Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu haliyle en geç 28/06/2018 tarihinde haberdar olduğu anlaşılmış olup, 16/08/2021 tarihinde mahkememize yapılan usulsüz tebliğ başvurusu İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal yedi günlük süre geçirildikten sonra olduğundan, istemin süre aşımı nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir. Ayrıca borçlu vekilinin ileri sürdüğü imzaya itiraz ile kambiyo senedine dair olmadığına yönelik iddialar 5 günlük yasal süreden sonra yapıldığından şikayet ve itirazlarında süre aşımından reddine karar verildiği" şeklindeki gerekçe ile " Usulsüz tebliğ şikayetinin süre aşımından reddine, Sair şikayet ve itirazların süre aşımından reddine, Yasal şartlar bulunmadığından davalı lehine tazminat ve para cezası takdirine yer olmadığına," karar verilmiştir....

Somut olayda şikayete konu takip dosyasında borçlu adına çıkarılan örnek 103 davet kağıdının 18.09.2014 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun bu tebliğ işleminin usulsüz olduğu yönünde bir iddiasının bulunmadığı görülmüştür.Bu durumda örnek 103 davetiyenin tebliğ tarihi olan 18.09.2014 tarihinin öğrenme tarihi olarak kabulü gerektiğinden, borçlunun 13.10.2014 tarihinde yaptığı şikayet İİK. nun 16/1.maddesinde öngörülen yedi günlük yasal süreden olup, mahkemece istemin süre aşımından reddedilmesi gerekirken, esasına incelenmesi isabetsiz ise de sonuçta istem reddedildiğinden, sonucu doğru mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir....

    Davacı borçluya örnek 7 ödeme emrinin 23/08/2021 tarihinde TK 21 maddesi uyarınca tebliğ edildiği, davacı borçlunun 26/08/2021 tarihli borca itiraz dilekçesini PTT kanalıyla gönderildiği, itiraz dilekçesinin İcra Müdürlüğünce 02/09/2021 tarihinde dosyasına havale edildiği, borca itiraz dilekçesinde ödeme emrinin 23/08/2021 tarihinde tebellüğ edildiğinin bildirildiği, davacı borçlunun bu tarih itibariyle takipten haberdar olduğu, davacının İİK'nın 62 maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren 7 günden sonra itiraz ettiği, İİK'nun 16.maddesi ve TK'nuna göre usulsüz tebligat şikayetinin öğrenme tarihinden itibaren 7 gün içerisinde mahkemeye yapılması gerektiği, davacı vekilinin kabulünde olduğu gibi davacının usulsüz tebligattan 26/08/2021 tarihinde haberdar olduğu kabul edilse bile bu tarihten itibaren de 7 günlük süre içerisinde davanın açılmadığı, davanın 7 günlük süreden sonra 09/09/2021 tarihinde açtığı anlaşıldığından mahkemece davanın reddine ilişkin kararın yerinde olduğu...

    Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur.” Şikayetçinin bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Hukuk Genel Kurulu'nun 12/02/1969 tarih ve 1967/172- 107 sayılı kararında da benimsendiği üzere, beyan edilen öğrenme tarihinin aksi tanık beyanıyla ispat edilemez. Somut olayda, şikayetçi 3. kişi Fatma Boyraz’a 06.02.2017 tarihinde 103 davet kağıdı tebliğ edilmiş ve buna yönelik olarak usulsüz tebligat şikayeti ileri sürülmemiştir....

    Dışkapı No:2/A Toroslar/MERSİN adresine gönderildiği ve adres kapalı olması nedeniyle Mahalle muhtarına tebligat yapıldığı, en son Özden Huzurevi Müdürlüğü Osmaniye adresine gönderilen satış ilanının 05.02.2018 tarihinde davacı/borçluya bizzat tebliğ edildiği, Eşi Melahat AKINERLER'e yapılan tebligatlardan bilirkişi raporunun Yeni Mah. 33189 Sokak No:2/3 Mezitli/MERSİN adresine gönderildiği ve 08.08.2016 tarihinde bizzat tebliğ edildiği, 103 davet kağıdının aynı adrese gönderildiği ve 14.12.2016 tarihinde bizzat tebliğ edildiği, satış ilanının aynı adrese gönderildiği ve 07.09.2016 tarihinde bizzat tebliğ edildiği anlaşılmıştır. İİK'nun 128/a maddesine göre, Kıymet Takdirinin ilgililere tebliğinden itibaren yedi gün içinde itirazı havi şikayette bulunmak gerekmektedir. İtiraz tarihinden itibaren gerekli masraf ve harç, mahkeme veznesine yatırılır....

    Ancak, somut olayda, davacıya, icra dosyasında gönderilen ve şikayet konusu olan ödeme emri tebliğ mazbatasının tebliğ tarihinin 02/07/2020 tarihi, Bursa 10. İcra Hukuk Mahkemesi'nde açılan dava tarihinin ise 24/06/2020 tarihi olduğu, dolayısıyla, dava tarihinin ödeme emri tebliğ tarihinden önceki bir tarih olduğu anlaşılmaktadır. Davacı taraf haricen, ihtiyati haciz sırasında haberdar olarak dava açtığını ileri sürmüştür. Buna göre, her ne kadar Bursa 10. İcra Hukuk Mahkemesi'nde icra takibine yönelik olarak dava açılmış ise de; kambiyo senetlerine özgü icra takibinde itiraz süresi ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği tarihten başlayacağından ve somut olayda, tebliğ tarihi Bursa 10. İcra Hukuk Mahkemesinde açılan dava tarihinden sonra olduğundan, mahkemece, bu durum gözetilerek şikayetin değerlendirilmesi gerekirken süre yönünden reddine dair verilen karar isabetli değildir....

    İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 08/11/2022 NUMARASI : 2022/877 ESAS - 2022/985 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet, İmzaya ve Borca İtiraz KARAR : Yukarıda ayrıntıları belirtilen mahkeme kararının süresi içinde istinafen incelenmesi davacı tarafından talep edilmekle, görevlendirilen Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonucunda duruşma açılmaksızın gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından müvekkili aleyhine İstanbul 18.İcra Müdürlüğünün 2022/17714 esas sayılı dosyası ile başlatılan kambiyo senetlerine özgü takipte, müvekkiline gönderilen ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, usulsüz tebliğ şikayetinin süresiz şikayet hallerinden olduğunu, protesto çekilmediğinden davalının müvekkiline müracaat hakkı bulunmadığını, imzaya, borca ve fer'ilerine itiraz ettiklerini beyanla takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

    Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren yedi gün içerisinde ...... mahkemesine yapılması zorunludur. Somut olayda, borçlunun ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz yapıldığını ileri sürerek 23.03.2016 tarihinde şikayet yoluyla ...... mahkemesine başvurduğu ve usulsüz tebligattan 18.03.2016 tarihinde haberdar olduğunu beyan ettiği anlaşılmaktadır. Öte yandan, borçlunun ödeme emri tebligatından daha önce haberdar olduğu alacaklı tarafça iddia ve ispat edilmediği gibi ...... dosyasında da bu yönde bir belge ve bilgi bulunmamaktadır....

      Somut olayda; alacaklı tarafından genel haciz yoluyla başlatılan ilamsız takipte, borçlunun ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ve ödeme emrinin takip talebine aykırı şekilde düzenlendiğini ileri sürerek şikayet yolu ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece evrak üzerinde yapılan inceleme sonucunda şikayetin kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır....

      nün 2016/27060 E. sayılı dosyasındaki borçluların hak ve alacaklarının haczi için davacıya İİK. m. 89 gereği 1., 2. ve 3. haciz ihbarnameleri tebliğ edidiğini, tebliğlerin usul ve yasaya uygun olduğu davanın reddi gerektiğini, İİK. m.89 gereği davacı borçlunun 2. haciz ihbarnamesine de itiraz hakkı bulunduğunu ve 2. haciz ihbarnamesinin de 17/10/2022 tarihinde davacı borçlunun eşine tebliğ edildiğini, davacının eşine tebliğ edilen 2. haciz ihbarnamesine itiraz imkanı da varken davacı bu itiraz da yapmadığını ve eldeki şikayeti davasını açtığını, dava memur işlemini şikayet olduğunu, iş bu davanın ikamesine ise taraflarının sebebiyet vermediğini yüksek yargı kararları uyarınca eldeki davada yargılama giderleri ile ücret-i vekaletin davacı üzerinde bırakılması gerektiğini, iş bu nedenle istemin mahkemece kabulüne karar verilecek olsa bile yargılama giderleri ile ücret-i vekaletin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

      UYAP Entegrasyonu