Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İSTİNAF NEDENLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Dava 3402 sayılı Kadastro kanunun 22/a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosuna itiraza ilişkindir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/a maddesi gereğince yapılan uygulama kadastrosuna itiraz niteliğindeki davalarda husumetin, yapılan tespit sonucunda, itiraz edenin taşınmazları aleyhine yüzölçümü artan ya da lehine ortak sınır değiştirilen taşınmazların maliklerine yöneltilmesi gerekir. Yargıtay 16....

    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, altı aylık süre içinde açılan orman kadastrosuna itiraz niteliğindedir. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve çekişmeli taşınmazın, uzman orman bilirkişi tarafından resmi belgelere dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada temyize konu (B) bölümünün orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Yasasının değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 15/10/2007 gününde oybirliği ile karar verildi...

      Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, altı aylık süre içinde açılan orman kadastrosuna itiraz niteliğindedir. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve çekişmeli taşınmazın, uzman orman bilirkişi tarafından resmi belgelere dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada temyize konu (B) bölümünün orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Yasasının değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 15/10/2007 gününde oybirliği ile karar verildi...

        İşte, uygulama kadastrosuna itiraz davaları, uygulama kadastrosu faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yönelik davalardır. Bu nedenle mahkemelerce, uygulama faaliyetine eşdeğer ve amaca uygun bir araştırma yapılması zorunludur. Mahkemece, amacına ve yöntemine uygun bir araştırma yapılabilmesi için öncelikle, denetime veri teşkil etmek üzere, tesis kadastrosunun yapıldığı tarihe en yakın tarihli hava fotoğrafları, temin edilebilen en eski ve güncel ortofoto ve uydu fotoğrafları, tesis kadastrosuna ait pafta haritası, varsa bu haritada değişiklik yapan ifraz haritaları, mahkeme ilamları ve eki olan haritalar, varsa uygulama kadastrosu sırasında yararlanılan diğer haritalar, çekişmeli taşınmaza ilişkin tesis kadastrosu ve uygulama kadastrolarına ait ölçü çizelgesi, hesap cetveli ve ölçü krokileri gibi bilgi ve belgelerin toplanması gerekmektedir....

          Uygulama kadastrosu yapılırken, ilk kadastro sırasında da zeminde mevcut olduğu anlaşılan sabit noktalar ile aynı döneme ya da öncesine ait farklı amaçlarla üretilmiş harita ve benzeri verilerden yararlanılmakta, tesis kadastrosu haritaları ortofoto üzerine işlenmekte, düzenlenecek ada raporunda, haritanın zemine uygun olmaması halinde farklılıkların nerelerden kaynaklandığı gösterilerek, varsa hataların nasıl giderildiği açıklanmakta ve bundan sonra yönetmelikte açıklanan ilkeler çerçevesinde taşınmazların bütün sınırları tek tek değerlendirmeye tabi tutularak ilk tesis kadastrosu sırasındaki gerçek fiili duruma ulaşılmaya çalışılıp, her bir parsel hakkında uygulama tutanağı düzenlenerek uygulama kadastrosu paftaları üretilmektedir. Uygulama kadastrosuna itiraz davaları, özü itibariyle uygulama faaliyetinin yukarıda açıklanan ilke ve yöntemlere göre yapılıp yapılmadığının denetlenmesini zorunlu kılan davalardır....

            Bu açıklama sonunda; 1) Dava, sadece 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosuna itiraza ilişkin ise, askı ilân süresi içinde açılmış olan davada kadastro mahkemesinin görevli olacağı gözönünde bulundurularak işin esasına girilmeli ve yöntemine uygun şekilde inceleme ve araştırma yapılarak sonucuna göre bir karar verilmeli, 2) Orman Yönetiminin davasının yalnızca mülkiyet iddiasına dayalı olduğunun anlaşılması halinde, mülkiyete ilişkin ihtilafların uygulama kadastrosunun konusunu teşkil etmemesi nedeniyle davanın usûlen reddi ile mahkemenin görevsizliğine ve dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine, uygulama tutanağının ise kadastronun olağan usûle göre tamamlanması için kadastro müdürlüğüne iadesine karar verilmeli, 3) Davanın, hem uygulama kadastrosuna itiraza hem de mülkiyet iddiasına ilişkin bulunduğunun anlaşılması halinde; uygulama kadastrosu tespitine itiraza ilişkin dava hakkında kadastro mahkemesince işin esasına girilerek karar verilmeli; mülkiyete...

              HMK'nın 31. maddesi gereğince hakimin davayı aydınlatma görevi çerçevesinde davacı tarafa uygulama kadastrosuna itiraza ilişkin davası yanında ayrıca mülkiyete yönelik bir itirazı bulunup bulunmadığı da sorularak davacının davasının salt (uygulama kadastrosuna) sınır ve yüzölçüme ilişkin olması halinde uygulama kadastrosuna itiraz davalarına ilişkin inceleme usulünün izlenmesi, davacının sınır ve yüzölçümüne ilişkin davası yanında mülkiyete ilişkin bir itirazının da bulunması halinde ise dava konusu parsellerin kadastro tutanaklarının yapılan arazi kadastrosu sonucunda 1998 tarihinde kesinleştikleri gözetilerek, hak düşürücü sürelerin dolup dolmadığının da dikkate alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gereklidir....

              Dosyanın yapılan incelemesinde, dava konusu 148 ada 6 ve 149 ada 7 ve 8 parsel sayılı taşınmazlara ait kadastro tutanakları incelendiğinde, dava tarihinde askı ilanına alınan kadastro çalışmasının 3402 sayılı Yasanın 22/a maddesinde belirtilen uygulama kadastrosu olduğu anlaşılmıştır. Dava, uygulama kadastrosuna itiraza ilişkin olup, uygulama kadastrosunun amacı, tapulama, kadastro veya değişiklik işlemlerine ilişkin; sınırlandırma, ölçü, çizim (tersimat) ve hesaplamalardan kaynaklanan hataları gidermektir. Uygulama kadastrosuna itiraz davaları, kadastro faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yöneliktir. Bu davalarda taşınmazın mülkiyeti hakkında herhangi bir değerlendirme yapılamamaktadır. Bu nedenle mahkemece, davacıların talebinin mülkiyete yönelik olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir....

              Dava 6 aylık süre içinde açılan orman kadastrosuna itiraza ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 14.02.2007 tarihinde ilân edilen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması ile 1983 yılında kesinleşen arazi kadastrosu bulunmaktadır. Mahkemece verilen karar usul ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; eldeki dava yörede 14.02.2007 tarihinde ilân edilen orman kadastrosuna itiraza ilişikindir. Bununla birlikte dosya arasında çekişmeli taşınmaz hakkında düzenlenen 22-a uygulama tutanağının aslının bulunduğu ve tutanağın yüzölçümü hanesinin eldeki dava sebebiyle boş bırakılarak mahkemeye gönderildiği anlaşılmıştır....

                HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : İTİRAZ -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava; 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 22/a maddesi gereğince yapılan uygulama kadastrosuna askı ilanı geçtikten sonra genel mahkemede açılan itiraz davasıdır. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 02.07.2021 tarihli ve 211 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 09.07.2021 günü Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 8. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 8. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 22/12/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu