ŞİKAYET Şikayetçi borçlu şikayet dilekçesinde; bila tebliğ iade edilen ödeme emri tebligatında yazılı olan, muhatabın tanınmadığına yönelik tespitin, borçlunun yaklaşık 20 yıldır bu adreste ikamet etmesi nedeniyle gerçeğe uygun olmadığını, bu suretle geçersiz olan tebligata dayalı olarak TK'nın 21/2. maddesi gereğince yapılan tebligatın da usulsüz olduğunu, takipten 25.11.2020 tarihinde haberdar olduğunu, ödeme emri tebligat zarfında ödeme emri değil sayman mutemet alındısı bulunduğunu ileri sürerek ödeme emri tebligatının iptali ile tebligatı öğrenme tarihinin 25.11.2020 olarak kabulünü talep etmiştir. II. CEVAP Şikayet edilen alacaklı cevap dilekçesi sunmamıştır. III....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; tasarrufun iptali davasından haberdar olunan tarihin farklı ve bağımsız bir dosya olan şikayete konu takip dosyasından haberdar olunduğu anlamına gelmeyeceğini, usulsüz tebligat şikayetinin süresinin tebligatın usulsüz olarak yapıldığını öğrenme tarihi ile başlayacağını, kendilerinin usulsüz tebligatı takip dosyasına vekaletname sundukları 13/12/2021 tarihinde öğrendiklerini, kendisi hakkında takip yapıldığından haberi olmayan davacının farklı bir dava dilekçesinin tebliği ile takipten haberdar olduğunu kabul etmenin hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca usulsüz ödeme emri tebliği şikayetine ilişkindir. Borçlunun tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin başvurusu, İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet niteliğindedir. Şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren yedi gün içinde yapılmalıdır....
O halde mahkemece, borçluya yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğu gözetilerek, borçlunun usule aykırı tebliği öğrenme tarihi olarak beyan ettiği 22.02.2016 tarihinin ödeme emrinin tebliğ tarihi olarak kabul edilmesi, takibe ilişkin sair şikayetlerin değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nin 366. ve HUMK’nin 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27/06/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesini tekrarla verilen kararın yasaya aykırı olduğunu, başlatılan takipteki TK 21/2 maddesine göre yapılan tebligatın tamamen usulsüz olduğunu, takibin usulsüz olarak kesinleştirildiğini söyleyerek kararın kaldırılmasını, gönderilen ödeme emri tebligatının iptali ile bu tebligata dayalı olarak gerçekleştirilen tüm işlemlerin iptaline, tebliğ tarihinin 02/07/2020 olarak düzeltilmesini istemiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen icra dosyası fotokopisi ve tüm dosya kapsamına göre; davacı aleyhine çek alacağından bahisle kambiyo senedine özgü takip başlatıldığı, davacıya ilk çıkartılan bila dönen ödeme emri tebligat parçasının incelenmesinde adres olarak "Bahçeşehir 2. Kısım Mahallesi, Boğazköy Caddesi, Efekent Sitesi U-4 H Giriş Blok No:47 İç Kapı no: 9 Başakçehir İstanbul" adresine çıkartılan tebligatın tanınmadığından bahisle iade edildiği, bu kez "Bahçeşehir 2....
Hukuk Dairesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davalı/alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından başlatılan genel haciz yoluyla ilamsız takipte, borçlunun İcra Mahkemesine başvurusunda, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğundan bahisle şikayette bulunduğu, İlk Derece Mahkemesince, borçluya yapılan tebligatta tevziat saatinden sonra dönüp dönmeyeceğinin tevsiki bulunmadığından tebligatın usulsüz olduğu gerekçesi ile usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile tebliğ tarihinin 22.07.2022 olarak düzeltilmesine karar verildiği, alacaklı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği görülmektedir....
Dosyanın incelenmesinde, genel haciz yolu ile ilamsız takipte borçlu şirkete gönderilen ödeme emri tebligatının iade geldiği, bununla birlikte borçlu şirket vekili tarafından 16/12/2019 tarihinde itiraz dilekçesi sunulduğu ve müdürlükçe itirazın süresinde olduğu kabul edilerek takibin borçlu şirket yönünden durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Genel haciz yolu ile ilamsız takiplerde yedi günlük itiraz süresi ödeme emrinin tebliği ile başlar. Borçlu şirkete gönderilen ödeme emri tebligatı ise iade gelmiştir. Diğer borçluya gönderilen ödeme emrinin tebliğ edilmiş olması, diğer borçlu, şirketin yetkili temsilcisi olsa da borçlu şirket için hüküm ve sonuç doğurmaz. Öte yandan şirketin yetkili temsilcisinin takipten haberdar olması durumunun şirket açısından itiraz süresini başlatması ancak TK'nın 32. maddesi uyarınca borçluya gönderilen ödeme emrinin usulsüz tebliğ edilmesi halinde mümkündür. Oysa ki borçluya usulsüz de olsa yapılmış bir ödeme emri tebliği yoktur....
Davacı vekili müvekkilinin Osman Yalçın isminde bir komşusunun olmadığını, Osman'ın tEbligat Kanununa göre sorulması gereken kişilerden olmadığını, bu kişinin beyanı ile tebliğ memurunun tebliğ evrakını iade etmesinin usulsüz olduğunu, usulsüz iade üzerine TK'nın 21/2 maddesine göre tebligat yapılmasının da hukuka aykırı olduğunu iddia etmiştir. Kolluk tarafından 11/09/2020 tarihinde yapılan araştırmada, davacının söz konusu adreste oturduğu, 1 yıl önce ayrıldığı ve Osman Yalçın isminde bir komşusunun olmadığı tespit edilmiştir. Bilgi alınan Osman Yalçın isimli komşu bulunmadığından tebligattaki iade şerhi usulsüzdür. Borçluya gönderilen ilk ödeme emri tebliğ mazbatası usulsüz iade edildiğinden TK'nın 21/2 maddesine göre tebligat çıkarma şartları oluşmamıştır. Mahkemece, ödeme emri tebligatının usulsüz tebliğ edildiği kabul edilerek ödeme emri tebliğ işleminin iptali ile öğrenme tarihinin 28/08/2020 olarak düzeltilmesine karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır....
O halde mahkemece, borçluya yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğu gözetilerek, borçlunun usule aykırı tebliği öğrenme tarihi olarak beyan ettiği 24.08.2015 tarihinin ödeme emrinin tebliğ tarihi olarak kabul edilerek buna göre süresinde yapılan itirazlarının esası incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.06.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
emri, borçlunun ödeme emri tebliğ tarihinde ticaret sicilinde kayıtlı bulunan adresine TK'nun 35. maddesi uyarınca usulüne uygun tebliğ edilmekle, usulsüz tebliğ şikayetinin reddi yönündeki İlk Derece mahkemesi kararı yerinde olup, istinaf isteminin reddi gerektiği kanaatiyle çoğunluğun görüşüne katılmıyorum....
tedbirleri nedeniyle adli işlemler durduğundan 16/06/2020 olarak kabul edilmesi gerektiğini beyan etmiş, ödeme emri tebliğ tarihinin 16/06/2020 olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir....