Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı yanın dava dilekçesinde haciz ihbarnamelerinin usulüne uygun tebliğ edilmediği icra memurunun hukuka aykırı karar verdiği iddialarının İcra İflas Hukukunda düzenlenmiş şikayet yoluyla çözümlenebilecek olan konular olduğunu, usulsüz tebligat ve icra memuru işleminin hukuka aykırı olduğuna ilişkin iddialar Mahkememizin görev alanına girmemesine rağmen davacı yanın dürüstlük kuralına uymadığını kanıtlar nitelikte olduğunu, davacının usulsüz tebligat nedeniyle itiraz veya memur işleminin kanuna aykırılığı nedeniyle yapılan işlemin iptaline yönelik İcra Hukuk Mahkemesinde “şikayet” çözüm yoluna başvurma haklarını mevcutken bu hakkı kullanmayarak sayın mahkemenin görev alanına giren usulsüz tebligat ve memur işleminin hukuka aykırılığı iddialarında bulunmasının dürüstlük kuralıyla bağdaşmayacağını, davacı yanın dava dışı borçlu ... ile aralarında işçi-işveren ilişkisi olduğunu, borçlunun 16.10.2019 - 14.11.2019 tarihleri arasında şirketlerinde çalıştığını...

    Mahkemece haciz ihbarnamesinin davalı------ tarihinde tebliğ edildiği, ödemenin ise -------tarihinde yapıldığı, ödemeden önce temliknamenin borçluya tebliğ edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, davacı tarafça, ------- yapılan haciz ihbarnamesi tebligatının usulsüz olduğu ileri sürülmüştür....

      Kumluk Sok.No:18A/11 Perşembe/ORDU olup haciz ihbarnamesine ilişkin tebligatlar Karşıyaka Mah. 973.Sok. No:21/A Altınordu/ORDU adresi mahalle muhtarlığına yapılmış ve tebligatlar Tebligat Kanunu 10. maddesine aykırı olup usulüne göre yapılmadığını, banka hesaplarına bloke konulmasıyla 2. haciz ihbarnamesini tesadüfen öğrenen ve süresinde itiraz edemeyen müvekkil, 3. haciz ihbarnamesini ancak 13/09/2022 tarihinde öğrenmiş ve müvekkili, 1. haciz ihbarnamesine muttali olmadan 2. haciz ihbarnamesini hesaplarına bloke konulması üzerine öğrenmiş, Müvekkil kapısına 1. haciz ihbarnamesine ilişkin ihtarname yapıştırılmadığını beyan etmiş, dolayısıyla süresinde itiraz etme imkanı bulunmamış, müvekkil, 1. haciz ihbarnamesine ıttıla etmeden 2. haciz ihbarnamesini öğrenmiş ve süresinde itiraz etmediği için 3. haciz ihbarnamesi gönderilmiş ve bu ihbarnameye müvekkil ancak 13.09.2022 tarihinde muttali olmuştur....

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından 3. kişi Denizbank'ın, kendisine gönderilen 89/1 haciz ihbarnamesine ve 89/ 2 haciz ihbarnamesine karşı vermiş olduğu 02966 referans numaralı cevapta ve 03226 referans numaralı cevap verildiğinin anlaşıldığı ,şikayetçinin haciz ihbarnamelerine süresinde itiraz ettiğinin anlaşıldığı , 89/1 haciz ihbarnamesi tebliğ işlemi usulsüz olmakla 89/2- 3 e göre çıkartılan haciz ihbarnameleri usul ve yasaya uygun olmadığı gerekçesi ile bu haciz ihbarnamelerinin iptaline karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle ,davacı banka tarafından, 22.02.2018 Tarihli haciz ihbarnamesine verilen 02.03.2020 Tarihli cevap incelendiğinde; ''Bankamız rehnini takiben haczin tebliğ ettiği tarihte hesapta bulunan tutar üzerinde; Bakırköy 5. İcra Dairesi Müdürlüğü'nün 2018/1751 sayılı hacizleri bulunmaktadır....

      Öte yandan, borçlunun kendisine gönderilen tebligatın usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması “şikayet” olup, İİK’nun 16/1. maddesi gereğince, şikayetin, öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması gereklidir (HGK'nun 05/06/1991 tarih ve 91/12-258 E., 91/344 K. sayılı kararı). Somut olayda, şikayetçinin şikayet dilekçesinde usulsüz olduğunu belirttiği 25.08.2015 tarihli ödeme emri tebliğ işleminden sonra kendisine 13.10.2015 tarihinde taşınmaz haczine ilişkin 103 davet kağıdı tebliğ edilmiştir. Her ne kadar söz konusu tebliğ işlemleri Tebligat Kanunu uyarınca usulsüz yapılmış ise de, 103 davetiyesine yönelik tebliğ işleminin usulsüz olduğuna dair bir iddia ve şikayet olmadığı anlaşıldığından, şikayetçinin en geç 13.10.2015 tarihinde takipten ve tebliğlerden haberdar olduğunun kabulü gerekir. Kaldı ki borçlu, 16.10.2015 günü icra dosyasından fotokopi almış olduğuna göre tüm tebligatlardan haberdar olmuştur....

        Öte yandan, borçlunun kendisine gönderilen tebligatın usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması “şikayet” olup, İİK’nun 16/1. maddesi gereğince, şikayetin, öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması gereklidir (HGK'nun 05/06/1991 tarih ve 91/12-258 E. - 91/344 K. sayılı kararı). Somut olayda, şikayetçinin şikayet dilekçesinde usulsüz olduğunu belirttiği 25.08.2015 tarihli ödeme emri tebliğ işleminden sonra kendisine 13.10.2015 tarihinde taşınmaz haczine ilişkin 103 davet kağıdı tebliğ edilmiştir. Her ne kadar söz konusu tebliğ işlemleri Tebligat Kanunu uyarınca usulsüz yapılmış ise de, 103 davetiyesine yönelik tebliğ işleminin usulsüz olduğuna dair bir iddia ve şikayet olmadığı anlaşıldığından, şikayetçinin en geç 13.10.2015 tarihinde takipten ve tebliğlerden haberdar olduğunun kabulü gerekir. Kaldı ki borçlu, 16.10.2015 günü icra dosyasından fotokopi almış olduğuna göre tüm tebligatlardan haberdar olmuştur....

          Bu nedenle, davacıya gönderilen 89/1, 89/2, 89/3 haciz ihbarnamelerinin tebliğ işlemleri usulsüz olduğundan ilk derece mahkemesince davanın kabulü ile davacı 3. Kişiye yapılan 1. Haciz İhbarnamesi tebliğ işleminin usulsüz ve geçersiz olduğundan tebliğ tarihinin TK'nun 32. Maddesine göre öğrenme tarihi olarak bildirilen 12/02/2021 tarihi olarak düzeltilmesine, 2. ve 3. Haciz İhbarnamesi tebliğ işlemlerinin ise iptaline, karar verilmesi gerekir ki, ilk derece mahkemesinin kararı da bu cihettedir. Yine, davacının kendisini vekille temsil ettirmesi, davalının açılan davaya karşı koyması ve neticeten davanın kabulüne karar verilmesi karşısında, davacı taraf lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinde hukuka aykırı bir yön mevcut değildir....

          Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Şikayet dilekçesinde öğrenme tarihinin belirtilmemiş olması halinde ise, en geç şikayet tarihinde tebliğden haberdar olduğunun kabulü gerekir. Öğrenme tarihinin aksi ise ancak, yazılı belgeyle ispatlanabilir ve bu konuda tanık dinlenerek sonuca gidilemez(Hukuk Genel Kurulunun 12.02.1969 tarih ve 1967/172- 107 sayılı kararı). Ayrıca tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiası da her türlü delille kanıtlanabilir(HGK. nun 2003/12- 600 E. – 2003/606 K.)....

          ve yapılan usulsüz tebligatlar neticesinde müvekkilinin dosya borçlusu haline getirildiğini, müvekkiline yapılan haciz ihbarnameleri tebliğinin usulsüz olduğunu, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10.maddesine göre tebligatın muhattabın bilinen en son adresine yapılacağını, ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamesinin bilinen en son adrese tebliğe gönderilmeden TK. 21/2.maddesine göre tebliğ edilmesinin usulsüz olduğunu beyanla birinci, ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebligat nedeniyle geçersizliğine, tebliğ tarihlerinin 09/12/2019 tarihi olarak tespitine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          Haciz ihtarnamelerine süresi içerisinde cevap verilmiş olmasına rağmen usul ve yasaya aykırı olarak bu cevabi yazılar dikkate alınmadan müvekkili bankaya 3. haciz ihbarnamesi gönderildiğini, bununla birlikte müvekkili bankaya tebliğ edilen 1. haciz ihbarnamesine verilen 02.04.2021 tarihli cevapta dava dışı borçlunun müvekkili bankadan olan alacağı 1.509,26-TL olarak bildirilerek itiraz edilmiş olmasına karşın, gönderilen ikinci haciz ihbarnamesinde borçlunun müvekkili bankadan alacaklı olduğu ve haciz konulan kısım "..." şeklinde belirtilmeden geçildiğini, aynı şekilde borç miktarı da "...." şeklinde yazılmadan usulsüz şekilde tebliğ edildiğini, yine 1.haciz ihbarnamesine verilen 02.04.2021 tarihli cevapta borçlunun müvekkili bankadan olan alacağının 1.509,26-TL olarak bildirilmiş olmasına karşın, tebliğ edilen 14.06.2021 tarihli 3....

            UYAP Entegrasyonu