Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Uygulama kadastrosunun açıklanan bu niteliği itibariyle, tespite itiraz şeklinde açılacak davalarda, mülkiyet uyuşmazlıklarına girilmeden, ilk tesis kadastrosuyla oluşturulan haritanın zemin ile uyumsuzluğunun neler olduğu, bu uyumsuzluğun hangi nedenlerden kaynaklandığı, uygulama kadastrosu sırasında nasıl bir tespit yapıldığı, uygulama kadastrosunun zemin ile harita arasında görülen uyumsuzluğu giderip gidermediği, uygulama kadastrosu da isabetsiz ise bu isabetsizliğin nereden kaynaklandığı gibi hususların aydınlatılması zorunludur....

Uygulama kadastrosu sırasında, ... ili, ... ilçesi, ... Köyü, İlmelidere Mevkii, çalışma alanında ve tapuda davacı Hazine adına kayıtlı bulunan eski 1037 parsel sayılı 2.502,84 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 132 ada 45 parsel numarasıyla ve 1.539,19 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir. 3. Uygulama kadastrosu sırasında, ... ili, ... ilçesi, ... Köyü, İlmelidere Mevkii, çalışma alanında ve tapuda davacı Hazine adına kayıtlı bulunan eski 1103 parsel sayılı 7.525,85 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 160 ada 23 parsel numarasıyla ve 7.443,77 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir. 4. Uygulama kadastrosu sırasında, ... ili, ... ilçesi, ... Köyü, ... Mevkii, çalışma alanında ve tapuda davacı Hazine adına kayıtlı bulunan eski 1094 parsel sayılı 13.522,53 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 160 ada 35 parsel numarasıyla ve 12.985,61 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir. 5. Uygulama kadastrosu sırasında, ... ili, ... ilçesi, ... Köyü, ......

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SEBEPLER: 1- Dava; uygulama kadastrosu tespitine karşı askı ilan süresi içinde açılan kadastro tespitine itiraz davasıdır. 2- Çekişmeli taşınmazın bulunduğu Muğla İli, Ula İlçesi, Kızılağaç Mahallesinde 1954 yılında, takeometrik ölçü yöntemi ile yapılan ilk tesis kadastrosu; 2018 yılında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/2- a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosu bulunmaktadır....

    MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : UYGULAMA KADASTROSU Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Uygulama kadastrosu sırasında .../Çayan Mahallesi çalışma alanında ve tapuda davalılar ... ve müşterekleri adına kayıtlı bulunan 102 ada 4 parsel sayılı 4.426,81 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 5.449,61 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir. Davacı ... vekili, dava konusu taşınmazın sınırında bulunan ve kamulaştırma şeridi içerisinde kalan tescil harici bölümün, uygulama kadastrosu sırasında dava konusu taşınmazın sınırları içerisine dahil edildiğini ileri sürerek, bu bölümün müvekkili adına tescili, bunun mümkün olmaması halinde tescil harici bırakılması istemiyle dava açmıştır. Yargılama sırasında ..., aynı iddia ile davaya katılmıştır....

      Davacı Hazine, taşınmazın kadastro tutanağında belirtilen "miktar fazlası 1476 metrekarenin Hazineye ait olduğu" şerhi ile tutanağa geçirilmiş olan hakkının ve uygulama kadastrosu ile taşınmazın yüzölçümünde meydana gelen 19,83 metrekarelik artışın miktar fazlası olan kendisine ait kısımda gerçekleştiğini öne sürerek bu bölümlerin, ifrazen ayrı bir parsele dönüştürülerek adına tescili istemi ile dava açtığına göre, davası tutanaklarda belirtilen hakka karşı olmayıp, aksine bu hakka dayalı olarak açılmış bir dava niteliğindedir ve bu nedenle somut olayda 3402 sayılı Yasa'nın 12/3. maddesinin uygulama yeri bulunmamaktadır. Mahkemece bu husus göz önüne alınmadan yanlış değerlendirme ile hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 19.12.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        İncelenen dosya kapsamına göre taşınmaz başında keşif yapılmamış, davalı taşınmazların kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulama hattına göre konumu belirlenmemiştir. O halde, mahkemece yapılacak keşifte; kesinleşen orman kadastrosuna ve 2/B uygulamasına ait harita ve tutanaklar ile arazi kadastrosu paftasının uygulanması sonucu, dava konusu taşınmazın 1944 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulama sınırları içinde kaldığının anlaşılması halinde, taşınmazın daha önce yapılan orman kadastrosu sınırları içinde olduğu halde, arazi kadastro ekiplerinin bu durumu gözönünde bulundurmadan, hata ile ikinci kere kadastrosunu yapıp yolsuz olarak sicil oluşturulduğundan, 766 Sayılı Yasanın 46/2 ve 3402 Sayılı Yasanın 22/1. maddeleri gereğince ikinci kadastronun yolsuz (T.M.Y.nın 1025. md.) ve bütün sonuçlarıyla hükümsüz olması nedeniyle malikine mülkiyet hakkı kazandırmayacağı ve T.M.Y.nın 1026 (E.M.Y.nın 934....

          Taraflar arasındaki uygulama kadastrosuna itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA 1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 22/2-a maddesi uyarınca 2015 yılında yapılan uygulama kadastrosu sırasında, Sivas ili ... ilçesi ......

            Dava, birlikte yapılan 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun geçici 8.maddesi ve Kadastro Güncelleme çalışmaları sırasında öncesi genel mahkemede davalı olması nedeniyle 3402 sayılı Kadastro Kanununun 30/2 maddesine dayalı kadastro tespitine itiraz davasıdır. Mahkemesince, Uygulama Kadastro çalışmaları neticesinde 5052 ada 183 parsel sayılı taşınmaza ait uygulama tutanağı davalı hale getirilerek Mahkemeye devredilmiş ise de; parsel hakkında Bala Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen olan 2018/241 Esas sayılı davanın mülkiyet iddiasına yönelik tescil davası niteliğinde olduğu, sınır uyuşmazlığına yönelik olmadığı, uygulama kadastro çalışmalarının amacının mülkiyet ihtilaflarını çözmek olmadığı, mülkiyet ihtilaflarının uygulama kadastrosuna ilişkin davalarda tartışma konusu yapılamayacağından uygulama tutanağının mülkiyet davası nedeniyle davalı bırakılmasının doğru bulunmadığını kabul ederek yazılı şekilde karar verilmiş ise de; mahkemenin kabulü dosya kapsamına uygun düşmemektedir....

            ilişkin Uygulama Kadastro tutanak asıl ve eklerinin 3402 sayılı Kadastro Kanunu m.5., m.47/C, Davalı Taşınmaz Mal Tutanaklarının Kadastro Mahkemesine Devri Hakkında Yönetmelik m.6, Kadastro Güncelleme Yönetmeliği m.27 hükümlerine istinaden Mahkemeye gönderildiği anlaşılmıştır....

            Uygulama kadastrosu, 3402 sayılı Yasa'nın 12/3. maddesinin istisnası olmadığı gibi, mülkiyet ihtilaflarının idari işlemle ortadan kaldırılması gibi bir amaca da sahip değildir. 3402 sayılı Kanunun 22/2- a gereğince yapılan tespitte taşınmazın mülkiyeti, çapı ve yüzölçümü tartışma konusu edilemez, bu işlemde uygulama kabiliyeti bulunmayan ve harita tekniğine uymayan haritalar yerine, ülke koordinat sistemine uygun sayısal haritaları düzenlenerek, bu tespitin kesinleşmesi halinde tapu malikleri adına tapuya tescil edilir. Bu nedenlerle, uygulama kadastrosu sırasında mülkiyet ihtilafları gündeme getirilemez ve değerlendirmeye alınmaz. Kazanılmış hakların korunması ve mülkiyet hakkının zedelenmemesi için uygulama kadastrosunun amacına ve yöntemine uygun şekilde yapılması zorunludur....

            UYAP Entegrasyonu