talep etmiş, mahkemece; borçlu tarafından, 103 davetiyesinin tebliğinin usulsüz tebliğ edildiğine dair ayrı bir şikayet davası açıldığı ve tebliğ tarihinin düzeltildiği iddia ve ispat olunmadığından bahisle 103 davet kağıdı tebliğ tarihine göre şikayetin süreden reddine karar verilmiştir....
Şikayetçi borçlu vekili ilk tebligatın usulüne uygun olmadığını yanlış adreste tebliğ edilmeye çalışıldığını iddia etmiş ise de, TK 21/2'ye göre tebligat yapılan adresin mernis adresi olduğu, mernis şerhiyle tebliğ edildiği, tebliğ iade gelen tebligat ile tebliğ gerçekleştirilmediğinden ilk tebligatın usulsüz olduğu iddiasına itibar edilmeyerek ,yapılan tebligat usulüne uygun olduğundan usulsüz tebligat ilişkin şikayetin reddine, davacının ödeme emrine dayanak belgenin eklenmediği şikayeti yönünden ise bu şikayetin 7 günlük şikayet süresine tabi olup, süresinde başvuru yapılmadığına ilişkin gerekçesinde isabetsizlik bulunmamaktadır....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/05/2021 NUMARASI : 2021/240 ESAS 2021/434 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (İcra Memur Muamelesi) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde istinaf yolu ile tetkikinin istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için düzenlenen inceleme raporu dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, icra takibinde 07/04/2021 tarihinde ödeme emri ve icra dosyasından haberdar olduğunu, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek tebliğ işlemine yönelik şikayette bulunmuş aynı zamanda borca itiraz etmiştir. Mahkemece; Her ne kadar “Galdı Abdullahzade” adına ödeme emri tebliğe çıkartılmış ise de böyle birisi takip tarihi itibariyle bulunmadığından bu tebliğ işlemi geçersizdir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından genel kredi sözleşmesine dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip başlatıldığı, şikayetçinin icra mahkemesine şikayet yoluyla yaptığı başvuruda, icra emrinin tebliğ edilmediğini, usulsüz yapılan tüm tebligatların iptalini, icra takibinin iptali ile satış işleminin durdurulması için tedbir kararı verilmesini talep ettiği, mahkemece, şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmıştır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacı 3.kişi şirket vekilinin Adana 11.İcra Dairesinin 2017/5692 esas sayılı sayılı dosyasına verdiği dava dilekçesinde haciz ihbarnamelerinden 13/01/2021 tarihinde haberdar olduklarını beyan ettiğinden davacının en geç 13/01/2021 tarihi itibariyle haciz ihbarnamelerinden haberdar olduğunun kabulü gerektiği, davanın usulsüz tebligat nedeni ile şikayet mahiyetinde olup süreye tabi olduğu, 13/01/2021 tarihinde takipten ve haciz ihbarnamesi tebliğinden haberdar olduğu, buna karşın dava tarihinin 26/01/2021 olmakla, davacının usulsüz tebligata ilişkin davasının yasal süre içerisinde açmadığı anlaşıldığı, keza icra dosyası kapsamında haciz ihbarnamelerinin tebliğ tarihinin düzeltilmesi hususunda bir ilam ibraz edilmediği, usulsüz tebliğ ile tebliğ tarihinin düzeltilmesi hususunda mahkeme ilamı ibraz edilmediği sürece bu hususun resen nazara alınamayacağı, icra dosyası kapsamında haciz ihbarnamelerinin tebliğ tarihleri itibariyle yasal süresi içerisinde...
Şti aleyhine genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlunun şikayet yoluyla icra mahkemesine yaptığı başvuruda, örnek 7 ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini ileri sürerek tebliğ tarihinin 22.08.2017 olarak düzeltilmesini talep ettiği, ilk derece mahkemesince, iade edilen 06.03.2017 tarihli tebligatta muhatabın taşındığını beyan eden komşunun kim olduğunun belirtilmediği, isim verebilecek başka bir komşu da araştırılmadan yapılan tebliğ işlemi usulsüz olduğundan daha sonra Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre yapılan ödeme emri tebliğ işleminin de usulsüz olduğu gerekçesi ile şikayetin kabulüne ve tebliğ tarihinin 22.08.2017 tarihi olarak belirlenmesine karar verildiği, bu karara karşı alacaklı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, bölge adliye mahkemesince, ilk çıkartılan ödeme emrinin muhatabın gösterilen adresten taşındığı gerekçesi ile iade edildiği, komşunun beyanının alınmasının gerekmediği, borçlu şirketin ticaret sicilinde kayıtlı adresinin...
Ancak, mahkemece Dairemizin kaldırma kararından sonra; ilk derece Mahkemesince satış ilanının usulsüz tebliğine yönelik şikayet bakımından tefrik kararı verilmesi ve hesap kat ihtarı tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik şikayet bakımından değerlendirme yapılması yerinde ise de; dava dilekçesinde şikayet konusu yapılan icra emri ve kıymet takdiri raporunun usulsüz tebliğine yönelik şikayet bakımından yine hiçbir değerlerdirme yapılmaması HMK'nun 297/2. maddesine aykırı olmuştur. Dairemizin HMK'nın 353/1- a-6. maddesi uyarınca verilen kaldırma kararı ile ilk hüküm ortadan kaldırıldığından mahkemece yapılacak yargılama sonucunda yeniden verilecek kararda yine taleplerin değerlendirilmesi ve karar verilmesi zorunludur. Bu nedenle davacının icra emri ve kıymet takdiri raporu tebliğine ilişkin şikayet nedenleri değerlendirilmelidir....
Aynı maddenin son fıkrasına göre kıymet taktirine karşı yapılan şikayet hakkındaki icra mahkemesi kararı kesin olup temyiz edilemez. Şikayetçi icra dairesinin kıymet taktir işlemine karşı 7 gün içinde şikayet yoluna başvurmuş ise, icra dairesinin ve icra mahkemesinin yaptırmış olduğu kıymet taktirinin usulsüz olduğundan bahisle İİK.nun 134.maddesine göre ihalenin feshini talep edebilir. Mahkeme bu halde ihale konusu taşınmazın kıymetini yaptıracağı keşif ve bilirkişi incelemesi ile tespit ettirdikten sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilir....
Somut olayda; davacı borçlu dava dilekçesinde, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği ve davalının takip hakkı bulunmadığına ilişkin şikayetleri ile birlikte imzaya ve borca itirazlarını da ileri sürmüştür. İcra dosyası incelendiğinde, davacıya gönderilen ödeme emrinin bila tebliğ iadesi üzerine, mernis adresine TK'nın 21/2.maddesine göre gönderilen ödeme emrinin usulüne uygun olarak davacıya 20.05.2022'de tebliğ edildiği, UYAP sisteminden yapılan araştırmada evrak işlem kütüğü kayıtlarına göre de davacının takipten en geç 17.06.2022 tarihi itibariyle haberdar olduğu halde usulsüz tebliğ şikayetini 07.11.2022 tarihinde 7 günlük şikayet süresi geçtikten sonra ileri sürdüğü, kambiyo takibine yönelik şikayetin, imzaya ve borca itirazın da yasal 5 günlük süre geçtikten sonra ileri sürüldüğü anlaşıldığından, Mahkemece davanın süreden reddine karar verilmesi isabetlidir....
Mahkeme; kıymet takdir işlemine ilişkin keşif tarihinin 12.03.2020 olduğu, ihale tarihinin ise 22.10.2021 olduğu, iki yıllık sürenin geçmediği, satış ilanının 17.08.2021 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, davacının satış ilanı tebliğ işlemi usulsüzlüğüne dair herhangi bir iddiasının bulunmadığı, dolayısıyla kıymet takdir raporuna karşı itiraz sebeplerinin 17.08.2021 tarihinden itibaren İİK'nın 16/1. maddesinde öngörülen yasal yedi günlük sürede icra mahkemesi nezdinde şikayet konusu yapılmış olması gerektiği, yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanların, aynı şikayet nedenleri ile ihalenin feshini talep edemeyeceği gerekçesiyle şikayetin reddine ve davacının ihale bedelinin % 10'u oranında para cezası ödemeye mahkum edilmesine karar vermiştir....