Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı şikayet konusu takipte ödeme emrinin usulüne aykırı olarak tebliğ edildiğini beyan etmiş ise de; itiraz ve şikayetlerini süresinde kullandığından usulsüz tebligat şikayetinde hukuki yararı bulunmadığı değerlendirilerek bu şikayeti yerinde görülmemiştir. Davacı takip dayanağı çekte lehdar olduğunu ve çek tazminatı ve ferilerinden sorumluluğu bulunmadığını ileri sürerek borca itiraz etmiş olup; Yargıtay’ın istikrar kazanmış uygulamasına göre; Çek tazminatından muhatap banka nezdinde çekin karşılığını bulundurmayan keşideci sorumludur. Bu sebeple Lehdarın çek tazminatından sorumluluğu yoluna gidilemez. Asıl alacaktan sorumlu olmayan Lehdarın çek tazminatına bağlı olarak hesaplanacak takip ferilerinde de sorumlu olmaması eşyanın tabiatındandır. Ancak davacı çek komisyonuna da itiraz etmiş olup Çek komisyonundan keşideci, lehdar ve ciranta da sorumludur Tüm bu sebeplerle davanın kısmen kabul kısmen reddine" dair karar verildiği görülmüştür....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklının, borçlu hakkında başlattığı ilamsız icra takibinde, borçlunun ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürerek tebliğ tarihinin düzeltilmesi istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece istemin kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32.maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi, tebliğ tarihi olarak kabul edilir....

    İcra Dairesi'nin 2019/5491 E sayılı dosyasından ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip başlatıldığını, icra emri tebliğinin usulsüz olduğunu, tebligat yapılan kişinini şirketin yetkili temsilcisi olmadığını, takibin 03/05/2019 tarihinde haricen öğrenildiğini, kat ihtarnamesi tebliğinin de usulsüz olduğunu, icra emri ile birlikte takibe dayanak belgelerin tebliğ edilmediğini, talep edilen faiz miktarı ve oranının haksız ve yersiz olduğunu beyan etmiş, kgf kapsamında kullanılan kredi olduğundan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi yapılamayacağını, dosyaya ibraz edilmesi gereken ipotek belgesi ve akit tablosu sunulmadan takip başlatıldığını beyan etmiş, takibin, icra emrinin ve icra emri tebligatının iptaline ve tazminata karar verilmesini talep etmiştir....

    üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verildiği, kararın kaldırılması sonrasında ilk derece mahkemesi tarafından ,davacının usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile ödeme emrinin ıttıla tarihinin 23.05.2017 olarak düzeltilmesine , dayanak sözleşme incelendiğinde, takibe konu senede "açıkça yapılan bir atıf " mevcut olmadığı ve sözleşme tarihi ve bedelin takibe dayanak senedin düzenleme tarihi ve bedeli ile örtüşmediği gerekçesi ile itirazın reddine karar verilmiştir....

    Davacı dava dilekçesinde usulsüz tebliğ şikayetinin yanında yetkiye ve borca itiraz ettiği halde, Mahkemece HMK'nın 297/2.maddesine aykırı olarak davacının usulsüz tebliğe yönelik şikayeti değerlendirilmeden, süresinde ileri sürülüp sürülmediği dikkate alınmadan doğrudan yetki itirazının kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. Kaldı ki Mahkemece 28.04.2021 tarihli tensip zaptının 15 nolu ara kararında '' Senete keşide yeri İstanbul olduğundan yetki itirazının reddine'' dair karar tesis edildiği, bu ara karardan dönülmeden nihai kararda yetkisizlik kararı verilmesi de kendi içerisinde çelişki yaratmaktadır....

    üzerinden dava açma ve itiraz etme yetkisi için talepte bulunulduğunu, mahkemece verilen 02/05/2021 tarihli karar ile yetki verilmesi üzerine yasal itiraz süresi olan 7 (yedi) günlük süre içinde 07/05/2021 tarihinde huzurdaki davanın ikame edildiğini, icra takibinin 22/04/2021 tarihinde öğrenildiğine ilişkin tespitin yersiz ve hukuka aykırı olduğunu, dava açma süresinin 03/05/2021 tarihinde başladığını, mahkemenin iddia ettiği gibi icra ödeme emrine itiraz etmenin vasinin genel yetkisi kapsamında olması ve vesayet makamının onayına ihtiyaç duyulmamasının söz konusu olmadığını, vesayet makamının talebi değerlendirdiğini ve vermiş olduğu kararda işlemin izin gerektiren işlemlerden olduğunu beyan ederek gecikmiş itiraz için vasiye onay verildiğini, yerel mahkemenin, Yalova Sulh Hukuk Mahkemesince verilen ve kesinleşen mahkeme kararını görmezden gelerek ve bu kararı bertaraf edecek şekilde aleyhe karar verdiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir....

    Mahkemece yeniden yapılan yargılama neticesinde; davacı borçluların UYAP üzerinden alınan nüfus kayıtlarına göre, davacı borçlu T1 ve T2'in ödeme emri tebliğ edildiği tarih itibariyle henüz reşit olmadıkları, takip ehliyetlerinin bulunmadığı, bu nedenle adı geçen borçlulara çıkartılan ödeme emrinin hüküm ve sonuç doğurmayacağı, küçüğü velisi temsil edeceğinden ve onun adına itiraz ve şikayet haklarını kullanacağından, ödeme emrinin veliye tebliği zorunlu olduğu, usulsüz tebligat şikayetinin davacılar yönünden kabulü ile davacılara gönderilen ödeme emri tebliğ tarihinin 24/09/2018 tarihi olarak düzeltilmesine, mahkememizce davacının usulsüz tebligat şikayeti kabul edilmiş olduğundan, davacı borçlunun itirazları doğrultusunda dosya borç ve faiz hesabı ile birlikte takibe konu senette tahrifat yönünden bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, denetime ve karar vermeye elverişli 09/08/2021 ve 08/10/2021 havale tarihli incelemesi sonucunda düzenlenen raporlar hüküm kurmaya elverişli ve yeterli olduğu...

    Bu durumda, emsal içtihat gereğince borçlunun, takipten ve usulsüz tebliğ işleminden en geç 06.02.2019 tarihinde haberdar olduğu kabul edilmelidir. Ancak bu tarihten itibaren İİK'nun 16/1.maddesinde öngörülen (7) günlük şikayet süresini geçirdikten sonra 24.01.2020 tarihinde icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda ilk derece mahkemesinin kararı isabetlidir. Diğer taraftan, usulsüz tebliğ şikayeti kabul edilse ve tebliğ tarihi talep gibi 17.01.2020 olarak düzeltilse dahi borca itirazın İİK.nun 168/5. maddesinde belirtilen 5 günlük süreden sonra 24/01/2020 yapılması nedeniyle de borca itirazın reddine karar verilmesi gerekecekti....

    No: 4/69 Güzelbahçe/ İzmir adresi olduğunu, mernis kayıtlarının açık ve net olmasına rağmen davalı-alacaklının takibe devam ederek usulsüz tebligatın geçerliymişçesine haciz talebinde bulunarak müvekkilinin 34 XX 248, 34 XX 740, 34 XX 610 plakalı araçlarına haciz ve yakalama şerhi ,tapu kayıtlarına,banka hesaplarına ,maaşına haciz konulduğunu, usulsüz tebligat nedeniyle muhtıranın geçersiz sayılacağını ve sürenin başlamayacağını, bu suretle dosya üzerinden konulan tüm haciz ve yakalama şerhlerinin kaldırılmasının talep edildiğini, talebin icra müdürlüğünce gerekçe gösterilmeksizin 23.01.2020 tarihli kararı ile reddedildiğini, muris borçlu Yılmaz Ovalı’dan kalan mirasın hükmen reddedilmesine ilişkin dava halen derdest olarak İzmir 20.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2019/372 Esas sayılı dosyasında görüldüğünü, dosyadan konulan hacizler ve yakalama şerhinin devam etmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırılık teşkil ettiğini, mahkemece tedbir kararı verilmiş olması ile uygulanmak istenen amaç takibin...

    Borçlu tarafından mahkeme kararının temyiz edilmesi üzerine, mahkemenin 09/05/2016 tarih ve 2016/518 E.-2016/345 K. sayılı kararı ile; "kararın kesin olarak verilmiş olduğu görülmekle HUMK 432-426/F maddelerine göre temyiz talebinin reddine" karar verildiği, mahkemenin 06.04.2016 tarihli kararının da dosya üzerinden kesin olarak verildiği görülmekle; borçlunun icra mahkemesine başvuru konusunun, usulsüz tebligat şikayeti ve şikayeti kabul görmez ise gecikmiş itiraz olduğu, bu durumda mahkemenin esasa ilişkin kararının İİK'nun 363. maddesi gereğince miktar ve konu itibariyle temyizi kabil olduğu gibi, dosya üzerinden verilen kararın süresinde temyiz edildiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle ... . İcra Hukuk Mahkemesi'nin 09/05/2016 tarih ve 2016/518 E.-2016/345 K. sayılı temyiz talebinin reddine ilişkin ek kararının oybirliği ile kaldırılmasına karar verilerek, ... . İcra Hukuk Mahkemesi'nin 06.04.2016 tarih ve 2016/518 E.-2016/345 K. sayılı kararının temyiz incelemesine geçildi....

      UYAP Entegrasyonu