Yönetimi tarafından, uygulama kadastrosundan önce genel mahkemede açılıp sonuçlanan tapu iptal ve tescil davası bulunduğu da gözönünde tutulması'' gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra yapılan yargılama neticesinde; Davanın 3402 sayılı Kadastro Kanunun 22/a maddesine yapılan itirazın reddi ile, ........ mahallesi eski 2462 parsel yönünden 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca düzenlenen uygulama tutanağındaki gibi 28060 ada 10 parsel sayısında ve 539,88 m2 yüzölçümünde tapuya tescil edilmek üzere tapu siciline aynen aktarılmasına; Davacı ... İdaresinin dava konusu taşınmazın orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tescili istemi yönünden mahkememizin görevsizliğine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, dava dilekçesindeki açıklamaya göre uygulama kadastrosuna itiraz ile tapu iptali ve tescil istemlerine ilişkindir....
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, on yıllık süre içinde açılan orman kadastrosuna itiraz ve tescil niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 3302 sayılı Yasaya göre 2004 ila 2005 yıllarında yapılıp 02.06.2007 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır. 6831 sayılı Orman Yasasının değişik 11. maddesine göre, Kadastro Mahkemesi 6 aylık itiraz süresinde açılan ilk tahdit ve 2/B madde uygulamasına yönelik uyuşmazlıkların çözümünde görevlidir. Somut olayda; 6 aylık itiraz süresi geçtiğine ve dava tapu kaydına dayanılarak açıldığına göre, uyuşmazlığın çözüm yeri Genel Mahkemelerdir. Değinilen yön gözetilmeden işin esası hakkında hüküm kurulması doğru değildir....
Uygulama kadastrosu yapılırken, tesis kadastro sırasında da zeminde mevcut olduğu anlaşılan sabit noktalar ile aynı döneme ya da öncesine ait farklı amaçlarla üretilmiş harita ve benzeri verilerden yararlanılmakta, tesis kadastrosu haritaları ortofoto üzerine işlenmekte, düzenlenecek ada raporunda, haritanın zemine uygun olmaması halinde farklılıkların nerelerden kaynaklandığı gösterilerek, varsa hataların nasıl giderildiği açıklanmakta ve bundan sonra yukarıda sözü edilen yönetmelikte açıklanan ilkeler çerçevesinde taşınmazların bütün sınırları tek tek değerlendirmeye tabi tutularak tesis kadastrosu sırasındaki gerçek fiili duruma ulaşılmaya çalışılıp, her bir parsel hakkında uygulama tutanağı düzenlenerek uygulama kadastrosu paftaları üretilmektedir. Uygulama kadastrosuna itiraz davaları, özü itibariyle uygulama faaliyetinin yukarıda açıklanan ilke ve yöntemlere göre yapılıp yapılmadığının denetlenmesini zorunlu kılan davalardır....
Mahkemece, uygulama kadastrosuna itiraz istemi yönüyle davacının adına kayıtlı taşınmazın yüzölçümünde azalma değil bilakis artma meydana geldiği ve bu haliyle uygulama kadastrosuna itiraz istemi yönüden dava açmakta hukuki yararanını bulunmadığı, mülkiyet istemi yönünden ise mahkemenin görevsiz olduğu gerekçe gösterilerek karar verilmiş ise de, bilindiği üzere Uygulama/Yenileme kadastrosunun amacı teknik açıdan yetersiz kalan, uygulama niteliğini kaybeden, eksikliği görülen veya zemindeki sınırları gerçeğe uygun göstermediği anlaşılan kadastro haritalarının yenilenmesi ve uygulanabilir hale getirilmesi olup mülkiyet ihtilaflarını canlandırmak ve çözmek değil; tesis kadastrosu sırasında yapılan teknik hataları belirleyerek gidermek ve kadastro paftalarını zeminle uyumlu, uygulanabilir, teknik ihtiyaçlara cevap verir ve güvenli hale getirmektir....
Kadastro Mahkemesince bakılacak dava türleri 3402 Sayılı Yasanın 26. maddesinde gösterilmektedir ve 6831 Sayılı Yasanın 11. maddesine göre bu davalar dışında, altı aylık askı süresi içinde açılan orman sınırlaması ve 2/B madde uygulamasına itiraz davaları da kadastro mahkemesinde görülüp sonuçlandırılır. Bu nedenlerle tescil davasında asliye hukuk mahkemesinin, orman kadastrosuna itiraz davasında ise kadastro mahkemesinin görevli olduğu kabul edilmelidir. Görev kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında, temyiz aşaması da dahil olmak üzere tarafların her birince ileri sürülebileceği gibi resen de gözetilebilir. Mahkemece anılan yönler göz önüne alınarak; orman kadastrosuna itiraz davası, tescil davasından ayrılıp, orman kadastrosuna itiraz davası yönünden görevsizliğe karar verilerek tescil davası elde tutulup orman kadastrosuna itiraz davasının sonucunun beklenmesi gerekirken, yargılamaya devamla, ... olduğu biçimde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....
Sonradan açılan davalar, 3402 sayılı Kanunun 26/D maddesi gereğince davaya katılma olarak kabul edilmelidir. Dosya içinde bulunan Mut Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/435 E. sayılı dava dosyası incelendiğinde, davacıların askı ilân süresinden sonra 797 nolu parselin başka bölümlerine yönelik kullanım şerhi talebiyle dava açtıkları anlaşılmaktadır. Sonradan açılan davalar, 3402 sayılı Kanunun 26/D maddesi gereğince davaya katılma olarak kabul edilerek dosyalar birleştirilip yargılamaya devam edilerek uyuşmazlığın esasının çözümlenmesi gerekir. Mahkemece yapılacak iş: bu parsele yönelik genel mahkemede açılan davalar hakkında görevsizlik kararı verilerek, dosyanın gönderilmesi halinde, davalar birleştirilerek uyuşmazlığın esasının çözümlenmesinden ibarettir....
Yerleşik Yargıtay içtihatlarında da açıklandığı üzere uygulama kadastrosunun amacı, tapulama, kadastro veya değişiklik işlemlerine ilişkin; sınırlandırma, ölçü, çizim (tersimat) ve hesaplamalardan kaynaklanan hataları gidermektir. Uygulama kadastrosuna itiraz davaları, kadastro faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yöneliktir....
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, altı aylık süre içinde açılan orman kadastrosuna itiraza ilişkindir. 6831 sayılı Yasanın 11/1. maddesine göre orman kadastrosu askı ilanına çıkarıldıktan sonra 6 aylık itiraz süresinde açılan davalara kadastro mahkemesi bakmakla görevlidir. 6 aylık hak düşürücü sürenin sonunda orman kadastro komisyonu kararı kesinleşir, ancak, tapulu gayrimenkullerde tapu sahiplerinin 10 yıllık süre içinde genel mahkemelerde dava açma hakları saklıdır. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede orman kadastrosu 21/02/2008 tarihinde ilana çıkarılmış, eldeki dava 20/08/2008 tarihinde 6 aylık askı ilanı içinde açılmıştır. Artık bu davaya orman kadastrosuna itiraz davası olarak bakma kadastro mahkemesinin görevindedir. Mahkemece işin esasına girilerek bir karar vermek gerekirken arazi kadastrosunun askı ilan tarihi esas alınarak orman kadastrosuna itiraz davasında görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ......
Davacının, varsa, tesis kadastrosuna ve dolayısıyla da mülkiyete ilişkin olan taleplerinin, uygulama kadastrosuna itiraz mahiyetindeki eldeki davada dinlenme olanağı bulunmamaktadır. Hal böyle olunca davacının tesis kadastrosuna ve mülkiyete ilişkin talepleri bakımından ise tefrik ve akabinde de görevsizlik kararı verilerek dosyanın yetkili ve görevli asliye hukuk mahkemesine gönderilmesi sağlanmalı, uygulama kadastrosuna itiraz mahiyetindeki talepler bakımından ise yargılamaya devam edilip toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre yeniden bir karar verilmelidir....
Dava konusu taşınmaz için yapılan uygulama çalışmalarının kanun ve yönetmelik hükümlerine uygun olup olmadığına ilişkin uyuşmazlığın çözümü konusunda görevli mahkeme ise; dava konusu taşınmaz için kadastro (uygulama) tutanağı tutulmuş olması nedeni ile kadastro mahkemesi olacaktır. Açıklanan tüm bu nedenlerle; tapu iptali ve tescil davası iken aynı zamanda uygulama kadastrosuna itiraz davasına da dönüşen bu dava için; uygulama kadastrosuna itiraza ilişkin dava tefrik edilip mülkiyete yönelik dava elde tutularak, uygulama kadastrosuna itiraz davası için kadastro mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmeli, kadastro mahkemesinde; uygulama kadastrosu sonucu tesis edilen yeni paftaların kanun ve yönetmelik hükümlerine uygun yapılmadığına ilişkin uyuşmazlık çözüldükten sonra genel mahkemede mülkiyete yönelik tapu iptali ve tescil davası görülerek sonuca göre karar verilmelidir....