Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Takip dosyasının incelenmesinde; borçluya 19/11/2015 tarihinde örnek 10 nolu ödeme emrinin tebliğ edildiği, borçlunun 23/11/2015 tarihinde yasal sürede icra mahkemesine başvurarak kambiyo şikayeti ile birlikte borca (ve icra dairesinin yetkisine) itiraz ettiği, yine borçlunun, -arasında fiili haciz işlemi uygulanan aracının da bulunduğu adına kayıtlı tüm araçların üzerindeki haciz ve yakalama şerhinin kaldırılması amacıyla- bakiye miktarı itiraz tarihinden sonra 29/12/2015 günü ödediği ve dosyanın aynı tarihte infazen işlemden kaldırıldığı görülmektedir. Açıkça itiraz ve şikayetten vazgeçilmeksizin, borcun cebri icra tehdidi altında ödenmesi itiraz ve şikayeti konusuz kılmaz. Her dava ve şikayet, davanın açıldığı (şikayetin yapıldığı) andaki şartlara göre değerlendirilir....

    DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca usulsüz ödeme emri tebliği şikayetine ilişkindir. Borçlunun tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin başvurusu, İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet niteliğindedir. Şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren yedi gün içinde yapılmalıdır. Öte yandan 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Bu düzenlemeye göre şikayetçinin bildirdiği öğrenme tarihi esas ise de bu tarihin aksi yazılı belge ile ispatlanabilir....

    nun 16'ncı maddesi uyarınca yapılan tebligatın usulsüz olduğunun kabulü gerekir. Bu bahiste borçlunun tebliğ işleminin usulsüz olduğuna ilişkin şikayeti haklı bulunmakla şikayetin kabulüne, Çorlu 4. İcra Müdürlüğü'nün 2018/10039 Esas sayılı dosyasından yapılan takipte borçlu T1 ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunun tespiti ile, borçlunun ıttıla tarihinin 10/10/2019 olduğunun tespitine, takibe süresinde itiraz edilmiş olması halinde icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına ve takip kesinleşmeden konulan hacizlerin fekkine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle; ŞİKAYETİN KABULÜNE, Çorlu 4....

    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın süresi içerisinde açılmadığını, borçluya 02/10/2019 tarihinde tebliğ edildiğini, tebligatın usulüne uygun yapıldığını, davacının imza ve kaşeye ilişkin beyanlarını kabul etmediklerini, çekteki imzanın gerçek olduğunu, davanın reddine karar verilmesini, kötü niyetli olan davacı borçlu aleyhine takip miktarının %20 oranında tazminata hükmedilmesini talep etmiştir. Mahkemece 2019/1070 Esas 2020/440 Karar sayılı kararı ile dosyanın infazen işlemden kaldırılması nedeniyle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiş, söz konusu kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine dairemiz 2021/660 Esas 2021/657 Karar sayılı kararı ile dosyanın infazının şikayet ve itiraz geri alınmadığı sürece usulsüz tebligat şikayeti ve imza itirazının incelenmesine engel teşkil etmeyeceği gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir....

    İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; davacı borçlunun 11/11/2019 tarihinde şikayete konu tebliğ işlemine muttali olduğu, aynı tarihte icra dosyasına itirazda bulunduğu ancak mahkeme huzurundaki şikayetin İİK'nun 16/1. maddesine göre 7 günlük yasal şikayet süresinden sonra 18/12/2019 tarihinde yapıldığı gerekçesiyle usulsüz tebligata dair şikayetin süre aşımından reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; tebligat usulsüzlüğüne dair şikayetlerin süresiz şikayet hallerinden olup, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 2015/19497 E. 2015/29941 K. sayılı 01/12/2015 tarihli ilamında da ; ''ödeme emri tebliği ile borçlu itiraz ve şikayet hakkını kullanabilir....

    Borca itiraz hakkında uygulanması gereken İİK'nun 169/a maddesinin 6. fıkrasında borca itirazın esasa ilişkin nedenlerle reddi halinde takibin muvakkaten durdurulmuş olması koşuluyla alacaklının isteği üzerine borçlunun takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edileceği hükme bağlanmıştır. Somut olayda mahkemece, boçlunun takipten, öğrendiğini beyan ettiği tarihten daha önceki bir tarihte haberdar olduğu tespit edilmiş olup, usulsüz tebliğ şikayeti ve bunun sonucu olarak da borca itirazın süresinde olmadığı görülmektedir....

      Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; şikayete konu ihbarnamenin tebliğ tarihinde davacının tebliğ adresinde ikamet etmediğinin tespit edildiği anlaşıldığından, davacı adına çıkartılan İİK 89/1, 2, 3 haciz ihbarnameleri tebligatlarının usulsüz tebliğ edildiğinin tespiti ile 89/1 haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinin 07.07.2021 tarihi olarak düzeltilmesine, 89/1 haciz ihbarnamesi usulsüz tebliğ edildiğinden 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamelerinin iptaline karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, hükümde kamu düzenine aykırılık da tespit edilmediği gerekçesi ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde alacaklı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B....

        Bu durum karşısında şikayetçinin şikayete konu İİK'nın 89/1, 89/2 ve 89/3 maddeleri uyarınca gönderilen haciz ihbarnameleri tebliğ işlemlerinden kıymet takdir raporunun tebliğ tarihi olan 05/07/2021 tarihinde haberdar olduğu kabul edilecektir. (benzer yönde; Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2021/1184 E 2021/5206 K sayılı kararı) Bu haliyle, usulsüz tebliğe ilişkin şikayetin öğrenme tarihi olan 05/07/2021 tarihinden itibaren yedi günlük süre içerisinde yapılmadığı anlaşıldığından süre aşımı nedeniyle reddine, usulsüz tebliğ şikayeti reddedildiğinden, usulsüz tebliğ iddiasına dayalı diğer taleplerin esastan reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmış olup, mahkemece tüm taleplerin esastan reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Hak düşürücü süre kamu düzenine ilişkin olduğundan resen gözetilecektir....

        DAVA KONUSU : Usulsüz Tebligat Şikayeti ve Gecikmiş İtiraz KARAR : Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı alacaklı tarafından müvekkili aleyhine Gümüşhane İcra Müdürlüğünün 2021/637 Esas sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibi uyarınca gönderilen ödeme emrinin usule aykırı şekilde tebliğ edildiğini, müvekkilinin tebliğ işleminden 18.05.2021 tarihinde haberdar olduğunu, öte yandan usulsüz tebligat şikayetinin reddi halinde gecikmiş itiraz talebinde bulunduklarını ileri sürerek öncelikle usulsüz tebligat şikayetinin kabulüyle tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesine aksi halde gecikmiş itiraz talebinin kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        İcra emri tebliğinin usulsüz olması sebebiyle tebliğ tarihinin belirlenmesi gerektiği yönündeki istinaf sebebinin incelenmesinde; Şikayetçi tarafça icra emri tebliğinin usulsüz olduğu belirtilerek, şikayet dilekçesinin netice talep kısmında icra emri ve takibin iptali talebinin yanında tebligatın iptalinin de istendiği, mahkemece icra emri tebliğinin usulsüz olduğunun kabul edildiği ancak buna ilişkin bir hüküm kurulmadığı, takibin ve icra emrinin iptaline yönelik şikayete ilişkin kısmen kabul kararı verildiği görülmektedir....

        UYAP Entegrasyonu