Maddeye göre kapıla haber kağıdı yapıştırılmaksızın ve komşuya haber verilmeksizin muhtara yapılan tebliğin usulsüz olduğunu, ayrıca yetkiye, borca ve tüm ferilerine de itiraz ettiklerini beyanla, davanın kabulü ile müvekkilleri aleyhine yapılan takibin iptali ile hacizlerin kaldırılmasına, usulsüz tebligat nedeniyle ödeme emri tebliğ tarihinin 11/03/2021 tarihi olarak düzeltilmesi ile yetkiye, imzaya, borç ve ferileri ile zamanaşımına yönelik itirazlarının kabulüne karar verilmesini istemiştir. YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkilinin alacağını tahsil amacıyla İzmir 9.İcra Müdürlüğünün 2008/13591 E sayılı takip başlatıldığını, muris İsmail İnal'ın vefatından sonra veraset ilamı ile mirasçılarına karşı devam edildiğini, davacıların süresinde mirası red etmediklerini, takip dosyasında yapılan işlemlerin usul ve yasaya uygun olduğunu, TMK 599....
Ticaret sicilinde kayıtlı adresin bilinen adres olarak kabul edilebilmesi için, tebliğ tarihinden önce borçlu şirket tarafından ticaret siciline, tebliğ merciine ya da alacaklıya adres değişikliğine dair bir bildiriminin yapılmamış olması gerekir. Buna göre somut olayda ödeme emri tebliğ edilen adresin borçlu şirketin ticaret sicilinde kayıtlı adresi olmaması nedeniyle tebligatın usulsüz tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Tebligat Kanunu'nun 32. maddesine göre tebligat usulüne uygun yapılmasa dahi muhatabın tebliği öğrendiğini beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi sayılır ve karşı taraf takip alacaklısının bunun aksini yazılı ve resmi belgelerle kanıtlaması gerekir. Takip alacaklısı aksini ispat edemediğinden öğrenme tarihinin davacı vekilinin dava dilekçesinde belirttiği gibi 02.07.2018 olarak düzeltilmesine karar vermek gerekmiştir....
bir usulsüzlük bulunmadığı, ödeme emrinin davacıya 06/12/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davanın ise 15/02/2019 tarihinde açıldığı gerekçesiyle usulsüz tebliğ şikayetinin reddi ile imzaya ve borca itirazın süreden reddine karar vermiştir....
Ayrıca borçlu vekilinin ileri sürdüğü imzaya itiraz ile kambiyo senedine dair olmadığına yönelik iddialar 5 günlük yasal süreden sonra yapıldığından şikayet ve itirazlarında süre aşımından reddine karar verildiği" şeklindeki gerekçe ile " Usulsüz tebliğ şikayetinin süre aşımından reddine, Sair şikayet ve itirazların süre aşımından reddine, Yasal şartlar bulunmadığından davalı lehine tazminat ve para cezası takdirine yer olmadığına," karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ...tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : 1- Borçlunun temyiz itirazlarının incelenmesinde; Tarafların iddia ve savunmalarına, dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere ve kararın gerekçesine göre borçlunun temyiz itirazlarının REDDİNE; 2- Alacaklının temyiz itirazlarının incelenmesinde; Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Borçlu vekilinin icra mahkemesine başvurusunda, borçluya yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek, tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 30.10.2012 tarihi olarak düzeltilmesini istediği ve ayrıca imzaya itirazı ile birlikte senedin vade tarihinde tahrifat yapıldığından zamanaşımının...
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 10/12/2020 NUMARASI : 2019/183 ESAS, 2020/880 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya İtiraz KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının yasal süresi içerisinde istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, İstanbul Anadolu 22. İcra Müdürlüğü'nün 2018/37068 Esas sayılı dosyası ile müvekkili hakkında icra takibinde bulunulduğunu, ödeme emrinin müvekkiline usulsüz olarak tebliğ edildiğini ileri sürerek şikayette ve takibe konu çekteki imzanın müvekkiline ait olmadığını ileri sürerek imzaya itirazda bulunmuştur. Davalı vekili davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından , ödeme emrinin borçluya cezaevinde tebliğ edildiği, İİK 54....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 30/06/2022 NUMARASI : 2022/360 ESAS 2022/489 KARAR DAVA KONUSU : Usulsüz Tebliğ Şikayeti - Yetkiye, İmzaya ve Borca İtiraz KARAR : Yukarıdaki mahal esas ve karar numarası ayrıntılı olarak belirtilen İlk Derece Mahkeme kararının süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya mündericatına tüm bilgi ve belger okunup tetkik edildikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonunda duruşma açılmasına gerek görülmeksizin gereği görüşülüp düşünüldü....
Davacının 103 davetiyesi öğrendiğini bildirdiği tarihten evvel öğrendiğine ilişkin dosya içinde başkaca bir bilgi ve belgenin bulunmadığı hususu da dikkate alınarak davacının 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne, 103 davetiyesinin tebliğ tarihinin ıttıla tarihi 11/02/2021 olarak belirlenmesine karar vermek gerekmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, Şikayetin kısmen kabulüne, İstanbul Anadolu 17.İcra Müdürlüğünün 2021/79 Esas sayılı dosyasında davacıya gönderilen 103 davetiyesinin tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 11/02/2021 olarak düzeltilmesine, ödeme emrinin usulsüz tebliğ şikayeti ile imzaya ve borca itirazın reddine karar verildiği görülmüştür....
Buna göre somut olayda; Fatsa İcra Müdürlüğü'nün 2018/5327 Esas sayılı dosyasında örnek (10) numaralı ödeme emrinin borçlu davacıya 21/12/2018 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından mahkemenin 2019/5 Esas sayılı dosyasında 09/01/2019 tarihinde Fatsa İcra Müdürlüğü'nün 2018/5327 Esas sayılı takip dosyasında imzaya itiraz edildiği, ancak dosyanın takipsiz bırakılması sebebiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, iş bu imzaya itiraz davasının da 26/11/2020 tarihinde açıldığı, davacının en geç mahkemenin 2019/5 Esas sayılı dosyasının dava tarihi olan 09/01/2019 tarihinde takipten haberdar olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda, borçlunun ödeme emrinden ve takipten en geç 09/01/2019 tarihinde haberdar olduğu, davacı borçlunun 26/11/2020 tarihinde imzaya itiraz ettiği ancak davacının 5 günlük yasal süresi içerisinde itiraz etmediği anlaşılmakla; davacının davasının süre yönünden reddine dair karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
Her ne kadar iş bu dosyanın 17/09/2019 tarihli tensip zabtında; İnegöl İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2019/591 esasından tefrik edildiğinden söz edilmişse de, ilk derece mahkemesince gönderilen İnegöl İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2019/591 esas sayılı dosyasının icra dosyası ve taraflarının ilgisiz kişiler olduğu, maddi hata sonucu esasın yanlış yazılma ihtimaline binaen İnegöl İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2019/561 esas sayılı dosyası incelendiğinde ise; iş bu davaya konu icra dosyası ve tarafları ile aynı olmakla bu dosyada da verilmiş bir tefrik kararı bulunmadığı gibi davacı tarafın istinaf dilekçesinden de usulsüz tebliğ şikayetine ilişkin dava (İnegöl İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2019/560 Esas) ve imzaya itiraz olmak üzere iki davanın açıldığı, 3. bir davanın söz konusu olmadığının anlaşıldığı böylece imza ve borca itiraza ilişkin aynı dava dilekçesinin ayrı bir esasa kaydının hukuki dayanağının bulunmadığı anlaşılmaktadır....