Davanın aplikasyon, orman kadastrosuna ve 6831 Sayılı Yasanın değişik 2/B maddesi uyarınca yapılan işleme itiraz niteliğinde olduğu, uygulama sonucu bilirkişi krokisinde (B) ve (A ) ile gösterilen bölümlerinin 770 ve 773 parsellerin dışında genel kadastroda orman olarak tapulama dışı bırakılan alanda, (D) ve (E) ile gösterilen bölümünün 770 sayılı parselin çap sınırları içinde, (C ) ve (F) ile gösterilen bölümlerinin ise 773 parselin çap sınırları içinde olduğu, tamamının 1943 yılı orman kadastrosu sınırları içinde bırakıldığı, 1943 yılında yapılan orman kadastrosuna itiraz için hak düşürücü sürelerin çoktan geçtiği, (A), (F) ve (E) ile gösterilen bölümlerinin, 3302 sayılı yasa ile değişik 6831 sayılı yasanın 2/B madde uygulamasıyla Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı, öncesi devlet ormanı olan bir yerin 2/B uygulaması ile ancak Hazine adına çıkarılabileceği, yalnız özel ormanların sahibi adına orman sınırları dışına çıkartılabileceği, yasadan kaynaklanan bu zorunluluk...
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, on yıllık süre içinde açılan orman kadastrosuna itiraz ve tapu iptal, tescil niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede dava tarihinden önce yapılan ve 07/11/2006 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması vardır. Mahkemece, dava on yıllık süre içinde açılan orman kadastrosuna itiraz davası olarak nitelendirilmesine rağmen davacı tarafın tapu kaydına dayanması nedeniyle uyuşmazlığın çözümünde Kadastro Mahkemesinin görevli olduğu görüşü belirtilerek işin esası hakkında hüküm kurulmuş ise de; mahkemece, yanlış görüş ve değerlendirme de bulunulmuştur....
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, on yıllık süre içinde açılan orman kadastrosuna itiraz ve tapu iptal, tescil niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede dava tarihinden önce yapılan ve 07/11/2006 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması vardır. Mahkemece, dava on yıllık süre içinde açılan orman kadastrosuna itiraz davası olarak nitelendirilmesine rağmen davacı tarafın tapu kaydına dayanması nedeniyle uyuşmazlığın çözümünde kadastro mahkemesinin görevli olduğu görüşü belirtilerek işin esası hakkında hüküm kurulmuş ise de; mahkemece, yanlış görüş ve değerlendirme de bulunulmuştur....
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE : 2016 yılında 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/a maddesi gereğince yapılan uygulama kadastrosu sonucunda, Kırşehir İli, Merkez İlçesi, Ekizağıl Köyü çalışma alanında bulunan tapuda davacı T1 adına kayıtlı bulunan eski 856 parsel sayılı ve 68.879 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, yeni 108 ada 53 sayılı parsel altında ve 61.894,17 metrekare yüzölçümü ile, tapuda davalılar T7 ve müşterekleri adına kayıtlı bulunan eski 521 parsel sayılı ve 49.600 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, yeni 105 ada 232 sayılı parsel altında ve 45.618,94 metrekare yüzölçümü ile tespit edilmiştir. Davacı, 108 ada 53 parsel sayılı taşınmazının sınırlarının yanlış belirlendiği ve yüz ölçümünün eksiltildiği iddiası ile dava açmıştır. Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanunu 22/a maddesi gereğince yapılan uygulama kadastrosuna askı ilan süresi geçtikten sonra genel mahkemede açılan itiraz davasıdır....
Bu durumda, davacının tesis ve uygulama kadastrolarına göre davalıya ait çekişmeli taşınmaz içinde kalan bölümün kendisine ait olduğuna ilişkin iddiası göz önüne alındığında dava her ne kadar uygulama kadastrosuna itiraz edilerek açılmış olsa da, uyuşmazlığın mülkiyete ilişkin olduğu anlaşılmaktadır....
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: 2019 yılında 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/a maddesi gereğince yapılan uygulama kadastrosu sonucunda, Ankara ili, Çankaya ilçesi, Karataş Mahallesi çalışma alanında bulunan tapuda davacılar adına paylı olarak kayıtlı bulunan eski 514 parsel sayılı ve 35.240 m² yüzölçümündeki taşınmaz, yeni 129 ada 18 sayılı parsel altında ve 33.249,73 m² yüzölçümü ile tespit edilmiş, askı ilan süresi içinde dava açılmadığından tutanaklar 10.01.2020 tarihinde kesinleştirilerek tapuya tescil edilmiştir. Davacılar vekili, müvekkillerine ait taşınmazın yüzölçümünün eksiltildiği iddiası ile dava açmıştır. Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/a maddesi gereğince yapılan uygulama kadastrosuna askı ilan süresi geçtikten sonra genel mahkemede açılan itiraz davasıdır. Dava konusu taşınmazların bulunduğu yerde tesis kadastrosu 1954 yılında yapılmıştır....
İşte, uygulama kadastrosuna itiraz davaları, uygulama kadastrosu faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yönelik davalardır. Bu nedenle mahkemelerce, uygulama faaliyetine eşdeğer ve amaca uygun bir araştırma yapılması zorunludur....
İşte, uygulama kadastrosuna itiraz davaları, uygulama kadastrosu faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yönelik davalardır. Bu nedenle mahkemelerce, uygulama faaliyetine eşdeğer ve amaca uygun bir araştırma yapılması zorunludur....
Kater tarafından düzenlenen 11.11.2004 havale tarihli krokili raporda kırmızı renk ile ... olarak işaretlenen 53, 54, 55, 83, 84, 85, 86, 87, 80, 81 , 82 ve 79 OTS’ler ile çevrili olan (genel arazi kadastrosu sırasında 101 ada 837, 838, 839, 840, 841, 842, 843 ve 844 parsel numaralarını alan) taşınmazlara ilişkin açılan orman kadastrosuna itiraz davasının hukuki yarar yokluğu nedeniyle REDDİNE" cümlesinin yazılması suretiyle DÜZELTİLMESİNE ve hükmün bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 06.03.2008 günü oybirliğiyle karar verildi....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, uygulama kadastro tespitinden önce genel mahkemede açılan çaplı taşınmaza ilişkin men'i müdahale isteminden kaynaklanan uygulama kadastrosuna itiraz niteliğindedir. 2. İlgili Hukuk 6100 ... Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 ... Kanun) Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 ... Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 ... Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedinci fıkrası ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası; 3402 ... Kadastro Kanunu'nun 5 inci, 27 nci maddeleri ile 22/2-a maddesi 3....
