WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

HD'nin 2021/3818 Esas ve 2021/7594 Karar sayılı ilamında; "borçlunun dava dilekçesindeki "......ödeme emri tebliği 08/06/2018 tarihinde mahalle muhtarına tebliğ edilmiştir. Ancak itirazın son günü olan 18/06/2018 tarihine kadar icra dairesine gelip itirazda bulunamadığı...." sebebiyle "Büyükorhan ilçesinde bulunamadım." şeklindeki beyandan usulsüz tebliğden haberdar olduğu sonucuna varılamaz. Borçlu bu ifade ile gecikmiş itirazın nedenlerini izah etmeye çalışmaktadır. Bu nedenlerle İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemesinin de kabulünde olduğu üzere ödeme emri tebliği usulsüz olup, borçlunun usulsüz tebligattan şikayet tarihinden önce usulünce öğrendiği hususu kanıtlanamadığından şikayetin süresinde olduğunun kabulü gerekir. Bu sonuca göre de İlk Derece Mahkemesi kararı yerinde olup, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz" olduğu gerekçesiyle dairemiz kararının bozulmasına karar verildiği anlaşılmıştır....

olmadığını ve takibin durdurulmayarak kesinleştiğini maaşına haciz konulması ile öğrendiği, borca itirazını süresi içinde yaptığını düşünen borçlu vekilinin icra mahkemesine tebligatın usulsüz tebliğ şikâyetinde bulunacağının düşünülemeyeceği, borçlunun maaşına haciz konulduktan sonra hakkındaki takibin kesinleştiğini ve ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini öğrendikten sonra yasal 7 günlük süre içinde icra mahkemesine başvurduğu, ödeme emri tebliğinin Tebligat Kanunu’nun 20, 21 ve özellikle Tüzüğün 28. maddesi uyarınca usulsüz olduğu gerekçeleriyle direnme kararı verilmiştir....

    Borçlular ... ve ...’a ödeme emri tebliği, tebliğ tarihinde yürürlükte olan 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik'in 30/1. maddesine göre usulüne uygun olduğundan, borçluların takibin iptaline yönelik şikayetlerinin İİK’nun 168/3. maddesinde öngörülen yasal (5) günlük sürede yapılmadığı anlaşılmakla, Tarafların iddia ve savunmalarına, dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere ve kararın gerekçesine göre borçlular ... ve ...’ın temyiz itirazlarının REDDİNE; 2-Borçlu ...'ın temyiz itirazlarına gelince; İcra dosyasının incelenmesinde; borçlu ...’a örnek 10 nolu ödeme emrinin tebliğ edilemediği görülmektedir. Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre, borçluya "ödeme emri tebliğ edilemese" bile, alacaklının anlaşmazlığı ve takibi sürdürme iradesi mevcut bulunduğu sürece, borçluya ödeme emrinin tebliğ edilmemesi şikayet ve itirazda bulunmasına engel teşkil etmez....

      Ancak davacı - borçlunun icra müdürlüğüne yapmış olduğu 25/03/2021 tarihli borca itiraz dilekçesi sunulduğunda henüz icra takip dosyasına yurt dışı tebligatına ilişkin belgelerin dönmediği, Londra Başkonsolosluğunun davacı borçluya yapılan ödeme emri tebliğ işlemine ilişkin 10/05/2021 tarihli cevabi yazısının icra dosyasına Uyap ortamından 15/05/2021 tarihinde aktarıldığı anlaşılmıştır. Sonuç olarak; her ne kadar davacı - borçlu tarafından takipten 25/03/2021 tarihinde haberdar olunmuş ise de; ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğünün dava tarihi olan 31/08/2021 tarihinden daha önce öğrenildiği konusunda dosyada bir bilgi ve belge bulunmadığı sabittir. Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayet, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük sürede yapılmalıdır (HGK. 05.06.1991 tarih ve 1991/12- 258 E., 1991/344 K.)....

      Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; icra müdürlüğünce gönderilen ve borçluya tebliğ edilen tebliğ evrakı üzerinde tebliğ tarihleri olarak 15.02.2020 ve 17.02.2020 tarihleri yazılmışsa da PTT ve elektronik ortam kayıtlarına göre ilk gönderilen ödeme emri tebligatının 12.02.2021, ikinci çıkartılan tebligatın ise 17.02.2021 tarihinde tebliğ edildiği, icra müdürlüğünce herhangi bir talep ve hukuki sebep olmaksızın ödeme emri tebliğe çıkartılamayacağından 17.02.2021 tebliğ tarihli tebliğ evrakının yok hükmünde olduğu, 12.02.2021 tebliğ tarihli ödeme emri tebliğ evrakına karşı borçlunun usulsüz tebligat şikayetinin, mahkemece bekletici mesele yapılmaması hatalı ise de İstanbul ... 24....

        Bu durumda mahkemece öncelikle borçluya yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulüne uygun olup olmadığı belirlenip, tebligatın usulsüz yapıldığının belirlenmesi halinde itirazın süresinde yapıldığı kabul edilerek işin esasının incelenmesi gerekir. Aksi halde istemin süre aşımından reddi gerekir. 7201 Sayılı Kanunun 32. maddesi gereğince tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Hukuk Genel Kurulunun 5.6.1991 tarih ve 1991/12-258 esas ve 1991/344 karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere; ".. usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde şikayet yolu ile tebligatın usulsüzlüğünü İcra Mahkemesi önüne getirmesi gereklidir." Borçlunun bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir....

          İcra Dairesi'nin 2019/22942 Esas sayılı takip dosyasındaki ödeme emri tebligatının usulsüz olması sebebi ile ödeme emrinin iptalini talep ettiği, mahkemece Şikayetin kabulüne, İstanbul Anadolu 2. İcra Dairesi'nin 2019/22942 Esas sayılı icra dosyasında borçlu T1 yapılan ödeme emrine ilişkin tebligatın usulsüz olması sebebiyle iptaline, tebliğ tarihinin 01/08/2019 olarak düzeltilmesine, karar verildiği görülmektedir. Somut olayda; davacı borçluya ödeme emri tebligatının TK'nun 21/1. maddesine göre yapıldığı halde muhatabın adresten sürekli mi geçicimi ayrıldığının, tevziat saatlerinden sonra dönüp dönmeyeceği hususunun araştırılıp, tebliğ zarfına yazılmadığı, bu nedenle ödeme emri tebligatının usulsüz olduğu görülmektedir....

          Ödeme emrinin hüküm ve sonuçları ancak borçluya tebliği ile doğar. İflas davasının görülebilmesi için iflas ödeme emrinin borçluya usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olması gerekir. Ödeme emri tebliği usulsüz ise, ödeme emri borçlunun usulsüz tebligatı öğrenmiş olduğu tarihte tebliğ edilmiş sayılır. Şirketlerin adresi, Ticaret Sicil Memurluğunda kayıtlı bulunan adresidir. Tebligat Kanunu'nun 12. maddesine göre, hükmi şahıslara tebliğin selahiyetli mümessillerine, bunlar birden ziyade ise yalnız birine yapılır. Aynı Kanun'un 13. maddesine göre de; tebliğ yapılacak bu kişiler herhangi sebeple mutad iş saatlerinde işyerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacakları bir halde oldukları takdirde tebliği orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır. Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 20. ve 21. maddelerinde de tüzel kişilere yapılacak tebligat usulü belirlenmiştir....

            davacı tarafça aynı tarihte 9 kez okunmuş olduğu, bu şekilde henüz şikayet yoluna başvurmadan önce şikayete konu edilen ödeme emri tebliği usulsüzlüğünün icra müdürlüğünce düzeltildiğinin davacı tarafça öğrenildiği anlaşılmakla, bu aşamada artık söz konusu işleme yönelik şikayet yoluna başvurmakta hukuki yararının kalmadığı anlaşıldığından ilk derece mahkemesince şikayetin hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....

            Şikayet dilekçesinde usulsüz tebliğden 29.12.2014 tarihinde haberdar olunduğu bildirildiğine ve bildirilen bu usulsüz tebliği öğrenme tarihinin aksinin yazılı delille kanıtlanamadığına göre mahkemece ödeme emri tebliğ tarihinin 29.12.2014 olarak tespitine karar verilmesi gerekir iken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              UYAP Entegrasyonu