WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

A.Ş.’ye verilen kambiyo senetlerinin haczinin mümkün olmadığını, haciz işleminin geçersiz olduğunu ileri sürerek, sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, iddia ve tüm dosya kapsamına göre, şikayetçi şirketin borçlu, diğer şikayetçilerin ise takip dışı kişiler oldukları, kural olarak sıra cetvelinde yer alan veya yer alması gerektiğini iddia eden alacaklıların sıra cetveline ilişkin şikayet hakları bulunduğu, borçlunun ise ancak haciz işlemine karşı şikayet hakkı bulunduğu ve bu yöndeki talebinin 2016/640 E. sayılı dosyada değerlendirildiği gerekçesiyle, şikayetin reddine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi kararına karşı şikayetçiler vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 17....

    ve yasaya aykırı olduğunu, ayrıca müvekkiline yapılan fiziki tebliğ işlemlerinin de usulsüz olduğunu belirterek öncelikle takibin teminatız olarak tedbiren durdurulmasına, akabinde davanın kabulüne, ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğüne, tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 04/03/2022 olarak düzeltilmesine, takibe, yetkiye, borca ve ferilerine yaptıkları itirazların yasal süresi içinde olduğunun kabulüne ve takibin durdurulmasına dair karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    İcra Müdürlüğü'nün 2019/5141 talimat sayılı dosyasında 27/01/2021 tarihinde taşınma ihalesi yapıldığını, ihalenin usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkiline satış ilanının usulsüz tebliğ edildiğini, kıymet takdirine ilişkin raporun da usulsüz tebliğ edildiğini, taşınmazın değerinin çok altında bir bedelle satıldığını, taşınmazın değerinden satış günü haberdar olduklarını ve kıymet takdirine ilişkin itiraz davası açtıklarını, satış ilanının yasaya belirtilen sürede icra müdürlüğü divanhanesine ve belediye divanhanesine asılmadığını, ilan yapılan gazetenin tirajının 50.000'in altında olduğunu söyleyerek ihalenin feshine karar verilmesini istemiştir. Davalı Aydın Karakoç vekili cevap dilekçesinde özetle; kıymet takdiri raporunun ve satış ilanının borçluya tebliğ edildiğini, davacıya tebligat yapılan adresin mernis adresi olduğunu söyleyerek davanın reddini istemiştir....

    neticesinde davacı tarafın muhafaza ve yediemin değişikliği işlemine ve satışa hazırlık işlemlerine ilişkin verilen karara yönelik İİK.nun 363/1 ve 365/son maddeleri uyarınca KESİN olmak üzere, davacının takip kesinleşmeden haciz ve yakalama kararı verilemeyeceği gerekçesi ile icra müdürlüğünün bu yöndeki işlemine ilişkin verilen karar yönünden İcra ve İflas Kanunu'nun 364/1 ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 361- (1). ve 365- (1). maddeleri uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, dairemize yahut temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek dilekçe ile Yargıtay ilgili hukuk dairesine gönderilmek üzere TEMYİZ yoluna başvurulabileceğine, 31/05/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre ,davalı tarafından davacınında aralarında bulunduğu borçlular hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde bulunulduğu davacı şirket ve diğer borçlu şirketler hakkında 26.08.2019 tarihinde alacaklı vekili tarafından takip şeklinin kambiyo senetlerine özgü iflas yolu olarak değiştirildiği ve davacıya örnek 12. Nolu ödeme emrinin tebliğ edildiği ,davacı vekili tarafından itiraz ve şikayette bulunulduğu ilk derece mahkemesi tarafından şikayetin süreden reddine karar verildiği, davacı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır. İİK.'nun 172. maddesinde; “Ödeme emrine itiraz veya şikayet etmek isteyen borçlu, ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün içinde her türlü itiraz veya şikayetini sebepleri ile birlikte diğer tarafa tebliğ edilecek nüshadan bir fazla dilekçe ile icra dairesine bildirmeye mecburdur....

    İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : İlk derece mahkemesince, yerinde görülen tebliğ işlemine yönelik şikayetin kabulü ile 22.12.2020 tarihli ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz ve geçersiz olduğuna, TK'nun 32. maddesine göre tebliğ tarihinin öğrenme tarihi bildirilmediğinden dava tarihi olan 15.01.2021 olarak düzeltilmesine, dair karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ : İlk derece mahkemesi kararına karşı, davalı vekili yasal süresi içerisinde istinaf talebinde bulunmuş, gerekli harçlar yasal süresinde yatırılmıştır. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ihtiyati haciz kararına itiraz eden davacıların tebliğe muttali olduklarını, memur muamelesini şikayet olan davada müvekkili aleyhine vekalet ücretine ve yargılama giderine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkili kurumun tebliğ usulsüzlüğüne ilişkin olarak hiçbir kusuru bulunmadığını, mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini belirtmiştir....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre davalı tarafından davacı hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde bulunulduğu ,davacı tarafından imzaya ve borca itirazda bulunulduğu ,belgenin tasdikli suretinin gönderilmediği iddiası ile şikayette bulunulduğu ,ilk derece mahkemesi tarafından davanın süreden reddine karar verildiği davacı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır. Davacı vekili dava dilekçesinde takipten tebligatla haberdar olunduğunu beyan etmiş, tebligatın usulsüz olduğuna ilişkin iddia ve şikayette bulunulmamış istinaf dilekçesinde ödeme emri tebligatının usulsüz olduğu ileri sürülmüştür....

    GEREKÇE: Uyuşmazlık, bonoya dayalı kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte, davacı borçluya gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usule uygun olup olmadığı, buna dayalı olarak hacizlerin kaldırılmasının gerekip gerekmediği ve takibe konu bononun teminat senedi olup olmadığı hususlarında toplanmaktadır. Mahkemece usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne, tebliğ tarihinin dava tarihi olarak tespitine, hacizlerin kaldırılması talebinin icra dairesince değerlendirilmesine karar verilmiş olup, bu kararlar yönünden taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmamıştır. İstinaf incelemesi, bononun teminat senedi olduğu iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle buna ilişkin talebin reddine dair karar yönünden yapılacaktır. Mahkemece usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne ve dava tarihinin tebliğ tarihi olarak belirlenmesine karar verildiğinden ve bu karar istinaf edilmeksizin kesinleştiğinden, teminat iddiasına dayalı itirazın da süresinde olduğu kabul edilecektir....

    HMK'nın 357/1.maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemelerince re'sen gözönüne tutulacaklar dışında ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemeyeceği gibi yeni delillere de dayanılamayacağından, dava dilekçesinde ileri sürülmeyen ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin şikayetin istinaf aşamasında incelenmesi mümkün değildir. Ayrıca, davacının kefile yönelik takip başlatılamayacağı ve takibe dayanak senette adi kefil olduğuna yönelik itirazları ve dava dilekçesinde belirtilen itiraz ve şikayetleri borca itiraz niteliğinde olmakla yasal 5 günlük itiraz süresine tabidir....

    Davalı T3 Vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının asılsız olduğunu, şikayetçinin şikayet dilekçesinde usulsüz olduğunu belirttiği 12.12.2018 tarihli ödeme emri tebliğ işleminden sonra kendisine 05.04.2019 tarihli bilirkişi raporunun tebliğ edildiğini, davacının bilirkişi raporu tebliğ işleminin usulsüz olduğuna dair herhangi bir iddia ve şikayette bulunmadığını, usulsüz tebligat iddiasının şikayet niteliğinde olduğunu, İİK nun 16/1 maddesi gereğince 7 günlük süreye tabi olduğunu, ileri sürülmediği takdirde mahkemece resen nazara alınamayacağını, tebligat işleminin usulsüzlüğünün kamu düzeni yönünden resen incelenecek hususlardan da olmadığını, yerel mahkemenin davacının tebliğ ıttıla tarihi olarak bilirkişi raporunun tebliğ tarihi olan 05.04.2019 tarihini tespit etmesinin hukuka uygun olduğunu beyan ederek, davacı tarafın istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir....

    UYAP Entegrasyonu