ŞİKAYET Borçlu şikayet dilekçesinde; ödeme emri tebliğ işleminin, borçlunun adresten sürekli mi geçici mi ayrıldığı araştırılmadan ve hangi komşudan bilgi alındığı ile hangi komşuya haber verildiği hususları tespit edilmeden yapıldığından usulsüz olduğunu, icra takibinden 18.11.2021 tarihinde haberdar olduğunu ileri sürerek, ödeme emri tebligatı ile buna bağlı yapılan işlemlerin iptalini ve ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Şikayet edilen alacaklı cevap dilekçesinde; takipten 4 yıl geçtikten sonra yapılan şikayet başvurusunun iyi niyetli olmadığını, başka bir takip dosyasında yapılan ve iş bu takip dosya numarasının da bulunduğu 11.5.2018 tarihli sıra cetvelinin şikayetçiye tebliğ edilmesi nedeniyle borçlu tarafından belirtilen ıttıla tarihinin doğru olmadığını, gerçek öğrenme tarihine göre iş bu şikayetin süresi içerisinde yapılmadığını ve ödeme emri tebliğ işleminin usulüne uygun olduğunu ileri sürerek şikayetin reddini istemiştir. III....
Buna göre muhatabın adreste bulunup bulunmadığı tespit edilmeksizin aynı konutta beraber oturan kişiye yapılan İİk 89/2 ihbarname tebliğ işlemi 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 16. maddesine aykırı olmakla usulsüzdür ( Yargıtay 12 HD 2021/5658 Esas 2021/6800 Karar). İİK.nun 89. maddesi gereğince gönderilen haciz ihbarnamelerinin usulsüz olarak tebliğ edildiğine yönelik şikayet, ancak bu tebligata muttali olunan tarihten itibaren 7 gün içinde yapılabilir. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince tebligatın usulsüz olması halinde, muhatabı tebliğinden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Somut olayda, birinci haciz ihbarnamesinin 13.10.2015 tarihinde, ikinci haciz ihbarnamesinin 15.02.2018 tarihinde usulsüz olarak tebliğ edildiği, şikayet dilekçesinde 3....
Bu durumda ödeme emri tebligatının usulsüzlüğüne yönelik şikayetin reddine ilişkin karar kesinleşmediğinden temerrüt olgusunun gerçekleştiği veya gerçekleşmediği söylenemez, Bölge Adliye Mahkemesi'nin temerrüdün başlangıç tarihinin, dava dilekçesinin tebliğ tarihi olan 04.04.2017 olduğuna ilişkin kabulü de doğru değildir. Bu durumda davalı tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesinde şikayet yoluyla ileri sürerek usulsüz tebliğ tarihinin düzeltilmesini istediğine göre, Mahkemece şikayete ilişkin kararın kesinleşmesi beklenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, şikayet dosyasının kesinleşmesi beklenmeden karar verilmesi doğru olmadığından, istinaf başvurusunun esastan kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir....
ve 89/2.madde haciz ihbarnamesine itiraz eden 3.kişi müvekkilin taşınmazına haciz şerhi işlenmesini ve 103 davetiyesi tebliğ edilmesi icra memuru işlemlerinin kaldırılmasını, yargılama giderlerinin davalı üzerine bırakılmasını talep etmiştir....
İCRA MAHKEMESİ Gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçundan sanık ... hakkında açılan davanın İİK'nun 347. maddesi gereğince düşürülmesine İİK'nun 89/4. maddesi uyarınca tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde şikayetçi vekili tarafından temyiz edildiğinden, Yargıtay C.Başsavcılığının bozma-düzeltilerek onama- onama istemli tebliğnamesiyle dosya Daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: 1- Gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçuna yönelik olarak kurulan hükmün temyiz incelemesi sonunda; Sanığın şikayete konu haciz ihbarnamesine 19.04.2007 tarihli yazı ile itiraz ettiğinin anlaşılması ve müşteki vekilinin İİK'nun 347. maddesinde düzenlenen her halde bir yıllık süre geçtikten sonra 10.08.2009 tarihinde şikayette bulunması nedeniyle müştekinin şikayet hakkının düşürülmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın düşürülmesine karar verilmesi yasaya aykırı olup, hükmün bu nedenle BOZULMASINA...
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; 1- İİK’nın 338/1 maddesine aykırılık suçundan kurulan hükme yönelik incelemede; Şikayet hakkının düşürülmesine yönelik şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA, 2- Tazminat istemine ilişkin incelemede; İİK’nın 89/4. maddesine göre “üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesine müddeti içinde itiraz ederse, alacaklı, üçüncü şahsın verdiği cevabın aksini tetkik merciinde ispat ederek üçüncü şahsın 338/1. maddesi hükmüne göre cezalandırılmasını ve ayrıca tazminata mahkum edilmesini isteyebilir. Tetkik mercii, tazminat hakkındaki davayı genel hükümlere göre halleder. Somut uyuşmazlıkta, şikayet hakkının düşürülmesine karar verilmesi dahi tazminat şartlarının doğmasına engel değildir....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; hakikate muhalif beyanda bulunmak suçundan kurulan düşme hükmüne yönelik istinaf başvurusunun incelenmesinde, şikayet dilekçesi ve eklerinde, hakikate muhalif beyanda bulunduğu bildirilen tüzel kişi yetkilisi / yetkililerinin ismen bildirilmemesi nedeni ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken, aynı gerekçe ile şikayet hakkının düşürülmesine karar verilmesinin ve sarf kararı yazılan uzlaştırmacı ücreti yönünden karar verilmemesinin hukuka aykırı olduğundan, bu nedenle istinaf başvurusu yerinde görülmekle, ancak bu hususlar yeniden yargılamayı gerektirmeyip, 5271 sayılı CMK'nın 280/1-a-d ve 303/1-h maddeleri uyarınca duruşma açılmaksızın düzeltilebilir nitelikte olduğundan, hüküm fıkrasının A- birinci maddesi hükümden tümden çıkartılarak, yerine, "A-1-Şikayet dilekçesi ve eklerinde, hakikate muhalif beyanda bulunduğu bildirilen tüzel kişi yetkilisi / yetkililerinin ismen bildirilmemesi...
İİK'nın 89/2 ve 89/3'e yönelik haciz ihbarnamelerinin iptal edilmesinin sebebi 89/1'e göre yapılmış ihtarın geçerli bir ihtar olmasından kaynaklanmaktadır. Buna göre İİK'nın 89/1. maddesi gereğince gönderilen haciz ihbarnamesine yönelik itirazın geçerli kabul edilerek dava dışı şirketin davacı şirkete borcunun tespitinin yapılması gerekmektedir ancak açılan dava İİK'nın 89/2. ve 89/3. gereği açılmış olup, Mahkemece bu dava üzerinde incelenmesi mümkün değildir....
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; 1- İİK’nın 338. maddesinden kurulan hükme yönelik incelemede; İİK’nın 347. maddesinde düzenlenen, fiilin öğrenilmesi hususunun sadece haciz ihbarnamesine itirazın öğrenilmesi olmayıp aynı zamanda itirazın gerçeğe aykırı bir itiraz olduğunun öğrenilmesini de kapsaması karşısında, birinci haciz ihbarnamesine vekil aracılığıyla itiraz edildiğinden, vekilin beyanından asillerin sorumlu tutulamayacak olması nedeniyle sanığın beraatine karar verilmesi gerektiği halde yazılı şekilde şikayet hakkının düşürülmesine karar verilmesi, 2- Tazminat talebine ilişkin olarak kurulan hükme yönelik incelemede; İİK'nın 89/4. maddesi uyarınca talep edilen tazminat davası haksız fiil tazminatı olup, genel hükümlere göre çözümlenmesi gerekeceği, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 72. maddesine göre de bu davanın zararın ve failin öğrenildiği tarihten itibaren iki yıl ve her halde fiilin işlendiği...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi SUÇ : 2004 Sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜMLER : Şikayet Hakkının Düşürülmesi, Tazminat Davasının Açılmamış Sayılması Yerel Mahkemece verilen şikayet hakkının düşürülmesine ve tazminat davasının açılmamış sayılmasına yönelik hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi....