ın dosyadaki adresine tebliğe çıkarılmışsa da iade geldiği, bilinen en son adresine gönderilen tebligatın bila tebliğ gelmesinden sonra 7201 sayılı Kanun'un 21 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca MERNİS şerhli olarak adres kayıt sistemindeki adrese tebligat yapılacağı gözetilmeksizin aynı Kanun'un 35 inci maddesine göre tebligat çıkartıldığı ve bu nedenle tebliğ işleminin usülsüz olduğu nazara alındığında, Gerekçeli kararın adı geçen katılana 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine uygun olarak tebliğ edilmesi ile tebellüğ belgelerinin ve verildiği takdirde temyiz ve cevap dilekçelerinin dosyaya eklenmesinden, Hükmün temyiz edilmesi halinde ise bu konuda ek tebliğname düzenlenmesinden sonra iade edilmek üzere esası incelenmeyen dosyanın Mahkemesine gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, Oy birliğiyle, 05.06.2023 tarihinde karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : Mahkumiyet Sanığın sisteme kayıtlı yerleşim yeri olup olmadığı araştırılmaksızın, Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre yapılan tebligat usülsüz olduğu cihetle; temyizin öğrenme üzerine yapıldığı kabul edilerek yapılan incelemede; Toplanan deliller karar yerinde incelenip, yüklenen suçun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde vasıfları tayin, cezayı artırıcı ve azaltıcı sebeplerin nitelik ve derecesi takdir kılınmış ve incelenen dosyaya göre hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 18.06.2014 gününde oybirliği ile karar verildi....
Somut olayda; meskeniyet iddiasında bulunulan taşınmazın 19.10.2012 tarihinde haczedildiği, haczin borçluya 103 davetiyesi ile 13.8.2013 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 22.8.2013 tarihinde haczedilmezlik şikayeti ile icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmaktadır. Taşınmaz haczine ilişkin 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayet de İİK'nun 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tabi olup, borçlu meskeniyet şikayet dilekçesinde açıkça 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiği yönünde bir iddiada bulunmamış, tebliğ tarihinde ve halen annesinin rahatsızlığı sebebiyle Nevşehir ilinde olduğunu ileri sürmüştür....
a tebliğ edildiği, davetiye tebliğinin bu nedenle usülsüz olduğu anlaşılmakla, sanığın yokluğunda hükmün açıklanması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması, 2-Sanığın aşamalarda üzerine atılı silahla tehdit suçlamasını kabul etmemesi ve suçta kullanıldığı iddia edilen bıçağın da ele geçmemesi karşısında, soruşturma evresindeki anlatımlarından mağdur ...'ın silahla tehdit edilmesi eylemine ilişkin görgüye dayalı bilgisi olduğu anlaşılan tek tanık ...'ün usulünce duruşmaya çağırılarak dinlenilmesi gerektiği gözetilmeyerek CMK'nın 210/1. maddesine aykırı davranılması, Kanuna aykırı ve sanık ...'ın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 08/10/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
un yokluğunda verilen kararın sanığa usülsüz tebliğ üzerine sanığın öğrenme ile yapılan temyizi süresinde kabul edilerek yapılan incelemede; I-Suça sürüklenen çocuklar hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükümlere ilişkin temyiz isteminin incelenmesinde: Suça sürüklenen çocuklar hakkında mala zarar verme suçundan 5271 sayılı CMK.'...
Somut olayda, borçlu, sair itirazları yanında işletilen faizin hatalı ve fahiş olduğunu ve kambiyo vasfı şikayetini ileri sürdüğü halde, mahkemenin bu yöndeki itiraz ve şikayeti değerlendirmediği görülmektedir. O halde, mahkemece, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin şikayet kabul edildiğine göre, borçlunun süresinde yapmış olduğu kambiyo vasfı şikayeti ve faize itirazı konusunda inceleme yapılarak bir karar verilmesi gerekirken, bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Diğer taraftan borçlunun ödeme emrinin iptaline ilişkin şikayeti de İİK'nın 16. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren, usulsüz tebliğ iddiasının kabulü halinde ise düzeltilen tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içerisinde olmalıdır. Davacının ödeme emrine yönelik şikayeti de süresinde değildir. O halde, ilk derece mahkemesince davacının ödeme emrinin usulsüz tebliğ şikayeti ile ödeme emrine yönelik şikayetlerini yasal süresi içerisinde sunmadığı re'sen gözetilerek, bu istemler yönünden şikayetin süre yönünden reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile hüküm tesisi isabetsizdir. Diğer taraftan borçlunun ilamsız takipte borca, faiz ve ferilere, faiz nevi ve oranına yönelik itirazları ise İİK'nın 62. maddesi uyarınca takibin şekline göre ödeme emrinin tebliğ edildiği tarihten itibaren yasal süresi içerisinde icra dairesine sunulması gerekmekte olup icra mahkemesinde itiraza konu edilemez. Mahkemenin bu gerekçeye dayalı ret kararı isabetlidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi . ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : İİK.nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendinde yer alan, haline münasip evin haczedilmezliği şikayeti, İİK.nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Somut olayda; meskeniyet iddiasında bulunulan taşınmazın 10.05.2013 tarihinde haczedildiği, haczin borçluya 103 davetiyesi ile 25.02.2014 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 30.04.2014 tarihinde haczedilmezlik şikayeti ile icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmaktadır....
Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Somut olayda örnek 10 numaralı ödeme emri borçluya 13.02.2015 tarihinde tebliğ edilmiştir. Tebliğ usulsüzlüğüne ilişkin açıkça bir şikayeti olmayan borçlu; İİK.nun 168. maddesinde öngörülen yasal 5 günlük süreden sonra 27.03.2015 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuruda borca itiraz ettiğini bildirmiştir. İİK'nun 168/ 4-5. maddesi gereğince borçlunun itirazlarını beş gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekmektedir....
Karacay tarafından usülsüz tebligat yapılarak hükmün kesinleştirildiği belirtilerek eski hale getirme ve temyiz talebinde bulunulmuş olduğu görülmekle, tebliğnamede bu husus hakkında görüş bildirilmediğinden bu hususta ek tebliğname düzenlendikten sonra incelenmek üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın incelenmeksizin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 15.03.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....