Somut olayda; davacı/3.kişiye 89/1 haciz ihbarnamesi tebliğ edildiği, haciz ihbarnamesine müspet cevap verildiği, ancak devamında davacı/3. kişiye 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnameleri tebliğ edilmeden, borç, 3. kişinin zimmetinde sayılmadan, alacaklının talebi ile 3. kişi hakkında haciz işlemleri uygulandığı, bu şekilde yukarıda açıklandığı üzere İİK'nın 89. maddesindeki prosedür tamamlanmadan yapılan haciz işlemlerinin usulsüz olduğu açık olup, mahkemece bu nedenle şikayetin kabulüne ve davacı/3. kişi hakkında uygulanan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, şikayetin reddine karar verilmesi yerinde olmamıştır. Açıklanan nedenlerle; davacının istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, şikayetin kabulüne, İstanbul 25. İcra Dairesinin 2019/18545 esas sayılı dosyasında davacı/3. kişi hakkında uygulanan hacizlerin kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir....
Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Borçlunun kendisine gönderilen tebligatın usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması “şikayet” niteliğindedir. İİK’nun 16/1. maddesi gereğince de şikayetin öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması zorunludur. Somut olayda, borçluya ödeme emri tebligatı dışında kıymet takdiri raporunun da tebliğ edildiği, borçlunun şikayet dilekçesinde kıymet takdir raporu tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik bir iddiasının bulunmadığı anlaşılmıştır. Buna göre, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince borçlunun ödeme emrinden en geç kıymet takdir raporunun tebliğ edildiği 26.5.2014 tarihinde haberdar olduğu kabul edilmelidir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Somut olayda davacı üçüncü kişi tarafından tebliğ olunan birinci haciz ihbarnamesine karşı verilen 13.04.2021 tarihli cevabi yazıda dosya borçlusu Aspar Kozmetik Şti' nin 48.637,30 USD alacağı olduğu ancak alacağın 120 gün vadeye bağlandığı, vadesi geldiğinde belirtilen miktar ile ilerde doğacak miktarların icra dosyasına yatırılacağının bildirildiği, haciz ihbarnamesini tebliğ alan üçüncü kişi, birinci haciz ihbarnamesinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde itiraz etmez ise, birinci haciz ihbarnamesi ile istenen borç, üçüncü kişinin zimmetinde sayılır. Kendisine haciz ihbarnamesi tebliğ olunan üçüncü kişi, birinci haciz ihbarnamesi ile istenen alacak miktarını takip borçlusuna borçlu olduğunu kabul etmiş sayılır....
İcra Müdürlüğü’nün 2014/8682 Es. sayılı dosyası ile başlattığı takibin kesinleşmesi üzerine davacı şirkete İİK’nın 89. maddesi uyarınca gönderilen 1., 2., ve 3. haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğ edildiğini, davacı şirketin davalı ...’a herhangi bir borcu bulunmadığını ileri sürerek haciz ihbarnamelerinin iptali ile davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... vekili, davalının diğer davalı ...'tan olan alacağının tahsili amacıyla 22/08/2014 tarihinde Bursa 5. İcra Müdürlüğü’nün 2014/8682 Es. sayılı dosyası ile takip başlattıklarını, takibe itiraz edilmediğinden kesinleştiğini, bilahare davacı şirkete 1. ve 2. haciz ihbarnamelerinin usulüne uygun tebliğ edildiğini, davacı şirketin 1. ve 2. haciz ihbarnamesine verdiği cevapta firmalarında ... adında çalışan bulunmadığı belirtilerek borca itiraz edilmediğini, 3. haciz ihbarnamesine karşı ise takip borçlusu ...'...
Yine davacı tarafından icra dairesinin kararı şikayet konusu edilmiş ise de ; icra dairesi tarafından ödeme emrinin tebliğ tarihi mahkemece düzeltilmediği takdirde dosya kapsamında yapılan tebliğin tarihine göre değerlendirme yapılacağı ve buna göre davacıya ödeme emrinin 31.05.20222 tarihinde tebliğ edildiği, borca itirazın ise 30.06.2022 tarihinde 7 günlük süreden sonra ileri sürüldüğü dolayısıyla icra müdürlüğünün 07.07.2022 tarihli takibin devamına ilişkin kararının da yerinde olduğu anlaşılmakla usulsüz tebliğ şikayetinin süreden reddine, icra müdürlüğü kararına yönelik şikayetinde kararın usul ve yasaya uygun olması nedeniyle esastan reddine karar verildiği, işbu karara karşı davacı tarafça istinaf yoluna başvurulduğu görülmüştür....
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; 1- Gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçuna ilişkin olarak kurulan hükme yönelik yapılan incelemede; Sanıkların üzerine atılı “gerçeğe aykırı beyanda bulunmak” suçunun takibi şikayete bağlı olup, ilk gönderilen haciz ihbarnamesine itiraz edilmiş olması ve sonradan gönderilen haciz ihbarnamelerinin geçersiz olması nedeniyle, şikayetçi vekilinin haciz ihbarnamesine itiraz ettiği 09.02.2010 tarihinden itibaren İİK'nın 347. maddesinde düzenlenen sürelerin geçtiği, şikayetçi vekilinin 26.04.2011 tarihinde şikayette bulunması nedeniyle şikayet hakkının düşürülmesi yerine yazılı şekilde beraat kararı verilmesi, Kanuna aykırı ve şikayetçi vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus...
İcra Ceza Mahkemesi TARİHİ : 16/04/2012 NUMARASI : 2010/452 (E) ve 2012/139 (K) SUÇ : 2004 Sayılı Kanuna Aykırılık Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Sanık hakkında “gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçundan” verilen hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde, Sanığın üzerine atılı “gerçeğe aykırı beyanda bulunmak” suçunun takibi şikayete bağlı olup, ilk gönderilen haciz ihbarnamesine itiraz edilmiş olması ve sonradan gönderilen haciz ihbarnamelerinin geçersiz olması nedeniyle, şikayetçi vekilinin haciz ihbarnamesine itiraz ettiği 08.04.2009 tarihinden itibaren İİK'nın 347. maddesinde düzenlenen sürelerin geçtiği, şikayetçi vekilinin 21.10.2010 tarihinde şikayette bulunması nedeniyle şikayet hakkının düşürülmesi yerine yazılı şekilde beraat kararı verilmesi, Kanuna aykırı ve şikayetçi vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden...
İİK'nın 89. maddesi kapsamında haciz ihbarnamesine konu edilebilecek üçüncü kişiler nezdindeki alacaklar, her şeyden önce haciz ihbarnamesinin üçüncü kişiye tebliğ tarihi itibariyle muaccel olan alacaklardır. Davacı üçüncü kişi tarafından birinci haciz ihbarnamesine itiraz dilekçesinde, doğmuş bir alacağın varlığının kabul edilmediği, aksine alacağın henüz doğmamış olduğunun özellikle belirtildiği yukarıda tespit edilmiş olduğundan, birinci haciz ihbarnamesine itirazın geçerli bir itiraz olduğu anlaşılmıştır....
DAVA Borçlular İcra Mahkemesine başvurularında; sair itiraz ve şikayetlerinin yanı sıra borçlu şirkete ödeme emrinin tebliğ edilmediğini, diğer borçlulara yapılan ödeme emri tebliğ işlemlerinin usulsüz olduğunu ileri sürerek öğrenme tarihinin 06.11.2020 tarihi olarak kabulüne, takibe konu senedin kambiyo senedi vasfı olmaması nedeniyle takibin iptaline, aksi kanaat halinde borca ve işleyecek faiz talebine yönelik itirazların kabulüne ve alacaklı aleyhine %20'den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Alacaklı, borçlulara yapılan tebliğ işlemlerinin usulüne uygun olduğunu, şikayet ve itiraz nedenlerinin yerinde olmadığını ileri sürerek itirazın reddine, borçlular aleyhine %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI A....
Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur” hükmü yer almaktadır. Örnek 10 ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesinin, borca ve imzaya itiraz süresi, takip dayanağı senedin vasfına yönelik şikayet süresi, ödeme süresinin başlaması ve takibin kesinleşmesi gibi nedenlerle borçlular yararına sonuçları doğmaktadır. O halde mahkemece borçluların usulsüz tebligat şikayetinin esasının incelenmesi, ödeme emrinin borçlulara usulsüz tebliğ edildiğinin tespiti halinde ise, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca öğrenme tarihine göre tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....