İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, usulsüz tebligat şikayetinin reddine, takibin iptali isteminin süre aşımı sebebiyle usulden reddine, borca itirazın reddine karar verilmiştir....
Maddeye dayanılarak yapılan bu tebliğ işleminin de tümü ile usulsüz olduğunu, Yerleşik Yargıtay İçtihatlarında da açıkça belirtiliği üzere, boş alana yapılan tebligatın usulsüz olduğundan iptali gerektiğini, bu halde, tebliğ yapılacak kişinin gerçek ya da tüzel kişi olmasının farklı bir sonuç doğurmayacağını, her halde boş alan olan adrese yapılan tebligatın geçersiz kabul edileceğini, PTT memurunun neye dayanarak 34 numaralı adresi tespit ettiğine veya tespit etti ise de bu adresin boş alan olduğunu neden belirtmediğine dair eksikliklerin açıkça ödeme emrinin tebliğinin usulsüz olduğunu gösterdiğini, PTT memuru T.K. 35....
Öte yandan 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32.maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir (H.G.K. 25.01.2006 Tarih ve 2005/2- 772 E. 2006/17 K.). Usulsüz tebliğ şikayeti İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca yasal yedi günlük süreye tâbi olup, bu sürenin başlangıcı usulsüz tebliğin öğrenildiği tarihtir. Davacı-borçlunun ödeme emrinden beyan edilen tarihten önce haberdar olduğuna dair bilgi veya belge mevcut değildir. Davalı vekilinin öğrenme tarihine ilişkin ileri sürdüğü belgeler ödeme emri tebliğ tarihinden önceki tarihli olmakla ödeme emrinin öğrenilmesi anlamında dikkate alınmayacağı açıktır. Açıklanan nedenlerle şikayetin kabulü ile tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerekir ki, ilk derece mahkemesinin kararı da bu cihettedir. HMK'nun 355....
, Mahkeme aksi kanaatte ise usulsüz tebligat sebebiyle ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
Bu durumda, anılan maddeye göre tebligat yapılabilmesi için, tebligat yapılan adresin, tebliğ tarihi itibariyle muhatabın ticaret sicilinde kayıtlı adresi olması zorunludur. Bu kapsamda davacı-borçluya 29/11/2019 tarihinde TK m.35 gereğince ödeme emrinin tebliğ edildiği, ancak ticaret sicil kayıtları celp edilip incelendiğinde, davacının tebliğ tarihindeki resmi adresinin tebliğ yapılan adresi olmadığı, bu haliyle davacıya ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği anlaşılmış olup, Şikayetin KABULÜ ile İstanbul 14. İcra müdürlüğünün 2019/39439 esas sayılı dosyasında davacı borçluya gönderilen ödeme emri tebliğ tarihinin 18/12/2020 olarak düzeltilmesine'' karar verildiği görülmüştür....
Ne var ki, vekile tebliğ zorunluluğunun bulunması asile tebligat yapılması lüzumunu ortadan kaldırmaz. Şöyle ki, 2004 sayılı İcra-İflas Kanunu'nun 76. maddesinde mal beyanında bulunmamak suçu, 338. maddesinde düzenlenen hakikate muhalif beyanda bulunma suçu gibi icra-iflas suçlarında borçlunun cezalandırılabilmesi için icra emrinin borçlunun vekiline değil, kendisine tebliğ edilmiş olması gerekir (Prof. Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. baskı, cilt 2, sh: 1280). Cezaların şahsiliği kuralı gereğince borçlu asilin cezai yönden sorumlu tutulabilmesi için icra emrinin borçlu asile tebliği zorunludur. Bu durumda icra emrinin asile tebliğ işlemi usulsüz olmayıp, vekile de tebliğ edilmemesi noktasında tebliğ işlemi eksikliği söz konusudur. Takibin kesinleştirilmesi için takip talebine ve ilama uygun icra emrinin borçlunun ilamda yazılı olan vekiline tebliği gereklidir....
Çeşme İcra Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, şikayetin kısmen kabul/kısmen reddi ile tebligatın usulsüz olduğu şikayetinin kabulü ile Çeşme İcra Müdürlüğünün 2020/42 sayılı takip dosyasındaki ödeme emrinin tebliğ tarihinin 25/03/2020 olarak düzeltilmesine, takibin durdurulması taleplerinin reddine, karar verilmiştir. Davacı vekili istinafa başvuru dilekçesinde özetle; mahkemece ödeme emrinin usulsüz tebliği kabul edildiğinden ödeme emrinin iptali ile takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken tebliğ tarihinin düzeltilmesi ile yetinilmesinin hatalı olduğunu, ayrıca davanın açılış tarihi itibariyle borca itirazları süresinde olduğundan borca itiraz yönünden de değerlendirme yapılması gerektiğini savunarak ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne takibin durdurulmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir....
No:23 Kat:4 Daire:6 Sancaktepe/İstanbul” olduğunu, usulsüz yapılmış olan tebligat işleminin hukuka aykırı olduğundan ilgili ödeme emrinin ve icra takibinin iptali gerektiğini, ilgili ödeme emrinin usulsüz tebliği nedeniyle süresiz şikayete tabi olduğunu, tamamen bağlantısız bir adrese ödeme emri tebliğ edilmiş olup akabinde davalı şirketin müvekkili adına kayıtlı taşınmaza haciz koydurarak satış talebinde bulunduğunu, müvekkilin doğru adresine çıkartılan ''No 22 Davet Kağıdı''nın 15.08.2012 tarihinde kendisine tebliği üzerine ilgili satış talebinden haberdar olduğunu, bu tebliğe kadar müvekkilin kendisiyle bağlantısı olmayan bir adrese tebligat çıkarılmasına rağmen ilgili davet kağıdının müvekkilinin mernis adresine çıkarılmak suretiyle tebliğ edilmesinin hukuken açıklamasının bulunmadığını, ayrıca müvekkili adına kayıtlı taşınmazın satış işlemlerine devam edildiğinden satışın ihtiyaten durdurulması gerektiğini, Yargıtay kararlarının da bu yönde olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına...
İcra Müdürlüğü’nün 2018/17792 esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine takip başlatıldığını, müvekkiline gönderilen ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, tebligata adres yazılırken blok ismi yazılmadığını ve ilk gönderilen ödeme emrinin bila tebliğ iade olduğunu, eksik adrese ikinci kez çıkarılan ödeme emrinin TK'nın 21/2.maddesine göre usulsüz tebliğ edildiğini, tebliğ şerhinin de usulsüz olduğunu, takibe konu senetlerin zamanaşımına uğradığını, borca ve fer'ilerine itiraz ettiklerini beyanla usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne, 22.01.2019 tarihinin tebliğ tarihi sayılmasına, borca itirazları doğrultusunda takibin durdurulmasına, hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının merniste kayıtlı adresine gönderilen ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edildiğini, borca itirazların da yersiz olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
İlk Derece Mahkemesinin hüküm kısmında usulsüz tebligat şikayetinin kabulü şeklinde belirtmesi isabetsiz olup, hesap kat ihtarının tebliğinin usulsüzlüğü nedeniyle icra emrinin iptali nedeniyle sadece icra emrinin davacı borçlu yönünden iptaline denilmesi yeterli olacağı görüşüyle, Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup tarafların temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. VI....