Şikayetçi borçlu vekili ilk tebligatın usulüne uygun olmadığını yanlış adreste tebliğ edilmeye çalışıldığını iddia etmiş ise de, TK 21/2'ye göre tebligat yapılan adresin mernis adresi olduğu, mernis şerhiyle tebliğ edildiği, tebliğ iade gelen tebligat ile tebliğ gerçekleştirilmediğinden ilk tebligatın usulsüz olduğu iddiasına itibar edilmeyerek ,yapılan tebligat usulüne uygun olduğundan usulsüz tebligat ilişkin şikayetin reddine, davacının ödeme emrine dayanak belgenin eklenmediği şikayeti yönünden ise bu şikayetin 7 günlük şikayet süresine tabi olup, süresinde başvuru yapılmadığına ilişkin gerekçesinde isabetsizlik bulunmamaktadır....
süresinde olmadığı gerekçesiyle reddedildiğini, tebligatta posta memurunun isminin yer almadığını, tebliğ zarfının içeriğinin yer alması gereken kısımda tahsil harcı makbuzu ve sayman mutemedi alındısı yazdığını, bu nedenlerle yapılan tebligatın geçersiz olduğunu belirterek, tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 25/08/2020 olarak düzeltilmesine ve icra müdürlüğüne yaptıkları itirazın reddine ilişkin kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir....
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-borçlu vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacı borçlu vekili itiraz dilekçesinde; ödeme emri tebliği usulsüz olduğundan ve bankalara gönderilen 89/1 haciz ihbarnameleri evrakının tebligatları usul ve yasaya aykırı yapıldığından takibe ilişkin ödeme emri ve 89/1 haciz ihbarname evraklarının iptaline karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı alacaklı vekilinin cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Tebligat Kanunu'nun 21/1....
No:1- 7 /30 Buca-İzmir adresinde ikamet ettiğini, adrese dayalı kayıt sisteminde de adresinin burası olduğunu, tebligatın usulsüz yapıldığını, işbu takipten müvekkilinin haricen haberdar olduğunu, tebliğ zarfında ismi geçen Fatma Demirer isimli kişiyi müvekkilinin tanımadığını belirterek, usulsüz tebliğ işleminin iptaline ve takibin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İzmir 11. İcra Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile; İzmir 7. İcra Müdürlüğünün 2020/1745 esas sayılı dosyası üzerinden gönderilen 10/02/2020 tebliğ tarihli tebligatın usulsüz olduğunun tespitine, tebliğ tarihi olarak TK.'nun 32 maddesi gereğince öğrenme tarihi olarak 06/01/2021 tarihi olarak tespitine karar verilmiştir....
ya gittiğini, tebliğ tarihinde ikametgahında bulunmadığını, takipten 09.07.2021 tarihinde haberdar olduğunu, TK 21/1. maddeye ve yönetmeliğin 30. maddesine uygun tebligat yapılmadığını belirterek kararın kaldırılması talep edilmiştir. C. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı aleyhine ilamsız icra takibine gidildiği, davacı tarafın ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği icra takibinden 09.07.2021 tarihinde haberdar olduklarından bahisle tebliğ tarihinin düzeltilmesi için şikayette bulunulduğu, davacıya çıkartılan ödeme emri tebligat parçasının incelenmesinde adresin o an kapalı olması nedeniyle komşusu...'...
İcra Müdürlüğünün 2020/3605 Esas sayılı dosyasından ilamsız icra takibi yapıldığını, tebligatın 16/07/2020 tarihinde müvekkili şirketin çalışanına tebliğ edildiğini ancak şirket yetkililerinin İstanbul dışında olduklarından takibe itiraz edemediğini, icra dosyasında taraf olmadıklarını, müvekkili şirketin takipten 29/09/2020 tarihinde banka hesabına konulan haciz neticesinde haberdar olduğunu, dosyada gerçek borçlunun Yiğit Groups Yapı inşaat Gayrimenkul Danışmanlık ve Ticaret Ltd. Şti olduğunu, takibin ise müvekkili T1 T1 ve Ticaret Ltd. Şti. aleyhine açıldığını, takibe dayanak dekontlarda müvekkili şirketin unvanını bulunmadığını, husumet yönünden müvekkili aleyhine kötüniyetli olarak takip açıldığından takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/692 KARAR NO : 2022/670 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : PINARBAŞI(KAYSERİ) İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 24/02/2022 NUMARASI : 2021/24 ESAS 2022/4 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararı aleyhine süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuş olmakla, HMK’nın 353. maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde özetle; aleyhine Pınarbaşı İcra Dairesinin 2018/37 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, icra dosyasında kendisinin borçlu olarak gösterilerek ödeme emrinin usulsüz olarak tebliğ edildiğini, icra takibini yeni ıttıla ettiğini ancak takibin yokluğunda kesinleştirilerek takibe haksız ve usulsüz olarak devam edildiğini ve aleyhinde hacze devam edildiğini, kendisine gönderilen ödeme emrinin...
İcra Hukuk Mahkemesinin 2013/ 459 – 916 E.K. sayılı kararı ile bozmaya uyularak usulsüz tebligat şikayeti yönünden yapılan inceleme sonucunda tebliğ tarihinin 22/10/2010 olarak düzeltildiği, buna göre zamanaşımı itirazının 5 günlük sürede yapılmadığı gerekçesiyle reddine karar verildiği, bu kararın temyiz ve karar düzeltme aşamalarından geçerek kesinleştiği anlaşılmıştır. İİK'nun 58/3 ve 61/1. maddelerine aykırılık nedeniyle ödeme emrine yönelik şikayet aynı kanunun 16/1. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliği üzerine yedi günlük sürede icra mahkemesine yapılması gerekir. Somut olayda borçlunun mahkemeye ilk şikayeti üzerine ödeme emri tebliğ tarihi 22/10/2010 olarak düzeltildiğine göre, borçlunun o yargılamada karar verilmediği iddiası ile mahkemeye aynı konulu şikayeti, kesinleşen mahkeme kararı ile düzeltilen tebliğ tarihine göre İİK. nun 16/1.maddesinde öngörülen yasal süreden sonradır....
Hukuk Dairesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından başlatılan genel haciz yoluyla ilamsız takipte, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu, tebligattan banka hesaplarını kullanmak istemesi üzerine 29.08.2019 tarihinde haberdar olduğunu ileri sürerek gecikmiş itirazının kabulüne, takibin durdurulmasına ve bu tarihten önceki hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini istediği, İlk Derece Mahkemesince; başvurunun usulsüz tebligat şikayeti niteliğinde olduğu ve tebliğ işleminde usulsüzlük bulunmadığı gerekçesi ile şikayetin reddiğine karar verildiği, tarafların istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye...
Tebligat Kanunu'nun 21. maddesine göre borçluya yapılan tebligatın yasaya uygun olup olmadığının takdir ve tesbiti icra müdürüne değil; bu hususta şikayet vaki olduğu takdirde, tebligatın usulüne uygun olup olmadığı hakkında ve tebliğ tarihinin düzeltilmesi gerekip gerekmediği yönünde karar verme yetkisi icra mahkemesine aittir. Borçlunun usulsüz tebligat şikayeti bulunmadığına göre şikayetin kabulü gerekirken reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....