Bu durum karşısında şikayetçinin şikayete konu İİK'nın 89/1, 89/2 ve 89/3 maddeleri uyarınca gönderilen haciz ihbarnameleri tebliğ işlemlerinden kıymet takdir raporunun tebliğ tarihi olan 05/07/2021 tarihinde haberdar olduğu kabul edilecektir. (benzer yönde; Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2021/1184 E 2021/5206 K sayılı kararı) Bu haliyle, usulsüz tebliğe ilişkin şikayetin öğrenme tarihi olan 05/07/2021 tarihinden itibaren yedi günlük süre içerisinde yapılmadığı anlaşıldığından süre aşımı nedeniyle reddine, usulsüz tebliğ şikayeti reddedildiğinden, usulsüz tebliğ iddiasına dayalı diğer taleplerin esastan reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmış olup, mahkemece tüm taleplerin esastan reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Hak düşürücü süre kamu düzenine ilişkin olduğundan resen gözetilecektir....
Haciz ihbarında bulunulan 3.kişinin kendisine gönderilen haciz ihbarı tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürmesi İİK'nun 16. maddesi anlamında bir "şikayet" olup, aynı Yasanın 16/l. maddesi gereğince bu şikayetini işlemi öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede icra mahkemesine yapması gerekir. Hukuk Genel Kurulu'nun 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 Esas-1991/344 Karar sayılı ilamında da vurgulandığı üzere, seçilen takip şekline göre borçlunun icra dairesine itiraz etmesinden ayrı olarak yedi günlük şikayet süresi içinde tebliğ tarihinin düzeltilmesi için icra mahkemesine başvurması zorunludur....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı borçlu (3.kişi) KB Efsane Pet....A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; dosya incelendiğinde, usulsüz tebligat yapıldığının görüleceğini, müvekkili şirkete yapılan 1.Haciz ihbarnamesi, 2.Haciz ihbarnamesi ve 3.Haciz ihbarnamesinin şirket bünyesinde dahi çalışmayan müvekkili şirketle ilgisi olmayan şahıslara usulsüz olarak tebliğ edildiğini, söz konusu tebliğ parçaları incelendiğinde, TK. 12 ve 13....
itirazlarının kabulü ile takibin durdurulmasını ve ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 11.08.2015 olarak düzeltilmesini istediği, mahkemece şikayetin kabulü ile borçluya gönderilen 04.08.2015 tarihli tebligatın iptali ile tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 11.08.2015 olarak tespiti ile, borçlu yönünden takibin devamına ilişkin kararın kaldırılarak takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır....
“Yabancı unsur, herhangi bir hukuki olay veya işlemi, hakimin mensup olduğu devletin hukuk düzeni dışında, en az bir veya daha fazla hukuk düzeni ile irtibatlı hale getiren unsurdur. ….Vasıflandırmaya ilişkin genel prensibi uyguladığımızda, öncelikle bir belgenin kambiyo senedi dolayısıyla kıymetli evrak niteliği taşıyıp taşımadığı hakimin hukukuna ve gerektiğinde mukayeseli hukuka göre tespit edilecektir. Hakim bunu yaparken senedin kendi hukukunda kabul edilen kıymetli evrak ve kambiyo senedinin müşterek özelliklerini taşıyıp taşımadığına bakmalı; yoksa poliçe, bono veya çek için kendi hukukunun öngördüğü tüm şartların ve özellikle şekil şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğine bakmamalıdır [15]” (Yrd. Doç. Dr. Mesut Aygün, AÜHFD, 61 (3) 2012:925-972/sayfa 929-933) 5718 sayılı Kanunun 2/1. maddesinde, hakimin, Türk kanunlar ihtilafı kurallarını ve bu kurallara göre yetkili olan yabancı hukuku re’sen uygulayacağı belirtilmiştir....
Şikayetçi borçlunun şikayet dilekçesinde ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna yönelik bir iddiasının bulunmadığı, bu hususun şikayetçinin istinaf dilekçesinde de, “şikayet dilekçemizde tebligatın usulsüz yapıldığına dair bir itirazımız olmamasına rağmen” şeklinde ikrar edildiği görülmekle birlikte şikayetin değerlendirilmesi için tebligatın hangi kanun maddesine göre yapıldığının resen tespiti gerekmekle birlikte, ödeme emri tebligatının öğrenildiği tarihe göre yedi günlük sürede tebligatın usulsüz olduğu ileri sürülmediğinden, İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemelerince, ödeme emri tebliğ işleminin Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesi gereğince yapıldığı ve buna göre tebliğ tarihinin, ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih olan 29.11.2021 olarak kabulü ile sonuca gidilmesi yerinde olup kararın onanması gerekmiştir....
Şikayetçi borçlunun şikayet dilekçesinde ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna yönelik bir iddiasının bulunmadığı, bu hususun şikayetçinin istinaf dilekçesinde de, “şikayet dilekçemizde tebligatın usulsüz yapıldığına dair bir itirazımız olmamasına rağmen” şeklinde ikrar edildiği görülmekle birlikte şikayetin değerlendirilmesi için tebligatın hangi kanun maddesine göre yapıldığının resen tespiti gerekmekle birlikte, ödeme emri tebligatının öğrenildiği tarihe göre yedi günlük sürede tebligatın usulsüz olduğu ileri sürülmediğinden, İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemelerince, ödeme emri tebliğ işleminin Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesi gereğince yapıldığı ve buna göre tebliğ tarihinin, ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih olan 27.12.2021 olarak kabulü ile sonuca gidilmesi yerinde olup kararın onanması gerekmiştir....
Yukarıda özetlenen dilekçe ve borçlu vekilinin duruşmada alınan beyanından anlaşıldığı üzere borçlu vekilinin İcra Mahkemesi’ne başvurusu, borçluya çıkarılan tebligatlar komşuları olan ... ...’a tebliğ edildiğinden TK’una ve Yönetmelik hükümlerine aykırı olup, tebliğ tarihinin İİK’nun 32. maddesi gereğince 06.05.2012 olarak kabulü gerektiği yönündeki usulsüz tebliğ işlemine yönelik beyanlarını da içermektedir. Dosya kapsamından Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere borçluya yapılan tebligatların Tebligat Kanunu’nun 16. maddesine ve Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 29. maddesine aykırı olduğu anlaşılmaktadır....
Satışa hazırlık işlemlerine yönelik şikayet üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber, süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde icra mahkemesi kararının, ihalenin feshi aşamasında incelenmesi mümkündür. Ancak, yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, aynı şikayet nedenleri ile ihalenin feshini talep edemezler. Satış ilanının davacılar vekiline 29/01/2022 tarihinde tebliğ edildiği, davacıların satış ilanı tebliği işlemine ilişkin usulsüzlük iddiasının bulunmadığı, tebliğ tarihinden itibaren 7 günlük yasal sürede yukarıda belirtilen iddialarla şikayet yoluna başvurulmadığı anlaşılmakla artık bu hususlar ihalenin feshi nedeni olarak ileri sürülemez. Satış ilanı tebligatının usulsüzlüğü nedeniyle ihalenin feshini istemek hakkı, sadece kendisine tebligat yapılmayan ilgilisine şikayet hakkı verir. İhalenin feshini isteyen şikayetçi, kendisi dışındaki diğer ilgililere satış ilanının tebliğ edilmediğini ileri süremez....
CEVAP: Davalı-Alacaklı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davacı borçlunun takibe konu borca yönelik yaptığı itirazların haksız olduğunu, kambiyo senedine dayalı söz konusu borcun gerçek bir borç olduğunu ve imzanın da davacıya ait olduğunu, takipte davacıya yapılan ödeme emri tebligatında bir usulsüzlüğün söz konusu olmadığını, mahkemece verilen kararın hukuka uygun olduğunu belirterek davacı tarafın istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Uyuşmazlık, kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte imza itirazına ilişkindir. Davacı, istinaf dilekçesinde ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürmüş ise de, İİK'nun 16.maddesine göre, borçlunun usulsüz tebligatı öğrendiği tarihten itibaren 7 günlük sürede şikayet davası açmasının gerektiği, somut olayda, dava dilekçesinde ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinin ileri sürülmediği anlaşılmıştır....