DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :Uyuşmazlık, Gelibolu İcra Müdürlüğü'nün 2020/615 Esas sayılı dosyasında kambiyo vasfına yönelik şikayete ilişkindir. İİK'nun 168/3. maddesi hükmü gereğince; kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla yapılan takiplerde, borçlunun, takibe dayanak yapılan senedin kambiyo vasfını haiz olmadığına ilişkin şikayetini 5 gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir. Bu süre, hak düşürücü nitelikte olup, mahkemece re'sen gözetilmelidir. Somut olayda, davacı - borçlu tarafından vasfa şikayette bulunulduğu, dava dilekçesinde ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik bir iddiada bulunulmadığı, davacı - borçluya ödeme emrinin 11/01/2021 tarihinde tebliğ edildiği, yasal 5 günlük şikayet-itiraz süresinin sona ermesinden çok sonra 14/12/2021 tarihinde icra mahkemesine başvurulduğu anlaşıldığından, davanın süreden reddi yönündeki mahkeme kararı usul ve esas yönünden hukuka uygundur....
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Borçlu davacı, icra mahkemesine başvurusunda, örnek 10 ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini ileri sürerek yaptıkları usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile Mahkeme kesinleşmiş kararı ile ödeme emrinin ve 103 davetiyesi tebliğ işlemlerinin iptal edilmesi nedeniyle icra müdürlüğünün hacizlerin kaldırılması taleplerinin reddine ilişkin 07/07/2018 tarihli kararının usulsüz olduğunu ileri sürerek iptali ile hacizlerin kaldırılmasını istemiştir. Takip dosya örneğinin incelenmesinde İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/829 D.İş sayılı ihtiyati haciz kararı üzerine, ihtiyati haciz kararının infazı ile birlikte kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile ilamsız icra takibine giriştikleri, haciz işlemleri gerçekleştirildiği, takibin devamı esnasında davacıya 16/10/2017 tarihinde tebliğ edilen örnek no 10 ödeme emri tebliğ işleminin İstanbul 8....
İlk derece mahkemesince, haczedilmezlik şikayeti ve kıymet takdir işlemine yönelik şikayetler hakkında hüküm kurulmuş ise de; şikayetçilere gönderilen ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine ve şikayetçilerden T2 gönderilen 103 davet kağıdının usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayetler hakkında inceleme yapılmadığı ve olumlu/olumsuz bir hüküm kurulmadığı görülmüştür. Usulsüz tebligat şikayetinin incelenmesi, haczedilmezlik şikayetinin yasal 7 günlük sürede yapılıp yapılmadığının tespiti yönünden de önem taşımaktadır....
Öte yandan, borçlunun kendisine gönderilen tebligatın usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması “şikayet” olup, İİK’nun 16/1. maddesi gereğince, şikayetin, öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması gereklidir (HGK'nun 05/06/1991 tarih ve 91/12- 258 E. - 91/344 K. sayılı kararı). Somut olayda, davacı tarafından 10.10.2019 tarihli dilekçe ile dosya sureti istenmiş ve usulsüz tebliğden haberdar olunmuş, bu tarihten itibaren yasal 7 günlük süre içerisinde 11.10.2019 tarihinde usulsüz tebligat şikayetinde bulunulmuş olup, dosya içerisinde usulsüz tebliğden daha önce haberdar olunduğuna ilişkin herhangi bir belge ve bilgiye rastlanmamıştır....
; müvekkilince haksız ve hukuka uygun olmayan kambiyo takibi sebebiyle ödenen ---- ödeme tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasa’nın 2 ve 4-a madde hükümleri gereğince hesaplanacak faizi ile birlikte davalıdan istirdadına karar verilmesini, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin karşı tarada tahmiline karar verilmesini talep etmiştir....
İcra Müdürlüğü olduğunu, borca ve fer'ilerine de itiraz ettiklerini beyanla şikayet ve itirazlarının kabulü ile tazminata hükmedilmesini talep etmiştir....
İlk derece mahkemesi; şikayet konusu tebliğ mazbatası incelendiğinde, tebliğin aynı işyerinde çalışan Ferda Yılmaz imzasına tebliğ edildiğinin görüldüğü, tebliğ işleminin yetkili temsilcilere neden yapılamadığı hususunda araştırma yapılmadığı ve yetkili temsilciye yapılamama sebebinin mazbataya tevsik edilmediği ve TK'nın 13. maddedeki usul ve aşamalar izlenmeden aynı işyerinde çalışan notuyla tebliğ edildiği, bu şekilde ikmal edilen tebliğ işlemine hukuki sonuç bağlanamayacağı ve dosya kapsamında şikayetçinin icra dosyasından başka bir şekilde haberdar olduğuna dair bilgi ve belge bulunmadığı, şikayetin yerinde görüldüğü ve öğrenme tarihi olarak beyan edilen tarihin tebliğ tarihi olarak düzeltilmesine karar vermek gerektiği, usulsüz tebliğ halinde ödeme emrinin tümden iptali gerekmediği, düzeltilen tebliğ tarihine göre bu tarihten önce gerçekleştirilen hacizler takip kesinleşmeden yapıldığından kaldırılması gerektiği, davalı/alacaklı taraf dava açılmasına sebebiyet vermediğinden ve şikayet...
DAVA KONUSU : USULSÜZ TEBLİĞ NEDENİYLE ŞİKAYET KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı-borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul 28. İcra müdürlüğünün 2018/4672 E sayılı dosyasında davalı-alacaklı tarafından müvekkil hakkında kambiyo senetlerine mahsus yolla takip yapıldığını, ödeme emri tebliğinin usulsüz olarak site güvenlik görevlisine yapıldığını, müvekkilin takipten e-devlet sistemi üzerinden 26/04/2018 tarihinde haberdar olduğunu, ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve ödeme emrinin iptali talepli usulsüz tebliğ için şikayet davası açılmış olup davanın İstanbul 22....
Buna göre muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olandan hiçbiri gösterilen adreste bulunmasa, tebliğ memurunun adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar kurulu ve meclisi üyeleri, zabıta amiri ve memurlarından tahkik ederek beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp altını imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde de bu durumu yazarak kendisinin imzalaması gerekir. Muhatap ölmüşse veya gösterilen adresten devamlı olarak ayrılmış ve yeni adresi de tebliğ memurunca tespit edilmemişse, tebliğ evrakı çıkaran mercie geri gönderilir. Tebligat Tüzüğü'nün 28/2. maddesinde muhatabın ölmüş olması veya gösterilen adresten devamlı olarak ayrılmış ve yeni adresinin tebliğ memurunca tespit edilmemiş bulunması halinde, tebliğ evrakının iade edileceği yazılıdır....
ye borçlunun adı geçen şirkette çalışması nedeniyle maaş haczi müzekkeresi gönderildiği, şikayetçi tarafından müzekkereye cevap verilmemesi nedeniyle İİK'nun 356. maddesi gereğince şikayetçinin takip dosyasına borçlu olarak kaydedildiği ve araçlarına haciz uygulandığı, şikayetçi tarafından şikayet tarihi ile aynı gün olan 21.01.2016'da dosya borcunun tamamının icra müdürlüğü hesabına banka havalesi yoluyla ödendiği görülmektedir. Şikayetçi tarafından açıkça şikayetten vazgeçilmedikçe dosya borcunun ödenmiş olması, icra mahkemesince usulsüz tebligat ve haczin kaldırılmasına ilişkin şikayetin incelenmesine engel teşkil etmez. Her dava (ve şikayet) yapıldığı andaki şartlara göre değerlendirilmelidir....