ve istirdat taleplerinin...
Davacının murisi ile davalı sigorta şirketi arasında ihtiyaç kredisi sözleşmesi kapsamında hayat sigorta poliçesi tanzim edildiği, murisin ölümü ile kredi borcunun davalının sorumluluğunda olduğu iddiasıyla eldeki dava açılmış, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir....
Rizikonun gerçekleşmesi halinde, bankanın poliçe teminatı kapsamında kalan bakiye kredi alacağını, öncelikle sigorta şirketinden tahsil etmesi gerekir. Sigorta şirketi lehtar konumunda olduğundan, bankaya karşı tüketicinin sağlık sorunları olduğunu, örneğin, kalp hastası veya kanser hastalığını gizlediğini ileri süremez. Çünkü, sigorta poliçesini düzenleyen, sigorta şirketinin kendisi veya yetkili acentesidir. Bankanın elinde hayat sigortası poliçesi gibi kolayca alacağını tahsil etme imkanı varken, sigortacının ödeme talebini geri çevirdiği şeklindeki bir gerekçeyle, poliçe limiti kapsamında kalan alacağı için icra takibi başlatması veya dava açması TMK 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralana aykırılık oluşturur. Bu nedenle, tüketici işlemi niteliğindeki banka kredileri nedeniyle, hayat sigortası yapılmış olması durumunda, bankanın poliçe limitleri dahilinde kalan kredi alacağını öncelikle sigorta şirketinden tahsil etmesi zorunludur....