Bu durumda icra emrinin asile tebliğ işlemi usulsüz olmayıp, vekile de icra emrinin tebliğ edilmemesi noktasında tebliğ işlemi eksikliği söz konusudur. O halde Mahkemece, icra emrinin vekile tebliği suretiyle takibe devam edilmesi yönünde hüküm kurulması gerekir. Anılan yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir. SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ...... İcra Mahkemesi'nin 2014/155 Esas 2014/228 sayılı kararının hüküm fıkrasının 2 nolu bendinde yer alan "..... İcra Müdürlüğü'nün 2014/3397 sayılı takibinde borçlu asile tebliğ edilen icra emrinin iptaline" sözcüklerinin hükümden çıkartılarak yerine "icra emrinin borçlu vekiline tebliği yapılması suretiyle takibe devam edilmesine" sözcüklerinin yazılmasına, 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428....
Davalı vekili süresinde verdiği istinaf dilekçesinde; davacı-borçluya çıkartılan tebligatın usulüne uygun tebliğ edildiğini, bu yöndeki delillerinin değerlendirilmediğini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: İcra dosyasının incelenmesinde; davacı aleyhine toplam 7 adet çeke dayalı kambiyo senetlerine mahsus takip başlatıldığı, ödeme emrinin borçlu davacıya tebliğ edildiği, borçlu davacınında hem usulsüz tebliğ şikayeti ile birlikte yetki itirazında bulunduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece ilk olarak 05/04/2021 tarihinde usulsüz tebliğ şikayeti ret edilmiş, davacının istinafı üzerine Bam 22. Hukuk Dairesinin 2021/3214 Esas sayılı ilamıyla istinaf kabul edilmiş, dosya yeniden yargılama yapılması amacıyla iade edilmiştir. Yeniden yapılan yargılama neticesi davacının usulsüz tebliğ şikayeti kabul edilmiş, yetki itirazı ise ret edilmiştir....
İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine ilamsız icra takibine gidildiğini, TK 21/2.maddeye göre tebligat yapılarak takibin kesinleştirildiğini, yapılan ilk tebligatın adreste tanınmıyor şeklinde iade edildiğini, ancak müvekkilinin uzun zamandır aynı yerde yaşadığını, mernis kayıtlarının güncel olduğunu, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, müvekkiline yapılan 05/01/2022 tarihli tebligat incelendiğinde usulsüz olduğunun görüleceğini, tebliğ memurunun müvekkilinin adreste olup olmadığını tespit etmediğini, etraftan sorulmadığını, soruldu ise kişinin kim olduğunun belli olmadığını, ayrıca imza alınmadığını, imzadan imtina ettiğinin belirtilmediğini, diğer tebligatın da maktu bir kaşe ile işlem gördüğünü, gerekli hiçbir açıklama ve beyanın bulunmadığını, ayrıca tebliğ zarfının yönetmeliğe aykırı olarak mavi renk olarak gösterilmediğini söyleyerek usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile 11/02/2022 tarihini öğrenme tarihi olarak kabulünü istemiştir...
Şöyle ki, 2004 sayılı İcra-İflas Kanunu'nun 76. maddesinde mal beyanında bulunmamak suçu, 338. maddesinde düzenlenen hakikate muhalif beyanda bulunma suçu gibi icra-iflas suçlarında borçlunun cezalandırılabilmesi için icra emrinin borçlunun vekiline değil, kendisine tebliğ edilmiş olması gerekir (Prof. Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. baskı, cilt 2, sh: 1280). Cezaların şahsiliği kuralı gereğince borçlu asilin cezai yönden sorumlu tutulabilmesi için ödeme/icra emrinin borçlu asile tebliği zorunludur. Somut olayda; borçlunun vekili varken ödeme emrinin asile tebliğ edildiği görülmektedir. Bu durumda, ödeme emrinin asile tebliğ işlemi usulsüz olmayıp, vekile de tebliğ edilmemesi noktasında tebliğ işlemi eksikliği söz konusudur. Takibin kesinleştirilmesi için takip talebine ve ilama uygun ödeme emrinin borçlunun dayanak ilamda yazılı olan vekiline tebliği gereklidir....
Somut olayda; davacı borçlu dava dilekçesinde, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği ve davalının takip hakkı bulunmadığına ilişkin şikayetleri ile birlikte imzaya ve borca itirazlarını da ileri sürmüştür. İcra dosyası incelendiğinde, davacıya gönderilen ödeme emrinin bila tebliğ iadesi üzerine, mernis adresine TK'nın 21/2.maddesine göre gönderilen ödeme emrinin usulüne uygun olarak davacıya 20.05.2022'de tebliğ edildiği, UYAP sisteminden yapılan araştırmada evrak işlem kütüğü kayıtlarına göre de davacının takipten en geç 17.06.2022 tarihi itibariyle haberdar olduğu halde usulsüz tebliğ şikayetini 07.11.2022 tarihinde 7 günlük şikayet süresi geçtikten sonra ileri sürdüğü, kambiyo takibine yönelik şikayetin, imzaya ve borca itirazın da yasal 5 günlük süre geçtikten sonra ileri sürüldüğü anlaşıldığından, Mahkemece davanın süreden reddine karar verilmesi isabetlidir....
Mahkemece; şikayete konu tebliğ mazbatasında, haber bırakılan komşunun isminin mazbatada yer almadığı anlaşılmakla, mahkememizce ödeme emrinin, davacıya usulsüz tebliğ edildiği sonuç ve kanaatine varılmıştır. Bütün bu nedenlerle, usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü ile; Denizli 4. İcra Dairesi'nin 2021/3453 Esas sayılı icra takip dosyasından, davacıya gönderilen ödeme emrinin, usulsüz tebliğ edildiğinin tespiti ile öğrenme tarihinin beyan tarihi olup 22/09/2021 tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmiştir. Davalı vekili, tebliğ mazbatasında komşu isminin bulunduğunu, tebligatın usul ve yasaya uygun olduğunu, müvekkilinin kötü niyeti ve kusuru bulunmadığından aleyhe yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesini beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir....
Keynesplein 19, 1066 Ep, Amsterdam/Hollanda) açıkça yazmasına rağmen, ödeme emrinde yer almayan başka bir adrese tebliğ edildiğini, şikayet konusu ödeme emrinin ve takibin iptali gerektiğini, müvekkili şirket T1 yapılan tebligatın, Tebligat Kanunu ve yönetmeliğine aykırı olduğunu, yerel mahkemece de bu yönde karar verildiğini, yerel mahkemenin tebligatın usulsüz yapıldığına yönelik tespitinin usul ve yasaya uygun olduğunu, ancak ödeme emrinin tebliğ tarihinin dava tarihi olarak düzeltilmesi yönündeki kararının kaldırılması gerektiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı vekilinin 15/11/2021 tarihli süre tutum dilekçesi vermiş, 21/12/2021 tarihinde gerekçeli kararın kendisine tebliğ edilmesine rağmen gerekçeli istinaf dilekçesi sunmadığı görülmüştür....
Dairemizce yapılan değerlendirmede; davacı vekilince müvekkili aleyhine davalı banka tarafından Kayseri Banka Alacakları İcra Dairesi'nin 2021/4549 ve 2021/4550 Esas sayılı takip dosyaları ile ilamsız takip başlatıldığını, bahse konu takiplerdeki ödeme emrinin müvekkiline usulüne uygun tebliğ edilmediğinden gecikmiş itirazda bulunduklarını, ayrıca mirasın reddi nedeniyle takibin iptali ve davacı borçlunun maaşı üzerindeki hacizlerin kaldırılmasının talep edildiği, mahkemece yapılan yargılama neticesinde gecikmiş itiraz talebi usulsüz tebligat şikayeti olarak değerlendirilerek usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü ile belirtilen tarih itibariyle tebliğ tarihinin düzeltilmesine, dava konusu her iki takip dosyalarındaki hacizlerin kaldırılmasına, takibin iptali talebinin reddine karar verildiği görülmüştür....
Sayılı dosyası ile ilamsız icra takibine girişildiğini, fakat müvekkili olduğu şirkete ödeme emrinin tebliğ edilmediğini, müvekkilinin söz konusu takibe konu dosya hakkında 10/08/2020 tarihi itibariyle bilgi sahibi olduğunu, tebligatın yapıldığı kişinin tebligatı teslim almaya da yetkili olmadığını, takibin yetkili icra müdürlüğünde yapılmadığını, takibin yetkili Beykoz İcra Müdürlüklerinde yapılması gerektiğini, müvekkili tarafından ödenmeyen herhangi bir borcunun olmadığını, müvekkili şirket aleyhinde başlatılan icra takibinde müvekkiline gönderilen ödeme emrinin usulsüz tebligat nedeniyle iptali ile tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 10/08/2020 olarak düzeltilmesini, tebligatta yer alan imzaya ve yetkisiz kişiye yapılan usulsüz tebligata, yetkiye, borca, faiz türüne, oranına, işlemiş faiz miktarına ve ferilerine ilişkin itirazları ile takibin durdurulmasını, yetki itirazının kabulü ile dosyanın yetkili Beykoz İcra Müdürlüklerine gönderilmesini, takibin durdurulmasını, müvekkili olduğu...
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : İpoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takipte, borçlular icra mahkemesine yaptığı başvurularında; sair şikayet ve itirazları ile birlikte kendilerine yapılan muacceliyet ihtarnamesi tebliğ işleminin usulsüz olduğunu, ipotekli taşınmaz maliki Mustafa’ya icra emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürerek icra emrinin ve takibin iptaline karar verilmesini istedikleri, İlk Derece Mahkemesince; ipotekli taşınmaz maliki ... yönünden usulsüz tebligat şikayeti, icra emri ve takibin iptali istemlerinin reddine, kredi borçlusu ... Plastik....Ltd....