Davalı İlknak vekili cevap dilekçesinde özetle, fesih nedeni olarak ileri sürelen hususların yasal şikayet süresinde şikayet konusu yapılmadığından artık ihalenin feshi nedeni yapılmasının mümkün olmadığını, davacı tarafından bedel düşüklüğü şikayet konusu olmadığından artık ihalenin feshi nedeni olamayacağını, yine KDV oranı yönündeki fesih sebebi hakkında da satış ilanının davacı tarafça tebliğ alınmasından sonra şikayete konu edilmediğini, ayrıca satış ilanı tebligatının usulsüz olduğu sebebiyle ihalenin feshini isteme hakkının sadece kendisine usulsüz tebligat yapılan ya da hiç tebligat yapılmayan kişiye ait olduğunu belirterek, davanın reddini, davacının ihale bedelinin %10 oranında para cezasına mahkum edilmesini istemiştir....
A R A R Borçlu vekili ödeme iddiaları yanında icra emrinin vekile tebliğ edilmesi gerekirken asile tebliğ edildiğini, takibin kesinleştilerek taşınmaz ve araç haczi yapıldığını, bu nedenle takibin iptali ile haciz işlemlerinin kaldırılmasını talep etmiş, 25.11.2013 havale tarihli dilekçesin de ise, taleplerinin takip kesinleşmeden verilen haciz kararına ilişkin İcra Müdürlüğü işlemine yönelik şikayet olduğunu, takibin iptali, menfi tespit vs haklarını saklı tuttuğunu bildirerek yasaya aykırı olan hacizlerin kaldırılmasını istemiştir. Mahkemece;...Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2001/258-2002/36 E. .... sayılı ilamına ilişkin takipte borçlu vekiline tebligat yapılmadığı, takip kesinleşmeden verilen haciz kararının iptali gerektiği gerekçeleriyle, takibin iptaline ve haczin kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm alacaklı tarafından temyiz edilmiştir. HMK'nın 26. maddesi " hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez....
Kıymet takdirine ilişkin rapor; borçluya, haciz koydurmuş alacaklıya ve diğer ipotekli alacaklılara tebligatın yapıldığı icra dosyasındaki, ayrıca bildirilmiş bulunması hali müstesna olmak üzere, tapudaki mevcut adresleri esas alınmak suretiyle tebliğ edilir. İlgililer, icra dairesinin kıymet takdiri işlemine karşı şikayet yolu ile icra mahkemesine başvurarak düzenlenen raporun gerçeği yansıtmadığını ileri sürebilirler. Yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, kıymet takdirinin usulsüz olduğundan bahisle ihalenin feshini talep edemezler. Somut olayda ... 2. İcra Müdürlüğünün 2011/10561 sayılı talimat dosyasında yapılan kıymet takdiri, borçluya 15.12.2011 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir. Şikayetçi tarafından kıymet takdiri raporuna karşı İcra Mahkemesi nezdinde herhangi bir başvuru olmadığı görülmektedir. Açıklanan nedenlerle şikayetin reddi gerekirken, yazılı gerekçeyle ihalenin feshine dair hüküm tesisi isabetsizdir....
Buna göre ise ihalenin feshi istemlerinde şikayet süresi İİK’nun 134.maddesine göre belirlenmelidir. İİK’nun 134/2.maddesi uyarınca ihalenin feshi ihale tarihinden itibaren yedi gün içinde istenebilir. İİK’nun 134/6.maddesi gereğince satış ilanı tebliğ edilmemiş veya satılan malın esaslı vasıflarındaki hataya veya ihalede fesada bilahare vakıf olunmuşsa şikayet müddeti öğrenme tarihinden başlar. Aynı maddede bu müddetin ihale tarihinden itibaren bir seneyi geçmeyeceği açıklanmıştır. Görüldüğü gibi, İİK’nun 134.maddesinde, İİK’nun 16.maddesinde olduğu gibi süresiz şikayete ilişkin bir düzenleme mevcut değildir....
Borçlu vekili, şikayet dilekçesinde müvekkilinin takipten 10/02/2020 tarihinde haberdar olduğunu beyan etmiş ise de, Örnek 10 ödeme emri tebliğinin bizzat borçlunun eşi imzasına 16/01/2020 yapıldığı ve böylelikle borçlu Perihan'ın takipten haberdar olduğu, ayrıca mahkememizin 2020/57 Esas sayılı dosyasında aynı icra dosyasına ilişkin yapılan usulsüz tebligat şikayetinin reddine karar verildiği, buna göre ıttıla tarihinin tebliğ tarihi olan 16/01/2020 olduğu ve bu tarihten itibaren 7 günlük şikayet süresi içerisinde dava açılması gerekirken yasal süre geçirildikten sonra 26/02/2020 tarihinde mahkememize başvurulduğu anlaşılmakla yetki itirazının, borca ve imzaya itirazın süresinde yapılmadığından reddine, usulsüz tebligata ilişkin memur işlemine yönelik şikayetin ise mahkememizin 2020/57 esas sayılı dosyasında karar daha önce karar verildiğinden karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." gerekçesiyle "Davanın (yetki itirazının, borca ve imzaya...
Bu durumda ödeme emri tebligatının usulsüzlüğüne yönelik şikayetin reddine ilişkin karar kesinleşmediğinden temerrüt olgusunun gerçekleştiği veya gerçekleşmediği söylenemez, Bölge Adliye Mahkemesi'nin temerrüdün başlangıç tarihinin, dava dilekçesinin tebliğ tarihi olan 04.04.2017 olduğuna ilişkin kabulü de doğru değildir. Bu durumda davalı tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesinde şikayet yoluyla ileri sürerek usulsüz tebliğ tarihinin düzeltilmesini istediğine göre, Mahkemece şikayete ilişkin kararın kesinleşmesi beklenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, şikayet dosyasının kesinleşmesi beklenmeden karar verilmesi doğru olmadığından, istinaf başvurusunun esastan kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğu gerekçesiyle ödeme emri tebliğ tarihinin davacının usulsüz tebliğ işlemine muttali olduğu 05.07.2022 tarih olarak tespitine ve icra takibine yapılan itirazın süresinde olduğuna karar vermesi gerekirken, ödeme emri tebliğ işleminin iptaline, takip kesinleşmeden konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkeme tarafından tebligatın usulsüzlüğüne ve itirazın süresinde olduğuna karar verilmesi halinde varsa hacizlerin kaldırılması ve takibin durdurulması işleminin icra dairesi tarafından yapılacak işlemler olduğunu, ayrıca şikayet konusu olmamasına rağmen mahkemenin re'sen takibin iptaline karar vermesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili aleyhine vekalet ücretine karar verilmesinin de hatalı olduğunu beyan ederek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir....
Dava, ödeme emrinin borçluya usulsüz tebliğ şikayetine ilişkin olup ilk derece mahkemesince de açıklandığı üzere; ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin şikayet, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren yedi günlük sürede icra mahkemesine yapılmalıdır. Davacının takipten haberdar olduğunu beyan ettiği 15.03.2021 tarihinden itibaren 7 günlük şikayet süresi geçtikten sonra 08.07.2021 tarihinde usulsüz tebliğ şikayetinde bulunduğu açıktır....
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı borçlunun yasal süre içerisinde yetkiye itiraz etmediğini, yasal süresi içerisinde icra dairesinin yetkisine itiraz edilmemesi halinde icra dairesinin yetisinin kesinleşeceğini, icra dairesinin yetkisine ilişkin şikayet yoluna gidilemeyeceğini, davacı tarafın satış isteyerek hakkını kötüye kullandığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe; Uyuşmazlık, ilamsız icra takibinde usulsüz tebliğ şikayeti yanında 06/12/2021 tarihli müdürlük işlemine yönelik şikayet ile birlikte sair itirazlara ilişkindir. Küçükçekmece 3 İcra Müdürlüğünün 2017/7857 Esas sayılı takip dosyası ile davalı/alacaklı tarafından davacı borçlu hakkında ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin 17/07/2017 tarihinde bizzat davacının kendisine tebliğ edildiği, davanın ise 06/12/2021 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır....
Ancak, yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, aynı şikayet nedenleri ile ihalenin feshini talep edemezler. Somut olayda, satış ilanının davacıya tebliği usulüne uygun olup, satışa hazırlık işlemine ilişkin şikayet niteliğinde olan kıymet takdirine itirazın, satış ilanı tebliğinden itibaren yasal 7 günlük süre içerisinde şikayet konusu yapılmadığı dosya kapsamı ile sabittir. Öyleyse, süresinde şikayet edilmeyen satış öncesi işlem kesinleştiğinden, artık bu hususa dayalı olarak ihalenin feshi istenemez ( Yargıtay 12. HD'nin 18.01.2021 tarihli, 2020/8322 E, 2021/478 K. sayılı içtihadı)....