İcra Müdürlüğünün 2019/13136 E ve 2019/13137 E sayılı dosyalarından müvekkillerine haciz ihbarnameleri gönderildiğini, müvekkillerine gönderilen haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğ edildiğini, usulsüz tebliğleri 18.08.2020 tarihinde öğrenerek icra müdürlüğüne itirazda bulunduklarını, tebliğ mazbatalarının üzerinde ismi yazılı olan Ahmet Tutuş isimli kişinin köyün kahvecisi olduğunu, müvekkillerinden T1'ın köy kahvesine gittiğinde tesadüfen tebligatı görerek 02.02.2020 tarihinde haciz ihbarnamesine itiraz ettiğini, itirazın ardından müvekkillerine üçüncü haciz ihbarnameleri gönderildiğini ve sonrasında müvekkillerinin takip dosyasına borçlu olarak kaydedildiğini, müvekkillerinden T2'in 1919 doğumlu olduğunu ve evinden çok ender çıktığını bu nedenle mazbata üzerindeki çarşıda ibaresinin gerçeği yansıtmadığını, tebliğ memuru tarafından müvekkillerinin tebliğ tarihinde evlerinde olup olmadıklarının araştırılmadığını, her tebligatta müvekkillerinin çarşıda olmasının hayatın olağan akışına...
Dava İİK'nun 89.maddesi uyarınca açılmış haciz ihbarnamelerinin iptali istemine yönelik şikayettir. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, davacı 3.şahıs bankanın birinci haciz ihbarnamesine açıkça itiraz etmemiş olup münhasıran borçluya ait olan haczedilmezlik itirazında bulunamayacağına, her ne kadar 3.haciz ihbarnamesindeki borç miktarı cüzi bir şekilde artırılmış olup bu husus usulen doğru değilse de takip dosyasının infazen işlemden kaldırılmış olması nedeniyle şikayetin konusunun da kalmamış olmasına, ilk derece mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre istinaf sebepleri ile sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine aykırılık bulunmayan karara yönelik istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b(1) maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
SAVUNMA:Davalı vekili mahkemesine sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Çarşamba İcra Müdürlüğünün 2018/4243 esas sayılı dosyasında müvekkil tarafından borçlular çetin akgün, nihat karaca ve adem topuz hakkında 20/12/2018 tarihinde takip başlatılmış olup takip borçlular yönünden kesinleştiğini, davacının 2. haciz ihbarnamesine usulüne uygun bir itirazının olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur. DELİLLER: Çarşamba İcra Müdürlüğünün 2018/4243 Esas sayılı dosyası. İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ:Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; Şikayetin REDDİNE, karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili dava dilekçesinde belirtilen nedenlerle istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; usulsüz olarak 3. haciz ihbarnamesi gönderildiğine yönelik şikayettir....
Davacı alacaklının şikayetine konu olan ve dolayısıyla mevcut davaya konu uyuşmazlığın 19/09/2019 tarihli icra müdürlüğü işleminin hukuka ve hadiseye uygun olup olmadığına ilişkin olduğundan, 05/08/2019 tarihinde tebliğ edilen 1.haciz ihbarnamesine süresi içerisinde itiraz edilip edilmediğine dair uyuşmazlığın mevcut davanın konusu olmadığı anlaşılmaktadır. 01/08/2019 tarihinde düzenlenen ve 05/08/2019 tarihinde tebliğ edilen 1.haciz ihbarnamesine yönelik süresi içerisinde itiraz olup olmadığı, süresi içerisinde yapılmış bir itiraz var ise daha sonradan gönderilen 2.haciz ihbarnamesinin iptalinin gerekip gerekmeyeceği davalı 3.kişi tarafından ayrı bir şikayet konusu yapılması halinde bu konudaki uyuşmazlığın çözümlenebileceği anlaşılmaktadır....
Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesine göre; “Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur” denilmektedir. Somut olayda, şikayetçiye 89/2 haciz ihbarnamesinin 23/05/2016 tarihinde, 89/3 haciz ihbarnamesinin ise 12/08/2016 tarihinde Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Şikayetçi vekili her ne kadar usulsüz tebliğ işleminden 09.08.2017 tarihinde haberdar olduklarını belirtip 16.08.2017 tarihinde mahkemeye başvurmuş ise de tebliği gerçekleşen ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamesi tebliğlerinin usulsüz olduğuna ilişkin bir şikayetinin olmadığı görülmüştür....
Yukarıda belirtilen Yargıtayın emsal kararına göre, ilk derece mahkemesince, hesap kat ihtarının usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayetin incelenebilmesi için, öncelikle icra emrinin ve kıymet takdir raporunun usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayet sebepleri incelenmelidir. Zira, icra emri veya kıymet takdir raporu usulünce tebliğ edilmiş ise, veya şikayetçinin usulsüz tebliğleri daha önceden öğrendiğine ilişkin takip dosyasında bilgi varsa hesap kat ihtarının usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayet sebebi incelenemeyecektir. Bu nedenlerle, davalı alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının HMK.nun 353- 1- a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, eksiklikler giderilerek yeniden yargılama yapılarak karar verilmek üzere dosyanın mahalli mahkemesine gönderilmesine, sair istinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalı vekilinin Adana 5....
Şikayetçinin başvurusu, kendisine gönderilen İİK’nun 89/1, 89/2 ve 89/3. maddeleri kapsamında düzenlenen haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin olup, mahkemenin haciz ihbarnamesi tebliğ işlemlerinin usulsüz olduğuna dair kabulü yerinde ise de; şikayetçiye gönderilen birinci haciz ihbarnamesi usulüne uygun tebliğ edilmemiş ise, birinci haciz ihbarnamesine ıttıla tarihine göre süresinde itiraz edilmesi halinde artık şikayetçiye ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamesi çıkarılamayacağından, ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamesi de yok hükmünde olduğundan ilk haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinin şikayetçi tarafından bildirilen ıttıla tarihine göre düzeltilmesi ile ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamesinin iptaline karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi ve istinaf başvurusunun da Bölge Adliye Mahkemesi’nce esastan reddedilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir....
Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2019/968 Esas sayılı dosyasından devam ettiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, tebligata ilişkin memur işleminin iptaline, tebliğ tarihinin müvekkili şirketin tebligattan haberdar olduğu tarih olan 04/07/2019 tarihi olarak kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Dava, haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğ edildiği iddiasına yönelik şikayet niteliğindedir....
ya ise 14/02/2012 tarihinde tebliğ edildiği, haciz ihbarnamesine karşı ...'ın 07/02/2012 tarihinde, ...'nın 14/02/2012 tarihinde yasal süresi içerisinde itiraz ettiği, takip alacaklısı davacı vekili tarafından ise, davanın 13/12/2012 tarihinde açıldığı anlaşılmakla, tazminat davasının iki yıllık yasal süre içerisinde açılmış olması nedeniyle mahkemenin 3 aylık yasal süre içerisinde şikayet hakkı kullanılmadığından bahisle şikayet hakkının düşürülmesine dair karar vermesi isabetsizdir. Mahkemece; tazminat davasının yasal sürede açıldığı hususu gözetilerek işin esasına girilerek inceleme yapılması gerektiği, 3. kişiler ... ve ...'nın, asıl borçlu ... Group ... Tasarım ... Malzemeleri İnş. Taah. Tic. Ve San Ltd....
nun 359/3 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ işlemlerinin İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine, Dair yapılan inceleme sonunda KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi....