Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı borçluya ödeme emrinin 23.08.2019 tarihinde tebliğ edildiği, tebliğ mazbatasına "muhatabın tebliğ anında adresinde bulunmaması, çarşıda olması nedeniyle aynı konutta ikamet ettiğini beyan eden görünüşe göre 18 yaşını bitirmiş babası Yusuf Karapıçak imzasına tebliğ edildi" şerhi düşüldüğü, 2. Borçluya yapılan bu tebligatın (şeklen) Tebligat Kanunu'nun 16. ve 20. maddeleri ile Tebligat Yönetmeliği'nin 25. maddesi uyarınca usulüne uygun olduğu, ancak Kolluk araştırmasına göre kendisine tebligat yapılan Yusuf Karapıçak'ın tebliğ yapılan tarihte muhatap ile aynı adreste oturmadığı tespit edildiği, bu bakımdan ödeme emrinin muhataba tebliği usulsüz olduğu, 3....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından, vekalet ücreti alacağına dayalı olarak borçlu aleyhine başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız takipte; borçlunun, usulsüz tebliğ şikayeti ile tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesi talebi ve taşkın haciz şikayetiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece; davacının usulsüz tebligat şikayetinin ve takibin iptali talebine yönelik davasının reddine ve taşkın haciz şikayetinin kısmen kabulüne karar verildiği, borçlunun temyizi üzerine Dairemizce; usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile tebliğ tarihinin Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince öğrenme...

      İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı T1 Vekili dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin nitelendirmesinin hatalı olduğunu, mahkemenin uyuşmazlığın ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine dair şikayet mahiyetinde olduğundan bahisle inceleme ve değerlendirme yaptığını ancak, şikayete konu hususun usulsüz tebliğ olmayıp tebliğ yokluğu olduğunu, ödeme emrinin müvekkiline usulüne uygun olarak veya usulsüz olarak tebliğ edildiğine ilişkin herhangi bir tebliğ belgesine rastlanmadığını, müvekkili adına gönderilen tebligatlar tebliğ edilemeyince alacaklı vekilince müvekkilinin mernis adresine Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi gereği ödeme emri gönderilmesinin talep edildiğini ancak müvekkili adına çıkarılmış bir ödeme emri tebligatının olmadığını, 10.04.2018 tarihinden sonra müvekkili adına çıkarılan tebligatın kıymet takdirine ilişkin olduğunu, icra takibinin henüz kesinleşmediğini, usulsüz bir şekilde kesinleştirilen takibe dayalı olarak yapılan müteakip işlemlerin tamamının geçersiz ve yok hükmünde olduğunu...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız takipte borçlunun, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinden bahisle ıttıla tarihinin tebliğ tarihi olarak kabulü ile icra müdürlüğünün, yapmış oldukları itirazın reddine ilişkin kararının iptali istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece şikayetin kabulüne karar verildiği görülmektedir....

        TK 21/1 maddesine göre ise muhatabın tebliğat gönderilen adreste ikamet etmesi, fakat tebliğ anında muvakkatan bulunmaması halinde tebliğ evrakının mahalle ihtiyar hey'etinden birine yahut zabıta amir/memuruna teslimi ile birlikte muhataba haber verilmek üzere komşu/kapıcı/idareciye haber verilmesi hükmünü amir olup davacının tebliğ yapılan adreste ikamet etmediği gibi bir iddiası yoktur. Tebliğ tarihinde de adresten (günü birlik işe, çarşıya, gezmeye gitme gibi hallerden farklı olarak) uzun bir müddet için ayrıldığını ileri sürmemiştir. Muhataba haber verilmek üzere komşuya haber bırakıldığı da mazbataya yazılmış olup tebliğ muamelesi usulüne uygun bulunduğundan ödeme emirlerinin usulsüz tebliğ şikayetinin reddine karar verilmiştir. Davacılar vekili, ödeme emirlerinde icra dairesi banka hesap numarasının eksik olduğunu ileri sürmüştür. Ödeme emirlerinde icra dairesi banka bilgisi bulunması kanunun amir hükmü olmakla birlikte ödeme emrinin iptalini gerektirmez....

        İcra Dairesinin 2019/14664 E sayılı takip dosyasında ödeme emri tebliğ üzerine yetkiye ve borca itiraz ettiği, davalı alacaklı tarafından itirazın iptali için İstanbul 11....

          Elektirik İdaresi" hitaben .../... adresine çıkarıldığı, tebligatın muhatabı gerçek veya tüzel kişi olmadığı, çıkardığı Elektrik Dağıtım A.Ş bağlı birinin olduğu anlaşılmakta olup, yapılan tebliğ işlemi yok hükmündedir. Bu halde usulsüz de olsa yapılmış bir tebligattan bahsedilemeyeceğinden tebligat öğrenilmesinden ve öğrenme tarihine göre sürenin geçmesinden de söz edilemez. Bu halde mahkemece yapılacak iş tebliğ tarihinin düzeltilmesi değil, tebliğ işleminin iptali olmalıdır. Ancak mahkemenin tebliğ tarihini düzeltme kararını borçlu temyiz etmediğinden aleyhe bozma yasağı ilkesi uyarınca alacaklının temyiz isteminden dolayı temyiz edenin sıfatına yazılarak kararın onanması gerekmiştir. Dairemizce Onama kararı usul ve yasaya uygun olup alacaklının karar düzeltme itirazlarının reddi yerine, onama kararının kaldırılarak yazılı gerekçe ile mahkeme kararının bozulması yönündeki Dairemizin sayın çoğunluğunun görüşüne katılmıyorum....

            Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu, TK'nın 21/2.maddesinin muhatabın adresten sürekli olarak ayrılması durumunda uygulanması gerektiğini, müvekkilinin adreste oturduğunu, adresten geçici olarak ayrıldığını, ödeme emri tebliğ işlemi usulsüz olduğundan bildirdikleri öğrenme tarihine göre kambiyo senedine yönelik şikayetlerinin süresinde olduğunu, bu nedenle takibin iptali gerektiğini, müvekkilinin 205.000- TL'ye haline münasip ev alamayacağının çok açık olduğunu, bu nedenle meskeniyet şikayetlerinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini beyanla Mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

            Öte yandan, borçlunun kendisine gönderilen tebligatm usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması "şikayet" olup, İİK'nun 16/1. maddesi gereğince, şikayetin, öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması gereklidir (HGK'nun 05/06/1991 tarih ve 91/12- 258 E. - 91/344 K. sayılı karan). Somut olayda: Şikayete konu takip dosyasının incelenmesinde; şikayetçinin şikayet dilekçesinde usulsüz olduğunu belirttiği ödeme emri tebliğ işleminden sonra kendisine 12.09.2019 tarihinde "Borç Muhtırası" tebliğ edildiği görülmektedir. Şikayetçinin ise borç muhtırasına yönelik tebliğ işleminin usulsüz olduğuna dair bir iddia ve şikayeti olmadığı anlaşıldığından, şikayetçinin en geç 12.09.2019 tarihinde takipten ve tebliğlerden haberdar olduğunun kabulü gerekir. Dolayısıyla şikayetçinin, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna dair 04.01.2021 tarihinde mahkememize yaptığı başvuru 7 günlük sürede değildir....

            Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki usulsüz tebligat şikayeti ile hacizlerin kaldırılması ve ödeme emrinin iptali şikayeti sebebiyle yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin kısmen kabul kısmen reddi ile, borçlu yönünden ödeme emri tebliğ tarihinin 17.10.2021 tarihi olarak düzeltilmesine, takibin kesinleştirilmesi işleminin iptali ile varsa konulan hacizlerin kaldırılmasına, ödeme emrinin iptali talebinin reddine karar verilmiştir....

              UYAP Entegrasyonu