Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu icra takibinin çek yani kıymetli evrak olması sebebiyle ibraz süresinin üç yıl olduğunu ve müvekkilinin ibraz süresini kaçırdığı iddiasının gerçek dışı olduğunu, müvekkili ile davacı taraf arasında düzenlenen çek ilgili maddesinde yazılan ibraz süresinde düzenleme tarihinden sonraki üç yılda ibraz edildiğini, davacı tarafın zaman aşımı itirazının itirazının yerinde olmadığını, Covid-19 virüsünden dolayı Cumhurbaşkanlığının kararı ile dava açma, icra takibi başlatma gibi süreler gibi bir hakkın kullanımına ilişkin tüm sürelerin durdurulduğunu, müvekkilinin ibraz süresini kaçırmadığını beyanla davanın reddini istemiştir. İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararında özetle: "...Davacı aleyhine başlatılan kambiyo senedine özgü takipte zaman aşımına, borca ve ferilerine süresinde itiraz edildiği görülmüştür. Çeklerde zaman aşımı süresi ibraz tarihinden itibaren 3 yıldır. Somut olayda 07/07/2017 tarihinde çek bankaya ibraz edilmiştir....
Taşınmaz haczine ilişkin 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayet de İİK'nun 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tabidir. Borçlu meskeniyet şikayet dilekçesinde açıkça 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiği yönünde bir iddiada bulunmamış, süresinden sonra 19.06.2014 tarihli duruşmadaki beyanı ile tebligatın usulsüzlüğünü ileri sürmüştür. O halde mahkemece meskeniyet şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken işin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre borçlunun temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bu durumda, davacı/borçluların mirasın reddi nedeniyle takibin iptaline yönelik talebi, borca itiraz niteliğinde olmakla, takibin şekline göre ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi günlük sürede icra müdürlüğünde ileri sürülmesi gerektiğinden ve borçluların borca itirazlarını icra müdürlüğü yerine icra mahkemesine bildirmelerinin gereksiz ve geçersiz bir işlem olduğu ve hukuki sonuç doğurmayacağı nazara alınarak mahkemece bu yöndeki talebin esasının incelenerek kabulüne karar verilmesi yerinde değildir. Diğer taraftan davacı borçlular vekili tarafından icra müdürlüğüne 06/01/2020 tarihinde bu amaçla sunulan itiraz dilekçesi davacılara ödeme emrinin tebliğ tarihine göre 7 günlük süreden sonra olduğu gerekçesiyle icra müdürlüğünce reddedilmiştir....
Diğer yandan, borçlunun aynı mahkemenin 2015/90 E.-2016/8 K. sayılı dosyasında ödeme emri tebligatının usulsüzlüğüne yönelik olarak 27.7.2015 tarihinde şikayette bulunduğu, bu dosyada şikayetin kabulü ile borçluya gönderilen ödeme emrine ilişkin tebligatın iptaline karar verildiği, mahkemece, bahsi geçen dosyada tebligat iptal edildiğine göre henüz takip kesinleşmemiş olacağından bahisle yapılan hacizlerin de usulsüz olacağı kabul edilerek, hacizlerin kaldırılması yönünde karar verildiği, ancak, tebligat usulsüzlüğüne ilişkin şikayetin kabulüne dair kararın henüz kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Somut olayda haciz, şikayete konu ödeme emrinin tebliğ tarihine göre takibin kesinleşmesinden sonrasına ilişkindir. Ancak, usulsüz tebligat şikayeti nedeniyle haczin geçerli olup olmayacağı, tebligat usulsüzlüğü şikayeti üzerine verilen kararın kesinleşmiş olmasına bağlıdır....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/01/2021 NUMARASI : 2019/1144 E. 2021/32 K. DAVA KONUSU : USULSÜZ TEBLİĞ NEDENİYLE ŞİKAYETİ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı- borçlu dava dilekçesinde özetle; Küçükçekmece 2. İcra Müdürlüğünün 2019/15051 E. sayılı dosyasında davalı-alacaklı tarafından senede dayalı olarak takip yapıldığını, çıkarılan ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, borcun kendisine ait olmadığını beyanla, takibin iptalini talep etmiş, Duruşmada alınan ifadesinde, tebligatta adı geçen Emine Gökdemir isimli şahısla aynı apartmanda oturmadığını, takipten 09/10/2019 tarihinde haberdar olduğunu beyanla, usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne karar verilmesini istemiştir....
Davacının usulsüz ödeme emri şikayet tarihi 10/12/2018 tarihi olup, icra müdürlüğüne itiraz dilekçesini sunduğu tarih 12/11/2018 dir. Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürme şikayeti, öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürede yapılması zorunludur. Davacı vekilinin ödeme emrinin usulsüz olduğunu öğrenme tarihi 12/11/2018 tarihi olduğu anlaşıldığından şikayetin 7 günlük süre içerisinde yapılmadığı" gerekçesi ile davacının davasının süre yönünden reddine, davalının tazminat talebinin reddine karar verilmiştir....
İflas yolu ile takipte, itiraz ve şikayeti düzenleyen İİK'nun 172. maddesi uyarınca, ödeme emrine itiraz veya şikayet etmek isteyen borçlu, ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün içinde her türlü itiraz veya şikayetini sebepleri ile birlikte diğer tarafa tebliğ edilecek nüshadan bir fazla dilekçe ile icra dairesine bildirmeye mecburdur.Bu durumda, takibin şekline göre uygulanması gerekli olan İİK'nun 172. maddesi uyarınca, borçlunun tebligat usulsüzlüğü şikayetini ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 günlük süre içerisinde icra dairesine bildirmesi gerekmekle icra mahkemesine yapılan başvuru fuzuli bir işlem olup hukuki sonuç doğurmaz.O halde mahkemece, şikayetin açıklanan nedenle reddi gerekirken, işin esasının incelenerek reddi doğru değil ise de, sonuçta istem reddedildiğinden sonucu doğru mahkeme kararının onanması gerekmiştir.SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'...
nun 13.02.2013 tarihinde icra dairesine gelerek ödeme taahhüdünde bulunduğu, bu ödeme taahhüdüne binaen icra işlemlerinin ve ödemelerin yapıldığı, borçlunun 18/11/2013 tarihinde diğer şikayet ve itiraz nedenleri ile birlikte ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü ve takibin kesinleşmemesi nedeniyle yapılan ödeme taahhüdünün geçersiz olduğu iddiası ile yaptığı başvuru neticesinde mahkemece takibin ve ödeme taahhüdü işleminin iptaline ve alacağın %40 oranında tazminata hükmedildiği anlaşılmıştır. Borçlu ...'ya tebellüğ edilen ve usulsüzlüğü ileri sürülen Örnek ... ödeme emri tebligat mazbatasınında; tebliğ yapanın isim ve imzasını ve tarihi içermediğinden tebligatın usulsüz olduğu belirlenmiş ise de; Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1.fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren (7) gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur....
Davacı istinaf başvuru dilekçesinde özetle, Ortaca İcra Dairesinin 2013/11 E. sayılı takip dosyasının, 20.04.2022 tarihli icra emrine ilişkin zaman aşımı, itfa talepleriyle ilgili bir değerlendirme yapılmadan karar verildiğini ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur....
İcra Müdürlüğü'ne yapılan 04/08/2014 tarihli itirazdan bahisle bu tarihten itibaren yetkili icra dairesinde başlatılan takibin durdurulmasına ilişkin kararı isabetsizdir. Borçlu; yetkili icra dairesinden gönderilen ödeme emrinin usulsüz olduğunu, usulsüz tebligattan 03/02/2015 günü haberdar olduğunu ileri sürerek 04/02/2015 tarihli itirazları gereğince takibin durdurulmasını istemiştir. Borçlunun bu yöndeki istemi tebligat usulsüzlüğü şikayeti olmakla İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca ıttıla tarihinden itibaren yedi gün içerisinde ileri sürülmesi gerekmektedir. Somut olayda; 22/01/2015 günü tebliğ edilen örnek 7 ödeme emrinden borçlu 03/02/2015 tarihnde haberdar olduğunu beyanla yasal yedi günlük süreden sonra 25/02/2015'de icra mahkemesine başvurduğuna göre mahkemece tebligat usulsüzlüğü şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekir iken yazılı şekilde kabulü yönünde hüküm tesisi doğru değildir....